Güncelleme Tarihi:
Projenin tam adı ‘Osmanlı Kültür Tarihinde Servet-i Fünûn Dergisi’. Derginin, Tevfik Fikret’in edebiyat kısmının başına geçtiği 256’ncı sayısıyla (1896) bir süreliğine kapanmasına neden olan, Hüseyin Cahit’in Fransızcadan tercüme ettiği ‘Edebiyat ve Hukuk’ makalesinin yer aldığı 553’üncü sayısı (1901) arasındaki neşriyatına odaklanıyor. Amaç, bütünlüklü bir analizle derginin yüzyıl sonu Osmanlı kültür hayatındaki yerinin daha iyi anlaşılması.
Bu derginin seçilmesi boşuna değil. Servet-i Fünûn, 19’uncu yüzyıl sonunda Osmanlı İmparatorluğu’nun bilimden sanata, iktisattan politikaya uzanan modernlik deneyimini ve buna bağlı olarak yaşanan toplumsal dönüşümleri en kuvvetli biçimde gösteren mecralardan.
Proje Boğaziçi Üniversitesi’nde 2015’ten beri TÜBİTAK desteğiyle sürdürülmüş. İncelemeye konu olan 297 sayı tek tek incelenerek her yazı, her görsel başlıklarıyla kaydedilmiş. Tüm malzeme edebiyat, fen, içtimaiye (sosyal hayat), güncel haber, görsellik olmak üzere beş ana kategori ve çok sayıda alt kategoriye yerleştirilmiş. İşte bu veritabanı artık bir tür söylem analizi yapmaya imkân veriyor. Proje yürütücüsü Doç. Dr. Zeynep Uysal’la detayları konuştuk.
Yaygın ve yerleşik kanıları sorgulamak
Bu çalışma nasıl başladı? Neden Servet-i Fünûn seçildi?
- 2015’te bir ‘TÜBİTAK 1001’ projesi olarak başladık. Yola çıkış noktamız, modern Türk edebiyatı tarihinin dönüm noktalarından biri olan Servet-i Fünûn dönemi ve edebiyatı hakkındaki yaygın ve yerleşik kanıları sorgulamaktı.
Neydi o kanılar?
- Köksüzlük, yüzeysellik, toplumdan kopukluk, bireycilik ve aşırı Batıcılık gibi çok genel yargılara indirgenmiş değerlendirmeler. Bu değerlendirmelerin dönemin edebi eserlerindeki karşılığını sorunsallaştırırken, bir yandan da edebiyatta yenilik taraftarlarının çatısı altında toplandığı sıklıkla vurgulanan dergiyi incelemek kaçınılmazdı. Başta Halit Ziya olmak üzere dönemin önde gelen yazar ve şairlerinin eserlerinde ortaya koydukları dünya, sözü edilen bu genelgeçer yargılarla kavranamayacak kadar karmaşıktı.
‘Abes-muktebes tartışması’nın etkileri
Dönemin aydınları nasıl burada toplanmış?
- Servet-i Fünûn, 1891-1944 yıllarında aralıklarla 2 bin 461 sayı yayımlanan ve özellikle Türkçe edebiyatın modernleşmesindeki rolüyle ünlenen haftalık ‘musavver’ yani resimli bir dergi. D. Nikolaidi’nin sahibi olduğu Servet gazetesinin fen eki olarak Ahmet İhsan tarafından yayımlanmaya başlıyor. Teknoloji ve bilim ağırlıklı içeriği derginin 1892’de imtiyazını alan Ahmet İhsan’ın gayretleriyle çeşitleniyor; edebiyat ürünleri de giderek yer bulmaya başlıyor. 1895 sonlarında başlayan ve ‘abes-muktebes tartışması’ olarak bilinen, şiirde kafiyenin göz için mi yoksa kulak için mi olduğu polemiğiyle dergi, bu edebi gündemin mecralarından biri oluyor. Zira Recaizade Mahmut Ekrem fikirlerini Galatasaray Sultanisi’nden öğrencisi Ahmet İhsan’ın idaresindeki Servet-i Fünûn’da yayımlıyor.
Tevfik Fikret ne zaman dahil oluyor?
Recaizade Mahmut Ekrem’in önerisiyle edebiyat kısmının başına 7 Şubat 1896 tarihli 256. sayıdan itibaren o getiriliyor. Bu bir dönüm noktası. Bu vesileyle dergi, Recaizade Mahmut Ekrem’in etrafındaki Tevfik Fikret, Halit Ziya, Cenap Şehabettin, Ali Ekrem, Süleyman Nazif, Hüseyin Siret, Mehmet Rauf gibi genç ediplerin ürünlerinin yayımlanmaya başladığı bir mecra haline geliyor.
Başka kimler var?
Gazeteci kimliğiyle öne çıkan isimlerin başında neredeyse her konuda yazan Ahmet İhsan geliyor. Mahmut Sadık özellikle fenni yazılarıyla uzun yıllar önemli rol oynuyor. Bugün ismi pek bilinmeyen ama derginin resimli olmasının biricik aktörü ise Diran Çırakyan. İllüstrasyon, kolaj ve fotoğraflarıyla dergiye hayat veriyor. Hepsinin ortak özelliği ise kendi içlerine kapalı olmayan, dünyaya açık, büyük bir merak duygusuyla yazan-çizen kişiler olmaları.
DÜNYAYLA EŞZAMANLI OSMANLI
Sizi en şaşırtan yazı/haber hangisiydi?
- Bizi şaşırtan, her şeyden evvel, Osmanlı gündelik hayatının, kültür hayatının dünyayla yakaladığı eşzamanlılık oldu. Bu dönemde sadece Batı’da değil bütün dünyadaki her türden gelişmenin yakından takip edildiğini ve son derece hızlı biçimde dergiye yansıtıldığını gördük. Zihinsel bir küresellik algısı diyebileceğimiz bu durum, bir bakıma ‘biz’ ve ‘öteki’ arasındaki sınırın da yumuşadığını, ortak bir ilerleme söylemi üzerinden Osmanlı orta sınıfı aydınlarının dünyaya ve yaklaşan yeni yüzyıla baktıklarını gösterdi. Ayrıca İstanbul, Selanik, İzmir, Şam gibi büyük kentler yanında köylerin, kasabaların, diğer şehirlerin gündeminin de Osmanlı okuruna sunulması önemliydi.
Veritabanını Nasıl inceleyeceksiniz?
Projede Zeynep Uysal’ın yanı sıra, Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden Doç. Dr. Halim Kara ve Dr. Öğretim Üyesi Veysel Öztürk, İstanbul Şehir Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Görevlisi Deniz Aktan Küçük çalıştı. Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nden Doç. Dr. Ahmet Ersoy ise danışman olarak yer aldı. Dijital veritabanının oluşturulması sürecinde web sayfası tasarımı Buket Okucu ve Umut Özbay tarafından yapıldı. servetifunundergisi.com adresindeki siteye girip herhangi bir sayıyı açtığınızda kapaktan başlayarak içeriğin tümünü öncelikle resim olarak görüyorsunuz. Her sayının içeriği, kategorilere ayrılmış biçimde, günümüz Türkçesine çevrilmiş başlıkları ve kısa birkaç paragrafla sunuluyor.