‘Bu filmde birlikte rol alacağımızı bilmiyorduk’

Güncelleme Tarihi:

‘Bu filmde birlikte rol alacağımızı bilmiyorduk’
Oluşturulma Tarihi: Aralık 16, 2023 07:00

Onları bir arada gördüğümüz üçüncü proje bu. Artık oyunculukta partner olmanın adeta kitabını yazmış gibiler. “Karşındakini iyi tanıyorsan, o sahneyi oynarken neye ihtiyacı olduğunu bilebiliyor, empati kurabiliyorsun; iyi partnerlikte iyi empati gerekiyor” diyorlar. 22 Aralık’ta vizyona girecek ‘Cenazemize Hoş Geldiniz’ filminin oyuncularından Sevda Erginci ve İsmail Ege Şaşmaz’la buluşuyoruz; arkadaşlıklarını, oyunculuğu ve aşkı konuşuyoruz...

Haberin Devamı

Daha önce iki dizide onları birlikte izlemiştik. Saatler süren set çalışmaları sırasında artık iki dosta dönüşmüşler. İsmail Ege
ne kadar hiperaktifse Sevda o kadar sakin biri. Ama bir puzzle’ın parçaları gibi birbirlerini tamamlıyorlar. Karşılıklı atışmadan, bazen birbirlerine kızıp bazen birbirlerini güldürmeden duramıyorlar. Başlıyoruz birlikte sohbete...

Sizi üçüncü kez bir projede birlikte görüyoruz. Artık birlikte çalışmak gibi bir kriteriniz mi oldu?

İsmail Ege Şaşmaz: Birlikte rol aldığımız ilk dizide karakterim Sevda’yla evlenmek istiyordu; evlenemeden dizi bitti, benim karakter öldü. İkinci dizimizde nişanlıydık, ayrıldık.

Bu filmde artık mutlu sona ulaşılıyor mu?

İsmail Ege Şaşmaz: Evet, bu filmde evleniyoruz.

Sevda Erginci: Bir sonraki projede boşanan bir çifti canlandırırız belki (gülüyor).

Haberin Devamı

İsmail Ege Şaşmaz: İlk soruna dönersek; biz bu filmde birlikte rol alacağımızı bilmiyorduk.

Aa nasıl? İnsan partnerini bilmez mi?

Sevda Erginci: Çok acele oldu. Yapımcımızla konuştuk, akşam senaryoyu okudum, çok sevdiğim bir yapım şirketi ve yönetmen olunca ertesi gün setteydim.

İsmail Ege Şaşmaz: Ben sette arabasını gördüm, plakadan tanıdım, “A, Sevda burada” dedim. Çok da iyi oldu.

İyi partnerlik nasıl olur sizce?

Sevda Erginci: Karşındakine iyi alan açmak gerekiyor. Mesela ağır bir dram işinde de birlikteydik. İlk bölümde rolü çıkarabilmek için çok içime kapanmam gerekiyordu. Ege beni çok iyi tanıdığı için bana çok alan tanıdı.

İsmail Ege Şaşmaz: Evet, rahat bıraktım aslında. Bir de ben Sevda’nın aksine daha sosyal biriyim. İnsanlarla diyalog konusunda zıtlaştığımız olurdu, o da işimize ve birbirimize yarıyordu.

Sevda Erginci: Karşındakini iyi tanıyorsan, o sahneyi oynarken neye ihtiyacı olduğunu bilebiliyor, empati kurabiliyorsun, işte iyi partnerlikte iyi empati gerekiyor.

İyi, güzel, övgü dolu sözleri bir yana koyarsak, birbirinizi nasıl anlatırsınız?

İsmail Ege Şaşmaz: Beni çok tatlı bir küfürle seviyor, ama ne olduğunu burada söylemeyeceğim. Ben de ona karşılığında “Seni seviyorum” diyorum.

Haberin Devamı

Sevda Erginci: Böyle söyleyince bir garip oldu ama aslında beni o kadar iyi tanıyor ki, onunla çok rahatım. İstediğimi söyleyebiliyorum. Mesela karşımdaki sevmediğim biriyse hiç iletişim kurmam, benim için dünya üzerinde yokmuş gibi olur, öyle davranırım... Ama çok seviyorsam ve iyi iletişim kurduysam samimiyimdir.

