Güncelleme Tarihi:
Mimar kuşlar, ağaç hastalıkları, hayvanlara yuva olan kurumuş ağaçlar, mevsimsel denge, doğanın parmak izleri… Bilime ve doğaya meraklı çocuklar ‘Doğa Defteri’nde bunun gibi pek çok ilginç bilgiyi öğrenme şansına sahip. Evet, bu bir kitap ama aslında çocukların içindeki çeşitli etkinlikleri yapabilecekleri, kendi notlarını da tutabilecekleri bir defter aynı zamanda!
Hürriyet Cumartesi'de aile-çocuk yazıları da yazan çocuk kitapları yazarı Ömür Kurt, çocuklar için yazmaya başlama hikâyesini şöyle anlatıyor: “Çocukken günlük tutuyordum. O günlerde yazmanın ne kadar büyüleyici bir şey olduğunu fark ettim. İlerleyen yıllarda şiirler, öyküler yazdım. Sonra fotoğraf çekmeyi, keşfetmeyi, incelemeyi deneyimledim. Üniversite yılları, iş yaşamı derken 2010’da Hürriyet gazetesinin çocuk bölümünde çalışmaya başladım. Bir dönem Hürriyet Çocuk Kulübü’nü yönettim. Uzun süredir de aile-çocuk yazıları yazıyorum.”
* Doğa ve çocuk sevgin nereden geliyor Ömür?
Ben 23 Nisan doğumluyum. Çocuk sevgim doğuştan yani… Üstelik Samsun’da dünya cenneti bir yerde büyüdüm. Binbir türlü çiçeğin, ağacın olduğu bir yerdeydi evimiz. Doğanın cömertliğine daha o yıllarda tanık oldum, büyülendim. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde okuduktan sonra Bahçeşehir Üniversitesi’nde Küresel Siyaset ve Uluslararası İlişkiler yüksek lisansı yaptım. İlk üniversite yıllarımda, okulun çocuk hakları topluluğunda çalışıyordum ve her yılın 23 Nisan’ında çocuk hakları gazetesi çıkarıyorduk. İlerleyen yıllarda sokak çocuklarını konu alan ‘Çakıl Taşı’ adında bir kısa film çektim. Film ödül de aldı o yıllarda… Çocuklarımıza tavrımız konusuna daha derinlemesine bakma fırsatı buldum böylece.
* Bir çocuk yazarı olarak kendi tarzını nasıl tanımlarsın? Çocuklarla ilgili en önemsediğin meseleler neler?
Ben kendimi bir ‘sözcük işçisi’ olarak tanımlıyorum. Çocuk masumiyetini gözeten, çocukça değil, çocuğa göre yazmaya çalışan biriyim. Bana göre çocuğa anlatılamayacak konu yoktur. Mühim olan nasıl anlattığımızdır. İşte sanat burada başlıyor. İyi bir sanatçı, en ağır konuları bile en incelikli şekilde anlatabilir. Çocuk ruhunu koruyan, ona edebi bir zevk kazandıran, çocuğu örselemeyen, örselenmiş çocuğunsa ruhunu tamir etmeye çalışan bir edebi sanatı benimsiyorum.
* ‘Doğa Defteri’ kitabının özelliği nedir? Dört mevsimi, ömrünü doğaya vakfetmiş dört önemli isme ithaf etmişsin...
