Güncelleme Tarihi:
Şarkılarındaki gibi, kıpır kıpır, neşe dolu. Zaten başarısının sırrı da kendi gibi olması. Zeynep Bastık, ‘Gizli Kalsın’ isimli kulüpteki sahne performansıyla dillere destan oldu. YouTube konserleriyle sesini Türkiye’ye duyurdu. Açıkhava konserleri doldu taştı. “Daha önce hiç yaşamadığım bir yoğunluğun içine girdim. Sürekli artan sorumluluklara ayak uydurmaya çalıştım” diyerek anlatıyor bu süreci. Hem menajeri hem nişanlısı Tolga Akış da en büyük şanslarından. Onların ilişkisi bu popülerlikten önce başladı. Akış, mesleği gereği, Bastık’ın performanslarının yeni medyada daha büyük kitlelere ulaşmasına rehberlik etti. İkili ilk kez aşk hikâyelerini tüm detaylarıyla anlatıyor.
Nişanlınız Tolga Akış ile nasıl tanıştınız?
ZEYNEP BASTIK: Çok ortak arkadaşımız vardı, birbirimizi biliyorduk ve aslında komşuyduk. Bir gün toplu bir arkadaş buluşmasında konuşma fırsatımız oldu. Hikâye adım adım gelişti.
İlk adımı kim attı?
ZEYNEP BASTIK: Bocaladığım bir dönemdi. Tolga ile daha fazla konuşur olmuştuk. İlk yakınlaşmamızdan sonra “Hadi gel İtalya’ya gidelim” dedi. Bir cesaret geldi, “Hadi” dedim. Orada evlenme teklif etti. İlişki daha yeni başlarken “Evet” dedim.
Kısa sürede “Evet” diyecek kadar sizi çarpan şey neydi?
ZEYNEP BASTIK: Tolga ne istediğini çok iyi bilen biri. Beni panikletmeden, dramalar yaşamadan, kendini bana çok iyi ifade etti. Bir yerden sonra baktım ki kapılmışım.
TOLGA AKIŞ: Zeynep’in şartlar ne olursa olsun hep dik duruşuna, çok zor şeyleri kendine has tarzıyla yumuşacık hale getirmesine hayran olmuştum. Hâlâ da öyleyim.
Nasıl evlenme teklif ettiniz?
TOLGA AKIŞ: İtalya’ya gitmeden yüzüğü almıştım. Amalfi’de güzel bir restoranda evlenme teklif ettim.
Düğün ne zaman?
ZEYNEP BASTIK: Planlamıştık, pandemi yüzünden erteledik.
Sizin ‘her mevsim yazınız’ Tolga mı?
ZEYNEP BASTIK: Bir ilişkide her mevsim yaşanıyor, Tolga tümüyle kabulüm.
Birbirinize olan aşkınızı nasıl ifade edersiniz?
ZEYNEP BASTIK: İkimizin de hayatındaki en huzurlu ilişkisi. Bu aşkı en iyi ‘teslimiyet’ kelimesiyle anlatabiliriz belki.
Birbirinizi üç kelimeyle nasıl anlatırsınız?
ZEYNEP BASTIK: Tolga; gerçekçi, huzurlu ve şefkatli.
TOLGA AKIŞ: Zeynep; hayalperest, naif ve anaç.
Birbirinizde tahammül edemediğiniz neler var?
ZEYNEP BASTIK: Tolga çok rasyonel, ben fazla hayalciyim. Tartışmalar genellikle buradan çıkar.
Birbiriniz hakkında şaşırtıcı ama gerçek ne söylersiniz?
ZEYNEP BASTIK: Tolga, çok fazla çocuk ve çok kalabalık bir aile istiyor. Ama hakikaten çok!
TOLGA AKIŞ: Zeynep’e “Gel her şeyi bırakıp X adasında, şöyle bir evde yaşayalım” desem bırakır. Mutluluğu, huzuru her şeyden daha ön plana alarak yaşar.
İşte ve özel hayatta birlikte olmak ilişkiyi nasıl etkiliyor?
ZEYNEP BASTIK: İnce bir çizgi. Kariyerinde olumlu sonuç vermesi için seni uyarması gereken şeyler var. Bazen sevgili olarak söylememesi gereken şeyler oluyor. Onun dengesi kolay sağlanmıyor. Tolga, bundan yedi ay önce bana destek olacak ekibi kurdu ve şimdi sadece şunu mu yapsak bunu mu yapsak kısmını birlikte konuşuyoruz.
Hangi konularda tartışırsınız daha çok?
TOLGA AKIŞ: Genelde iş dışında tartışmayız. Ben biraz daha fazla dürten tarafım iş konusunda, Zeynep’i zorluyorum. O çalışkan ve uyumlu olsa da bazen ‘hadi’lerime katlanamıyor.
En ünlü isimler sizinle düet yapıyor. Bunu nasıl sağladınız?
