Biraz şöhretli hissetmeye kalktığımda ‘Tükürürüm senin şöhretine’ diyen bir annem var

Güncelleme Tarihi:

Biraz şöhretli  hissetmeye kalktığımda ‘Tükürürüm senin şöhretine’ diyen bir annem var
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 08, 2020 07:00

Tiyatro, sunuculuk, reklamlar, dizi ve sosyal medya... O, son dönemde her mecranın aranılan ismi. “Hayalini kurduğum şeyleri tek tek yaşıyorum. Hayal kurmaya devam edeceğim” diye anlatıyor hikâyesini. Enis Arıkan’la sosyal medyada başladığı yeni programı ‘Enis ve Enes’ vesilesiyle konuştuk.

Haberin Devamı

Okullu bir tiyatrocu Enis Arıkan. Ancak asıl ününü sosyal medyada kazandı. Rol aldığı dizilerde yerini sağlamlaştırdı. Sahneyi hiç bırakmadı, en son ‘Alice’ müzikalinde izledik onu. Ekranda göründüğü kadar neşeli, konuşkan. Şöhret kavramıyla dalga geçiyor, yüzünden tebessüm eksilmiyor. Ama iş röportaja gelince o adam, yerini daha ciddi birine bırakıyor. Yaşadıklarını sakince ve tane tane anlatıyor.

 Instagram’da ‘Enis ile Enes’ isimli bir programa başladınız. Enis’i anladım ama Enes kim?

Program hakkında toplantı yaparken çıktı ortaya. Bir reji var, tüm yarışmacıları o alıp teknik tüm işleri o yapıyor; adı, Enes. Onu biraz benim avatarım gibi konumlandırdık.

Programın içeriğinde neler olacak?

Bilgi yarışması ama sorular biraz farklı.

Ne gibi?

Haberin Devamı

Mesela “Serdar Ortaç’ın, göbeğinden zeytin yediği ünlü mankenin adı nedir?” İnsanları biraz rahatlatmak, güldürmek için oluşturduğumuz tatlı bir format.

Son dönemde hep sizi konuşuyoruz. Kariyeriniz birden zirve yaptı...

Kariyerim değil de popülerliğim zirve yaptı. Türkiye’de ikisi çok karıştırılıyor. En basit örnekle tiyatro kariyerimde oynamak istediğim daha çok oyun ve büyük hayallerim var benim.

Ama her yerdesiniz. Reklam, dizi, tiyatro, sunuculuk... Yüzüm eskir korkusu yaşamıyor musunuz?

Hayalini kurduğum şeyleri tek tek yaşıyorum. Devam edeceğim ve bunların arasında korkuya yer yok.

Nedir sizi bu kadar özel kılan?

“Ağlıyordum, paylaşımın sayesinde gülümsedim”, “Sayende nefes aldım”. Her gün bu tür mesajları okuyunca hepimizin tek derdinin huzur ve mutluluk olduğunu anladım. Benim de hayatta hizmetim belki bu.

Mutluluğuma odaklandım

17 yaşında rol aldığınız bir reklam filmiyle tanındınız. Ama asıl tanınırlığınız sosyal medyayla oldu. Sosyal medyayı bu kadar erken keşfedip olacakları nasıl öngördünüz?

Olacakları öngörmek değil de aslında o dönem kendimi mutlu etmek için kullandığım bir araçtı. Neler olacağını bilmiyordum. Zamanla takip edenler artmaya başladı ve benimle eğlendiklerini gördükçe daha çok motive oldum.

Aslında içekapanıkmışsınız...

Haberin Devamı

Çevreme karşı değildim. Sadece bana tepki veren herkes gibi, doğrusunun bu olduğunu düşünüp özelimle değil, sadece oynadığım karakterlerle var olmayı biliyordum.

Sonra ne değişti?

Bunlara takılı kalıp mutsuz olduğumu anladığım an kendi mutluluğuma odaklandım ve içimden geldiği gibi yaşamaya başladım.

Gerçek Enis’i göstermeye ne zaman karar verdiniz?

Egolar ve kalıplar içinde yaşamanın beni mutlu etmediğini anladığım an.

Başlarda sosyal medyada olduğunuz için size burun kıvıranlar vardı. Özellikle bazı oyuncu arkadaşlarınız... Neydi onları rahatsız eden?

Bir oyuncunun sosyal medyada bu kadar özelini paylaşması o dönem için yaygın bir durum değildi. Bu yüzden başlarda yadırgadılar, mesleğimden uzaklaştığımı düşündüler. Fakat zamanla en katı tepkileri verenler bile duruma alıştı, hayatıma olan olumlu etkilerini görmek onları rahatlattı.

Haberin Devamı

E, şimdi neredeyse bütün oyuncular sosyal medyada, fenomen olma yarışında. İzlerken içinizden ne geçiyor?