İsmail Ege Şaşmaz: Sevda ayrıca çok temiz kalpli, çok eğlenceli ve çok güzel. Bak güzelliğini de övdüm.

Sevda Erginci: Teşekkür ederim, canımsın! Ege biraz uçarı kaçarıdır ama hep ensesindeyim. Çok samimi ve özel hayatımızda da, set içerisinde de her şeyi rahatça konuşabildiğim, yanında kendim gibi olduğum, kendimi ifade edebildiğim çok kıymetli biri.

Haberin Devamı

Aşk bende bir ev hissiyatı yaratıyor

Sizi genelde dramda izledik. Bu sefer komedide göreceğiz. Sizce komedi mi dram mı daha zor?

İsmail Ege Şaşmaz: Komedi zor.

Sevda Erginci: Komedi bence rahat.

İsmail Ege Şaşmaz: Nasıl rahat?

Sevda Erginci: Sabah uyandığında güzel bir gün geçireceğini biliyorsun. Sete geliyorsun ve komik, güzel bir şey olacağını, gününün iyi geçeceğini biliyorsun.

‘Bu filmde birlikte rol alacağımızı bilmiyorduk’

‘Cenazemize Hoş Geldiniz’de sizi nasıl karakterlerle, ne tür bir hikâye içinde izleyeceğiz?

Sevda Erginci: Canlandırdığım ‘İrem’ karakterinin ailesinin hikâyesini ve kaostan gelen komedisini izliyoruz. İrem ailenin tüm karakterlerinin aksine daha sakin, toparlayıcı, ağırbaşlı. Ozan’la evlenmek istiyorlar fakat şöyle bir problem var; Ozan’ın ailesi, İrem’in ailesinin tam tersi. İki çok farklı aile yapısı bir araya geldiğinde ortaya çıkan komediyi göreceksiniz.

Haberin Devamı

O halde aile ilişkilerinin ilişkiye yansıması nedir sizce?

İsmail Ege Şaşmaz: Ailelerin iyi anlaşması büyük keyif. Biz eşim Hande’yle birlikte olmaya başladığımızda babam ve onun babası o kadar iyi anlaşıyorlardı ki, biz daha nişan yapmadan babamlar tatile çıkmıştı. Bu çok büyük konfor oluyor. Ailelerimiz de birbirleriyle çok vakit geçiriyor. Hayatın bu yanı daha da eğlenceli.

Film bir çiftin aşk hikâyesini anlatıyor. Siz aşkı nasıl anlatırsınız?

Sevda Erginci: “Nasıl bir sevgili istiyorsun” diye sorarlar ya, ne zaman bununla ilgili bir şey anlatsam tam aksi biri karşıma çıkıyor, kendi kendimi yalanlıyorum. O yüzden bu tanımlamalara inanmıyorum. Gerçekten çok rahat hissettiğim ve kendim olabildiğim biriyle olabiliyorum. O yüzden aşk bende bir ev, yuvada olma hissiyatı yaratıyor. Âşık değilsem de evimi arıyorum.

Haberin Devamı

İsmail Ege Şaşmaz: Ben aşkı buldum ve evlendim. Ocak ayında da bebeğimiz olacak inşallah. Aşk benim için her geçen gün daha da artıyor. Çünkü eşim Hande’yle biz gerçekten birbirimizi tamamlıyoruz. Onda olmayan bende, bende olmayan onda var.

Sevda Erginci: Zaten evli çift ciddiyetleri de yok.

İsmail Ege Şaşmaz: Biz hâlâ sevgili gibiyiz. Öyle bir ciddiyet de yok, insanlar evliliği böyle gibi gösteriyor ama evlilik çok güzel bir şey arkadaşlar, evlenin. Bana “Evlilik nasıl gidiyor” diyorlar. “Güzel gidiyor” diyorum, “Nasıl ya” diyorlar. Abi senin evliliğin kötüyse boşan. Ben mutluyum, beni sal. Hande’ye olan aşkım da ilk evrede çok perçinlendi, sonrasında çok şey yaşadık ve atlattık. Çok da güzel oldu, iyi ki her şeyi yaşamışız. Hamile kaldığında ona daha da âşık oldum. Göbeği ve bebeğimiz büyüdükçe her gün daha farklı bakıyorum, bu benim çok hoşuma gidiyor. Bir insana daha ne kadar âşık olabilirim? Bunun bir sınırı olmadığını görüyorum. Çocuk doğduğunda ne olacak çok merak ediyorum.