Çok organize bir destekmiş gibi dursa da hepsinin ayrı hikâyeleri var. Kenan Doğulu, Harbiye konserinde elimden tutup beni sahneye çektiğinde, Mustafa Sandal “Bir şarkı var, birlikte söylesek mi?” dediğinde, Sezen Aksu’nun davetiyle karşısında oturup Onno anıları dinlediğimde heyecandan vücudumu dahi hissetmiyordum. Çok şükür hepsi için... İsteyen herkes fazlasına sahip olsun.
Bir koltuğa çıplak ayak oturup şarkı söyleme modasını siz başlattınız. Sizi eleştirenler aynısını yapar hale geldi. Ne düşünüyorsunuz?
Başta ben de onlarla aynı fikirdeydim, o yüzden garipsemiyorum. Kendi 18 aylık sürecimin hem öznesi hem de izleyicisi olarak gördüm ki yeni medyanın içinde olmak, öyle yaşamayı, öyle üretmeyi, öyle düşünmeyi gerektiriyor. Tümünü değiştirmeden istediğiniz sonuç gelmiyor. Bu bir bütün.
Geçen yazın en çok dinlenen isimlerinden biri oldunuz. Hayatınızda maddi ve manevi neler değişti?
Daha önce hiç yaşamadığım bir yoğunluğun içine girdim. İllaki daha fazla kazanmaya başladım ama hayatımda maddi anlamda önemli bir değişiklik olmadı. Sürekli artan sorumluluklara ayak uydurmaya çalıştım. Olumlularla birlikte artan olumsuzluklarla yaşamayı öğrenmeye çabaladım.
Birileri bilinçli olarak kötülüğü körüklüyor
Büyük sektöre dahil oldukça müzik dünyasının gerçeklerine dair sizi en şaşırtan ne oldu?
Düşündüğümden çok daha büyük, biraz da karanlık bir dünyaymış. Bu alandaki getirinin önemli bir negatif karşılığı olduğunu görüyorsunuz. Müzik dünyası diye sınırlamayayım ama hepinizin gözüne çarpan birçok olumsuz konuşmayı arka tarafta çoğunlukla birileri bilinçli tetikliyor veya körüklüyor. Bununla ilgili istikrarlı bir mesai harcıyor olmaları benim akıl sınırlarımı aşıyor. Biri ortaya desteği olmayan bir şey attığında o peşinen doğru kabul ediliyor. Bir yerden sonra açıklamanın da anlamı kalmıyor. O yüzden çoğu zaman takip de etmiyorum.
Sıfır kilometre bir şarkı çıkardınız. Cover şarkıları seslendirmenizi can yeleği olarak görenlere ne diyorsunuz?
Cover’ın her zaman herkeste aynı sonucu vermediğini görüyoruz. Herkeste aynı sonucu vermiyorsa bu bir formül olamaz. Yorumun önemli ve belirleyici olduğunu kabul etmemek bana abes geliyor. Öte yandan çıkardığım ve içinde olduğum yeni şarkıların dinlenmesi ve izlenmesi bir yılda 400 milyonun üzerine çıkmış. Bu, sadece ‘cover’ yapıyor tezini de çürütüyor ama zaten bunu ısrarla söyleyen insanın eleştirme niyeti de belli. Haklısın deyip geçmek lazım.
Tolga Bey siz yaptığınız işi nasıl anlatırsınız?
En uzun geçmişim reklamcılıkta. Sonra BKM’de pazarlama ve iletişim tarafının başındaydım. Ardından kendi ajansımı açtım. Şimdi yeni medya üzerine uzmanlaşmış bir yapı kurdum. Başka sektörlerde girişimlerim var.
Zeynep Hanım’ın kariyerinde nasıl bir etkiniz oldu?
Zeynep kendi alanının en iyisi olarak, sahnesi en çok rağbet gören, şarkıları yorumlaması ve enerjisiyle ayrışan, fanatik takipçileri olan biriydi. Ben yeni medya platformlarıyla bunu uygun bir çerçevede daha büyük kitlelere ulaştırmasına rehberlik ettim.
Her sesi güzel olan herhalde bu kadar başarılı olup izlenmezdi. Bunun sırrı nedir?
Zeynep’in farklı bir enerjisi, kendine has ritmi, müzisyen tabiriyle ‘yürüyüşü’ var. Kendine birçok şeyi yük etmeyen, fazladan hırsları olmayan, eş dost yaşamayı seven, saydam biri. Yani en önemli sırrı, görünen özelliğini hakikaten yaşayıp formülden, matematikten uzak olması.
Yine de kısa sürede bu kadar bilinir olmanın bir matematiği yok mu?
Bazıları Zeynep’in sürekli yükselişini benim bu alanda çalışıyor olmama bağlıyor. Konuşulmanın matematiği diye tanımladığınız ‘reklam vermek’, ‘parayla iyi konuşturmak’ ise asla yapmadığımız şeyler. Zeynep’le ilgili bu anlamda hiçbir şeye ‘1 lira’ harcanmadı. Biz başarılı olmuşsak bu, oluşturulan içeriğin ve içerik yönetiminin Zeynep’in ruhuyla uyumlu yapılmasından kaynaklanmıştır.