Zamanında bana burun kıvıran ve   eleştirenlerin bugün aynı şeyleri yapması benim değil, onlar için bir ders.

Önce ailemi rahat ettirmek derdindeyim

Sadece sosyal medyada 2 milyon kişinin gözü üzerinizde. Bu kadar izlenme nasıl bir sorumluluk?

Takipçi sayısı arttıkça, bir dönem sanki onlar üzerinde bir sorumluluğum olduğu yanılgısına düştüm. Fakat sonra kendime yola çıkış noktamın bu olmadığını hatırlattım. Bir ‘story’nin günde 1 milyon kişiye ulaşması, çok izleniyor olmak beni ben olmaktan alıkoyacaksa ben orada yoktum. Yoluma bildiğim gibi devam etmeyi seçtim.

Tanındıkça, işleriniz arttıkça, para kazandıkça hayatınızda neler değişti? Yatlar, katlar, arabalar...

Haberin Devamı

Sanırım babamı erken yaşta kaybetmenin ve ailede tek erkek olmanın bilinciyle, hep önce ailemi mutlu ve rahat ettirmek derdindeydim. Onların ihtiyaçlarının karşılanmadığı bir dünyada benim mutlu olmam mümkün değil. Şu an bu söylediklerinin hiçbirine sahip değilim ve benim için çok da önemi yok.

Şöhretin en zor ve en konforlu yanları neler sizce?

Şöhret her zaman benim dalga geçtiğim ve kendimi içinde görmediğim bir kavram. Biraz olsun şöhretli hissetmeye kalktığımda “Tükürürüm senin şöhretine” diyen bir annem var sonuçta.

Babanız bir iflas yaşadı. Mali sıkıntılardan dolayı kalp krizi geçirip hayatını kaybetti. Bu durum size nasıl yansıdı?

Zor. Yaşayan bilir. Hiçbir zaman unutmayacağım, sadece yaşamayı öğrendiğim bir acı. İnsanı daha güçlü yaptığı da kesin.

Haberin Devamı

Bunlar nasıl bir Enis yarattı?

Ailesine ve arkadaşlarına sıkı sıkıya bağlı bir adam yarattı.

Herkesin bilmesinde yarar gördüğünüz bir hayat tecrübenizi paylaşır mısınız bizimle?

Yalan söylemeyin.

“Ölsem vazgeçmem” dediğiniz bir huyunuz var mı?

Telaşsızlığım.

KİLOLARIMLA BARIŞTIM, BAZILARI DA ETLİ OLSUN

Saçlarınız ekleme. Kellik probleminiz mi vardı? Bakım nasıl yapıyorsunuz?

Dizi için Gülse Birsel istemişti. Proje devam etti, bozamadım. Rapunzel gibi tarayıp evde savurarak dolaşıyorum.

Gelelim kilo problemine...

Hiçbir zaman istediğim kiloda olamadım. E, yemek yemeyi çok seviyorum... Artık onunla da barıştım. Bazıları da etli olsun (gülüyor).

‘AŞK-I MEMNU’DA OLSAM, NİHAT OLURDUM

◊ ‘Aşk-ı Memnu’ repliklerini ezbere biliyormuşsunuz…

YouTube’a bir çekim yapacaktık. Onun için ezberlemiştim. Video çok sevilince bir de annemle çektik.

◊ Bir ‘Aşk-ı Memnu’ karakteri olsanız hangisi olurdunuz?

Dizideki herkes biraz yılan. Dürüstlüğünden kaybeden Nihat olurdum. Beşir de olabilir. Sır tutacağım diye helak oldu!

SEVDİKLERİME SARILMAK VE ÖPMEK İSTİYORUM

◊ Karantinaya girmeden bir gün evvel arkadaşımın doğum günü vardı ama söylentiler başlamıştı. Korkudan bir saat kalabildim. Karantina bitince ilk önce sevdiklerime sarılmak ve kocaman öpmek istiyorum.

◊ Dizisiz kalmaya alışkınım ama tiyatrosuz bir yılım geçmedi. “Acaba bu yıl böyle mi geçecek?” diye düşünmeden edemiyorum. Öte yandan bu şartlarda ortaya çıkan üretme isteği ve yolları beni heyecanlandırıyor.

◊ Konservatuvar eğitimi almamın en büyük sebeplerinden biri müzikallerde yer almaktı. Her yıl bir tiyatro oyununda olmama rağmen hiç müzikal teklifi almamıştım. ‘Alice’ gibi büyük bir prodüksiyonun içinde olmak; şahane kostümler, dekorlar, dev bir ekibin bir parçası olmak beni inanılmaz heyecanlandırdı. Hayallerimden birine daha ulaştım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!