‘Doğa Defteri’ edebiyatla gerçeği buluşturan bir defter çalışması. İçinde ülkemizin
en nadide köşelerinden bilimsel bilgilere, Anadolu coğrafyasında nesli tükenen hayvan ve bitkilerden çocukların aileleriyle birlikte yapabileceği etkinliklere kadar pek çok şey var. Her mevsimi bir çevreciye ayırdık. Ülkemizde pek çok çevreci insan var elbette ancak tarihimizde çevreciliği bizzat gerçekleştiren ve toplumu işin içine dahil eden dört önemli isim var. İlki; Mustafa Kemal Atatürk elbette. Bir ağacın dalı kesilmesin diye Yalova’daki köşkünü yürüterek sadece ülkemize değil, dünyaya çevrecilik mesajı veren ilk siyasi önder o. Ayrıca orman çiftlikleri kurmuş, ağaç dikme bayramlarıyla halkı çevreci olmaya teşvik etmiş… Sonra elbette Manisa Tarzanı! O da Kurtuluş Savaşı sırasında Yunanların ülkeyi terk etmeden önce yaktığı Manisa’yı baştan başa ağaçlandırarak ve bu işe halkı dahil ederek çok önemli bir çevrecilik örneği göstermiş. Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı da önemli çevrecilerimizden biri. Dünyanın dört bir yanından tohum, fidan ve fide getirerek coğrafyamıza önemli bitkiler kazandırmış, Bodrum’u yeşillendirip özel bir yere dönüştürmüş. Bugün greyfurtu bile onun sayesinde yiyebiliyoruz. Son olarak Hayrettin Karaca. O da TEMA Vakfı’nı kurarak ülkemizin çevreci uyanışına çok büyük bir katkı sağlamış. Ben de bu sebeple 'Doğa Defteri’nden elde edilecek telif gelirini TEMA Vakfı’na bağışladım.
* Çocuklar bu kitabı neden sever sence?
Çocukların ruhunda var olan doğa sevgisi ve bilim merakını arttırıp güçlendirmesi açısından önemli bir örnek diye düşünüyorum. Üstelik değerli tasarımcı Serkan Yolcu’nun benzersiz kolaj çalışmalarıyla da çocuklara görsel sanat zevkini doyasıya tattıracak.
* Kitaptaki en ilgili çekici bilimsel bilgiler neler, bir-iki örnek verelim mi okurlarımıza?
Tohum ekerek binlerce ağaç yetişmesine katkı sunan sincaplar ve ardıçkuşu çok önemli bence. İnsanlar hunharca ağaç keserken bu güzel hayvanlar aralıksız olarak toprağa tohum ekiyor, zamanla o tohumlar fidana ve ağaca dönüşüyor. Bu inanılmaz. Ayrıca mimar kuşlar, ağaç hastalıkları, hayvanlara yuva olan kurumuş ağaçlar, mevsimsel denge, doğanın parmak izleri ve daha pek çok ilginç bilgiyle karşılaşacaklar.
* Çocuklara doğayı tanıtmak ve sevdirmek için ebeveynlere ne gibi önerilerin olur?
Sık sık doğaya çıksınlar. Bitki yetiştirsinler, hayvan beslesinler, doğa ve çevrecilik hakkında sohbet etsinler. Bir fidan diken, bir tohum eken çocuk, doğanın müthiş gücünü görecek, küçücük bir tohumun nasıl devasa bir ağaca dönüştüğüne tanıklık edecek, aradan geçen onca zaman içinde beklemeyi ve sabretmeyi deneyimleyecektir. Böylece her istediğini tez zamanda elde edemeyeceğini, sürecin olgunlaşmasını beklemesi gerektiğini öğrenecektir. Ayrıca üretimine katkıda bulunduğu bir şeye asla zarar vermeyi de düşünmeyecektir. Bir fidan diken bir ağaç kesemez. Bir meyvenin ne meşakkatle yetiştiğini gören çocuk onu çürümeye terk etmez, tabağında yemek bırakmaz. Çünkü ne kadar zor bir şekilde olgunlaştığını, ne büyük emeklerle yetiştiğini bilir. Bu sebeple çocuğunuzun doğal üretime katılmasını sağlayın. Böylece birlikte hem kaliteli zaman geçirmiş hem de unutulmaz anılar biriktirmiş olacaksınız.
Doğa Defteri
Ömür Kurt
25m2 Yayınevi
(128 sayfa)
69.50 lira