Güncelleme Tarihi:
Hemen tüm kadim öğretilerde, bedenin şu fani gözlerle gördüğümüz şey olmadığından bahsedilir. Farzımisal, en eski yazılı kaynaklardan biri olan Vediklerin ‘Upanişad’larında; fiziksel, enerjisel, zihinsel, sezgisel ve ruhsal olmak üzere, beden 5’tir... Ve kişi doğduğu andan itibaren bunları, ‘hakiki öz’ünün üzerine bir hırka gibi kat kat giymekte, Arapça den’i sözcüğünden türeyen ve ‘aşağıda olan’ anlamına gelen dünya gezegeninde insan olma deneyimi yaşamaktadır.
İpek Duben’in SALT Beyoğlu'ndaki ‘Ten, Beden, Ben’ sergisinde dolaşırken başka vakitlerde bir ezberi terennüm edercesine okuyup geçtiğim bu felsefeyi gerçek manada tecrübe ettim.
Sergiyi gezenler sanatçının insan bedenini bir malzeme olarak kullanışında belki çok katı bir yan bulacaktır fakat ben aksine, şefkatli bir yaklaşım sezdim. Yemeğin malzemesi olan bir havuç yahut resmin malzemesi olan bir tüp fuşya renkli yağlıboya neyse, Duben için insan bedeni o.
Yıllardır ürettiği işlerde, başta kendininki olmak üzere, insanın ‘bedenli olma hali’ni türlü formda ifade etti. Ve bunu yaparken kişinin fiziksel bedeninin bütünlüğüne halel getiren her türlü müdahalenin, aslında zihnini, sezgilerini, ruhunu yaraladığını belirtti.
FONDA HAMİYET YÜCESES
Duben’in sergisinde sanatçının en sevdiğim üretimleri olan erken dönem desenleri de var, en bilindik işleri de... Benim pek bayılmadığım ‘Şerife’, en çok ilgiyi gören çalışmalardan biri... Duben, kız kardeşinin evine temizliğe gelen Şerife’den esinlenerek yapmış bu resmi. Şerife Hanım, Duben’e poz vermek istemeyince o da pazardan aldığı elbisenin içini doldurarak onun yerine koymuş ve başsız bir Şerife portresi çıkmış ortaya. Benimse sergi boyunca “Acaba Şerife bu elbiseyi beğenir miydi” sorusu aklımda...
Uzun yıllardır Amerika’da yaşayan Duben’in, 1998-2000 arasında hem Türkiye’de hem ABD’de gördüğü kadın cinayeti haberlerini delice bir gayretle tarayarak tasarladığı ‘LoveBook’ (Aşk Kitabı) ve ‘LoveGame’ (Aşk Oyunu) isimli enstalasyonlarıysa hakikaten çok çarpıcı.
Arkada Hamiyet Yüceses’in çaldığı terk edilmiş bir kumarhaneye giriyorsunuz önce. Pırıl pırıl disko topları ve kırmızı ışık altında ilerlediğinizde karşınıza bir rulet masası çıkıyor. Ve ‘tecavüz’den ‘cinayet’e uzanan türlü şiddetten ‘şansınıza’ düşeni alıyorsunuz çarkı çevirdiğinizde... Ürkütücü ve bir o kadar gerçek.
BAMBAŞKA BİR BAKIŞ AÇISI
Sanatçının ‘Erkeklerin aşkı kadınları öldürüyor’ diyerek ürettiği ‘Aşk Kitabı’ ve ‘Aşk Oyunu’, şimdiden bu sezonun en iyi işleri arasında. ‘Ten, Beden, Ben’i gördüğünüzde, bedenli olmak üzerine bambaşka bir bakış açısı kazandığınızı fark edeceksiniz. Ve çıkışta şıkır şıkır Beyoğlu’na doğru yürürken kendinizi, etrafınızdan geçen neşeli, üzgün, telaşlı, yorgun yani gerçek insan bedenlerine karşı daha müşfik hissedeceksiniz.