‘Benim gönlüm ferman dinleyen bir gönül’

Güncelleme Tarihi:

‘Benim gönlüm ferman dinleyen bir gönül’
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 2024 07:00

Güzel bir kadın fakat o bu tip şeylere çok takılmadığını anlatıyor; “Ben doğallığı seviyorum, güzellik bence insanın kendine güvenmesi ve kendinden emin olması” diyor. Diyetisyen olmak için yola çıkmış ama yedi senedir ekranda, başrolleri canlandırıyor, oyunculukta farklılık yaratmayı sevdiğini söylüyor. Bu hafta vizyona giren ‘Beyaz Eşya’ filmi sebebiyle Özge Yağız’la buluşuyoruz; hayatını, oyuncu Burak Berkay Akgül’le ilişkisini ve bilinmeyenlerini konuşuyoruz: “Hiç aldatmadım. Canı gönülden söylüyorum, başımı her gece yastığa huzurla koyuyorum.”

Haberin Devamı

Yüz hatları kalemle çizilmiş gibi, çok keskin ve orantılı; “Bangır bangır her yerde itiraf etmekten hiç çekinmiyorum, hiç estetik yaptırmadım” diyor. Çok nahif bir duruşu ve ona uygun sakin bir ses tonuna sahip. Tane tane konuşarak kendini anlatıyor. Sanki hiç sinirlenmezmiş gibi bir havası var. Özge Yağız’la başlıyoruz sohbete...

‘Benim gönlüm ferman dinleyen bir gönül’

◊ Geçen hafta ABD’nin ünlü internet sitesi TC Candler ve onun bağımsız eleştirmen grubu Independent Critics tarafından her yıl yayımlanan ‘Dünyanın en güzel 100 kadını’ listesine, Türkiye’den giren üç isimden biri oldun. Haberi duyduğunda ne hissettin?

İyi hissettiriyor ama “Bu nasıl oldu, inanamıyorum” diyebileceğim bir şey değil. Çok gözümde büyütmüyorum. Çünkü güzelliği göreceli buluyorum ama ne mutlu ki insanlar beğeniyor ve bir şekilde takip ediyor.

Haberin Devamı

◊ Güzellik nedir senin için?

Ben doğallığı seviyorum, açıkçası makyajın fazlasını kendime yakıştırmıyorum. Bunların dışında güzellik bence insanın kendine güvenmesi ve kendinden emin olması diyebilirim.

◊ Hep beğenilen bir kadın mı oldun?

Evet, “Herkesin ilgisi benim üzerimdeydi” diyemem ama beğeni kelimesini etrafımda çok duyuyordum.

◊ Güzel olduğun için bu mesleğe başladığında önyargılarla karşılaştın mı?

Evet, bunu da sektöre giren birçok kişinin yaşadığını düşünüyorum. İlk zamanlar “Sadece güzel olduğu için mi ekranda” laflarını duydum sonra şunu gördüm; sen çalışıp kendini geliştirdikçe gerçekten birçok yorum kendiliğinden yok oluyor. Çabasız bir şey olacağını düşünmüyorum, emek vermen gerekiyor. Sonra daha fazlasını istiyorlar senden ve bu yüzden hep çalışman gerek. Belki bu yorumlar da seni daha çok çalışmaya sevk ediyor, o yüzden baştan beri hiçbirini negatif taraftan algılamadım.

◊ Peki, güzelliğinin ne kadarı doğal?

Bangır bangır her yerde itiraf etmekten hiç çekinmiyorum, hiç estetik yaptırmadım.

◊ Mesela burnun doğal mı?

Evet, her şeyim doğal. Yıllar içinde ekrandaki değişimi ben de fark ettim ama gerçekten yaşımız küçüktü, suratımın oturmadığı genç kızlıktan kadınlığa geçiş döneminde ekrandaydım ve değiştim. Bir de en basitinden kilo meselesi var. Kilo verince gerçekten kadınlarda birçok şey değişiyor. Allah beni o konuda çok avantajlı göndermiş, çok şükür.

Haberin Devamı

◊ Seni hiç tanımayan birine kendini nasıl anlatırsın?

