Güncelleme Tarihi:
* Bu kitabı, sofrasını sağlıkla donatmak isteyen ama nereden başlayacağını bilmeyenler için yazmışsınız. Sağlığın kontrolünü ele almak zor mu?
Zor değil ama herkeste bir çaresizlik hissi var. Senelerdir bize besin diye yutturulan yiyeceklerin bizi beslemediğini, hatta hasta ettiğini öğrendik. Buna rağmen insanlar beslenme alışkanlıklarından vazgeçemiyor.
* Neden?
Esas mesele, her şeyin tek bir günde değişmesini istemeleri. Beslenme alışkanlıklarınızı kısa sürede değiştirmeye çalışırsanız yolda kalırsınız. Adım adım ilerler, her yeni adıma alışmak için kendinize zaman tanırsanız değişim zor değil.
m Bu değişim için sürekli yediklerimizin hesabını yapmamak mı lazım?
Diyet listelerini bırakın. Hiç kimse hayatını bir kibrit kutusu peynir, yağsız bir salata ve bir parça tavuk yiyerek geçiremez. Yaşamınızdan şeker ve tatlıyı; ekmek, makarna gibi buğday ürünlerini çıkarın. Sağlıklı yağların zayıflattığını sık sık dile getiriyorum. Bu yağların yanına protein de eklediğinizde saatlerce acıkmazsınız. Derisi alınmamış tavuk eti, somon, hamsi, palamut gibi yağlı balıklar ve kırmızı ette bu mükemmel ikili bir arada bulunur. Yumurtayı bol tereyağıyla pişirdiğinizde, ev yoğurdunun içine ceviz, badem ya da fındık kattığınızda sizi uzun süre tok tutacak birlikteliği yaratmış olursunuz.
Turşular sebzenin besin değerini arttırır
* Önemli olanın bir yiyeceğin kalorisi olmadığını söylüyorsunuz. Nedir önemli olan?
O yiyeceğin kan şekeriniz üstündeki etkisi. Özetle, her kalori aynı değil. Şeker ya da cipsten aldığınız 70 kaloriyle bir parça tavuk ya da yumurtadan aldığınız 70 kaloriyi bir tutmayın. Biri kandaki insülin seviyesini arttırarak daha çok acıkmanıza neden olurken diğeri kan şekerinizi dengeler ve sizi uzun süre tok tutar. Brokoliden aldığınız 70 kaloriyi, bir ısırık gofretten alınan 70 kaloriyle bir tutmak akıl kârı mı?
* Neyi neyle ikame edeceğiz? Mutfak reformu için birkaç öneri verir misiniz?
Alışveriş listenizden ayçiçeği yağı, mısırözüyağı çıkacak. Yerine soğuk sıkım zeytinyağı girecek. Damarları esas tıkayan trans yağlar, margarinlerdir. Halis tereyağından korkmayın. Listenizde ceviz, fındık, badem olsun; hem tok tutarak kilo kontrolüne yardımcı olur hem de son derece zengin birer Omega 3 kaynağıdır. Buğday unuyla yapılmış ekmekler, kurabiyeler, çörekler gidiyor! Yerine mısır unu, karabuğday unu, nohut unuyla hazırlanmış sağlıklı tarifler geliyor.
* Peki ya meyve ve sebzeler?
Meyveyi, sebzeyi mevsiminde yiyin. Bunun bir adım sonrasında, meyvesini-sebzesini atadan kalma tohumdan yetiştiren üreticiyi bulun, alışverişinizi ondan yapın. Listeye kimyon, kırmızıbiber, kekik, biberiye gibi şifalı baharat ekleyin. Zencefili, zerdeçalı, moringa bitkisini unutmayın. Kanserden koruyucu etkisiyle brokoli, doğanın antibiyotiği sarmısak, doğal kalp ilacı alıç gibi süper besinler de sofranızda yer almalı... Listede günlük süt de var çünkü yoğurt mayalamaya başlayacaksınız. Probiyotik zengini turşular sebzenin besin değerini arttırır. Son olarak asla ama asla bulyon tüketmeyin.
Et tüketiminin verdiği zarar vicdan yaralıyor
* Senelerce ‘yağ şişmanlatır’ diye cevizden, bademden, hatta zeytinyağından uzak durduk, sağlımızdan olduk! Tip 2 diyabet patladı. Kanserler arttı. Kalp krizine bağlı ölümler çoğaldı. Alzheimer yetişkin nüfusun kâbusu haline geldi.
* Hâlâ şekerin beynin iyi çalışması için gerekli olduğu önyargısından kurtulamadık. Sınav sabahında çocuğunuz kahvaltıda şeker yerse, kan şekeri aniden fırlar. İki saat sonra, yani imtihanın tam ortasında kan şekeri aniden düşer. Kendini halsiz hisseder, zihninin en açık olması gereken zamanda beyni bulanır.
m Bilimsel çalışmalar, sera gazı emisyonlarının yüzde 15’inin hayvan yetiştiriciliğinden kaynaklandığını gösteriyor. Et tüketiminin diğer canlılara verdiği zarar, vicdan yaralayan ahlaki bir problem. Süt ve süt ürünlerden uzak duranlar sağlıklarına herhangi bir zarar vermiyor. Çünkü sütü zaten sindiremiyoruz. Bunun yerine badem sütü, fındık sütü çok daha faydalı.
* ‘Tatlıyla aram hiç yok. Neden şeker hastası oldum?’ diye düşünüyorsanız sofranızdaki ekmeğe bakın. Vücudumuz glisemik indeksi yüksek besinleri şeker gibi algılıyor.
* Mucize bitki kavramına karşıyım. Ama öyle yiyecekler var ki sağlık faydaları açısından diğerlerinden bir adım öne çıkıyor. Moringa bunlardan biri. Turpu andıran ferah bir tadı var. Bir süredir ülkemizde de yetiştiriliyor. Güçlü bir antioksidan, yaprağına özgü bileşenler doğal bir şeker ilacı etkisi gösteriyor. Sindirim sistemi için de harika. Antibakteriyel özelliğiyle ülser, gastrit ve mide kanseriyle ilişkilendirilen bir bakteriyle savaşıyor.