Güncelleme Tarihi:
Sizi fotoğraf çalışmalarınızla tanıyoruz. ‘Public on Paper’da resimlerinizi göreceğiz. Bu değişikliğin sebebi ne?
- Serginin çıkış noktası, yaklaşık olarak sekiz yıl önce aklıma gelen bir fikir. Açıkçası işlerin görsel ve mecra yönünün yanında işin çıkış noktası sürpriz bir durum yaratıyor. Dolayısıyla şu an açıklamak istemiyorum, izleyicinin sergiyi ziyaret ettikten sonra anlayacağı bir durum söz konusu. Kavramsal olarak ise işlerin bana göre en ilginç yanı, son derece demokratik ve özgür olması. Toplumun her kesiminden insanın kendisinden bir şeyler bulabileceğini düşünüyorum. Amacım klasik manada bir bulmaca veya sürpriz yaratmaktan çok, işlerin fikir olarak ilginç bir olasılık yarattığını gösterebilmek.
Kaç eserden oluşuyor?
- Toplam 32 eserden oluşuyor. İşlerimde genel olarak insan algısının limitlerini, fiziksel ile sanal, görünenle görünmeyen arasındaki sınırları araştırıyorum ve bugüne kadarki çalışmalarımda izleyicinin beklentilerini ilk bakışta doğrular gibi yaparken pratikte ters düz eden bir fikir ya da formu yeniden yaratmaya çalışıyorum.
Çok yönlü bir sanatçı olarak kendinizi sanatın farklı dallarında ifade etmeyi tercih ediyorsunuz. Sebebi nedir?
- Sadece bir tünelin içinde ilerlediğiniz zaman tünelin sonundaki ışığı görebilirsiniz fakat tünelin dışındaki dünyayı göremezsiniz. Dolayısıyla ben de mümkün olduğunca farklı yollardan giderek farklı olasılıklar keşfetmeye çalışıyorum. Herhalde en büyük sebebi budur diye düşünüyorum.
Sırada ne var peki?
- Öktem Aykut Galeri’de açılacak olan sergim, aslında hiç bitmeyen bir seri olacak. Yani buzdağının görünen yüzü. Bu seriyi devamlı üreteceğimi düşünüyorum. Bunun dışında, şu anda yaşadığımız dönemin fenomen haline gelen imaj yaratım ve tüketim süreçleriyle ilgili bir projem var. Ayrıca topluma ait olan ama toplumun birçok kesimi tarafından farkına varılamayan fiziksel ve kavramsal durumları ortaya çıkartmaya çalışan bir proje üstünde çalışıyorum.
‘Public on Paper’, 25 Nisan–18 Mayıs arasında, Öktem Aykut Galeri’de görülebilir.