Ilımlı, dürüst ve enerjik.

◊ Sosyal medyanın en sevdiği oyunculardansın. Hem canlandırdığın karakterler hem ilişkilerin göklere de çıkarılıyor, yeri geliyor eleştiriliyor da. Sosyal medyanın linç kültürüyle barıştın mı?

Bazı şeylere alıştım. Ama özel hayata dair hiç bilmedikleri şeyleri nasıl böyle fütursuzca yorumladıklarına hayret ediyorum. Bir şey yazmaya, söylemeyegörelim, başka yerlere çekilebiliyor, o yüzden insan konuşurken kelime seçmek zorunda kalıyor, bu da bizi bir noktada zorluyor. Ama bazı gerçekler de günün sonunda bir şekilde gün yüzüne çıkıyor.

◊ Sence en yanlış anlaşıldığın konu ne oldu şimdiye kadar?

Haberin Devamı

Bilmiyorum ama belki özel hayatım olmuştur.

◊ Bir önceki ilişkinden sonra hemen yeni bir ilişkiye başlandığın yazıldı, çizildi...

O iş öyle olmayınca hiç önemsemiyorsun Hakan. Aklımın bir köşesinde oturup bunu düşündüğüm bir dakika bile olmadı çünkü doğru değil. Ama bunu seni anlamak istemeyene nasıl izah edebilirsin ki? Edemezsin. Ne anlatırsan anlat o yine anlamak isteyeceğini anlayacak. “Yarası olan gocunur” derler ya, çok hassas biriyim, yaram olsa gocunurdum.

◊ Hiç aldattın mı ya da aldatıldın mı?

Hiç aldatmadım. Canı gönülden söylüyorum, başımı her gece yastığa huzurla koyuyorum. Aldatılma konusunu da hiç açmak istemiyorum.

◊ Neden?

Bir gün bir yerlerde ne olup bittiyse, haberim olsun ya da olmasın, her şeyi Allah’a havale ettim, o kadar
söyleyeyim.

Haberin Devamı

◊ ‘Safir’ dizisindeki rol arkadaşın Burak Berkay Akgül ile birliktesiniz. Dizi sırasında mı başladı ilişki?

Çok geç başladı, dizinin son zamanları.Öyle bir tempoda çalışıyorduk ki haftanın altı günü... Şehir dışında olmak da psikolojik olarak zorladığı için aşka meşke vakit ayıramayacak durumdaydım. Çünkü benim biriyle birlikte olabilmem için o insanı tanımam lazım. Ama bu çalışma şartları sana onu sunmuyor ne yazık ki. Bir araya gelebilme konforunuzun çok daha yüksek olduğu bir dönemde olmanız lazım. Ama inanmıyorlar, oturup kitabe mi yazalım, anlatalım “Bakın şu günde şu oldu, bu saatte bu oldu” diye.

◊ Bir oyuncuyla birlikte olup ayrılınca büyük fan baskısıyla karşılaşılıyor. Zor. Ama gönül ferman dinlemiyor mu?

Haberin Devamı

Benim gönlüm ferman dinleyen bir gönül aslında. Zorlukları var ama bir yandan güzellikleri de çok fazla. Genelde insanlar bulundukları sektörden kişilerle tanışıyorlar. Bir noktada aynı düzeyde insanlarla tanışıyorsun ve sohbetin daha çok oluyor. Mesela biriyle yarım saat konuşurken aynı mesleği paylaştığın kişilerle 4-5 saat sohbet edince daha farklı oluyor.

◊ Burak’ın neyinden etkilendin?

En çok sözlerinden sanırım. Aslında biraz ketum, o yüzden bana özel hissettirdiği laflarına vuruldum.

‘Benim gönlüm ferman dinleyen bir gönül’

HER ŞEY ÇORAP SÖKÜĞÜ GİBİ GELDİ

◊ Hikâyen nerede başlıyor?

Doğma büyüme İstanbulluyum. Ama aslen anne-babam Sivaslı.

◊ Sen diyetisyenmişsin.

Doğru mu?

Diyetisyenim diyemem çünkü üniversite diplomamı almadım, son senemde staj yapmam gerekirken bu mesleğe başladım.