Bir at sahibi oldum, ailem genişledi

İlk âşık olduğunuz ünlü kimdi?

İsmail Ege Şaşmaz: Avril Lavigne’di. Sürekli şarkılarını dinlerdim.

Sevda Erginci: Aklıma isim gelmiyor ama ‘Duvara Karşı’yı izlediğimde Birol Ünel’i çok beğenmiştim.

Yeni yıla az kaldı, 2023’te en çok yüzünüzü ne güldürdü?

İsmail Ege Şaşmaz: Çocuğum olacağı haberini almak.

Sevda Erginci: Bir at sahibi oldum, ailem genişledi, yüzümü en çok güldüren şey bu oldu. Adı Jojo. İstanbul’da bir çiftlikte, her fırsatta onun yanına gidiyorum.

2024’ten en büyük dileğiniz nedir?

Sevda Erginci: Hiçbir şey dilemiyorum galiba. Hakikaten bir dileğim yok. Benim adıma en büyük dileğini söylesene.

İsmail Ege Şaşmaz: Mutlu olman. Ben sağlık diliyorum, en büyük dileğim bu.

Ne yaptın kendine öyle?

İkiniz de 30 yaşındasınız. 30’lar kırılma noktası derler. Sizde o değişim yaşandı mı?

Sevda Erginci: 29 yaşımın son ayları biraz krizli geçti.

Neden?

Sevda Erginci: ‘30 oluyorum. Ne yaptım şimdiye kadar’ diye düşünmek için kendimi üç ay İzmir’de bir dağın başına kapattım.

E, sonuç ne oldu?

Sevda Ergin: 20’li yaşlarımda kendim dahil her şeyi çok yüzeysel gördüğümü fark ettim. 30’da gerçekten aklın başına geliyor yani. Çevrendeki insanlara, olaylara bakış açın değişiyor ve derinleşiyorsun.

İsmail Ege Şaşmaz: Sen bunu 30’a geçer geçmez keşfettin mi? Ne yaptın dağ evinde kendine öyle?

Sevda Erginci: Evet, keşfettim.

Bu meslek size ne öğretti?

İsmail Ege Şaşmaz: Sabırlı olmak. Çünkü normalde çok sabırsız biriyim, her şey hemen olsun isterim. Ama oyunculukla birlikte bunu çözdüm.

Sevda Erginci: Bu meslek seni çok açık iletişim kurulabilecek biri konumuna getiriyor, sokakta, sosyal medyada... Bir sürü farklı insanla tanışıyorsun. Ve her rolünde başka birini oynuyor, empati kuruyorsun. Böylece insanları eleştirmemeye başlıyorsun. Herhalde bu mesleğin bana en büyük hediyesi eleştirmemeyi öğrenmek oldu. Herkesin karakterine, yolculuğuna ve yaptıklarına saygılı biri haline geldim. Çünkü bu o kişinin hikâyesi.

Rekabet size ne ifade ediyor?

Sevda Erginci: Ben rekabete inanmıyorum. Herkesin parlayacağı bir dönem vardır. Bu sebeple de kimseyi rakip gibi görmüyorum. Önüme gelen işler arasında hangisini en iyi şekilde yapabilirim, ona bakıyorum.

İsmail Ege Şaşmaz: Aynen, herkes kalbinin ekmeğini yer. Bir yandan da herkesin bir zamanı var. Ben o parlama noktasını ‘Güneşi Beklerken’ de yaşadım. 18 yaşındaydım, bir şeyin içindeydim, hep böyle olacak sanıyordum. 30’uma geldiğimde fark ettiğim şeylerden biri de bu oldu; hep öyle olmuyor. O geliyor, yaşanıyor ve onun tadını çıkarman gerekiyor.

BAKMADAN GEÇME!