◊ Oyunculuk nereden çıktı peki?

Bazı insanların hayatlarında sihirli değnekli biri vardır, benim için o ablamdı. O çok istiyordu. “Ne olur bir şey yapalım” diyordu. Üniversitenin son yazında bir tiyatro okuluna gitmeye başladım. Sonrası çorap söküğü gibi geldi. Ardından oyunculuk atölyeleri ve menajerlik sistemini duyduk. İlk bulduğum atölyede menajerlik de yapılıyordu. Ve Allah bana yürü ya kulum dedi. Şu an bana sorsan asla masa başında oturamam derim. Ben nasıl diyetisyenlik okumuşum... Okurken çok seviyordum ama şu an yapamam.

◊ 250 bölümlük günlük bir diziyle tanındın. Sonra anaakım kanallara geçtin. Bu taraf daha mı zor?

Aslında çok rahat ettim. Çünkü günlük iş çekerken her şeyi çok daha pratik yapmak zorundasın. Ben anaakıma geçince 5 saniyede kostüm değiştirip 10 dakikada saç, makyajdan çıktığım için rahatlığını çok yaşadım. Günlük dizi çekmenin dezavantajları anaakımda bir avantaja dönüştü.

‘Benim gönlüm ferman dinleyen bir gönül’

GÖBEĞİM ÇATLAYANA KADAR GÜLDÜM

◊ Bu hafta başrolünde olduğun ‘Beyaz Eşya’ vizyona girdi. İlk sinema filmin, değil mi?

Aslında çektiğim ikinci sinema filmi ama önce yayımlanıyor. İlk vizyona giren filmim diyebilirim.

◊ Nasıl bir hikâye bizi bekliyor?

Aynı apartmanda oturan iki kişiden biri buzdolabı satın alıyor, birine de bir buzdolabı gelmek zorunda... O iki buzdolabı karışınca olanlar oluyor. Film saf komedi. Gerçekten daha önce izlerken de çekerken de hiçbir işte göbeğim çatlayana kadar güldüğümü hatırlamıyorum. O yüzden benim için başka bir deneyim oldu.

‘Benim gönlüm ferman dinleyen bir gönül’
‘Beyaz Eşya’da Özge Yağız ve Burak Sevinç başrolleri paylaşıyor.

◊ Nasıl bir karakterde izleyeceğiz seni?

Kendini kurnaz zanneden ama aslında hiçbir kurnazlığı başaramayan saf bir ev hanımı olarak. Diğer karakterlerin yanında kadın o kadar saf bir duruma düşüyor ki... O yüzden çok tatlı bir karakterdi canlandırdığım.

ÇOK MASALSI BİR SEKTÖRÜN İÇİNDEYİZ AMA...

◊ Bu kadar yeni oyuncu arasında senin farkın ne?

Aslında farklılık yaratmayı seven biriyim. O yüzden izlenebilecek şeylerde yer alabileceğime inanıyorum.

◊ Yedi senedir bu işi yapıyorsun. Bu meslek sana ne öğretti?

Hayatta tek büyük gerçekliğin aile olduğunu... Çok masalsı bir sektörün içindeyiz ama arkamızı döndüğümüzde hep bir gerçeklik var. Ne olursa olsun, ilgisine muhtaç olduğumuz, konuşmaya ihtiyaç duyduğumuz insanlarla bir arada olmak istiyoruz. Bu da bana onu öğretti. Çok maneviyatçı olduğumu bu sektörle daha iyi anladım.

◊ Bundan sonrası için hedefin ne?

O kadar çok şeyin hayalini kuruyorum ki... İnsan görüp de gıpta ettiği her şeye ‘Bir gün ben de olur muyum’ diyor. Bu konuda Türkiye çok başarılı bir ülke gerçekten. Çünkü çok başarılı kadın sanatçılarımız var. Ama en yakın hayallerimden biri bağımsız bir filmde rol almak. Bir de kendim senaryo yazabilirim, bunu deneyimlemedim ama aklıma yer etmiş bir hikâyenin gerçekleşmesini çok istiyorum.

◊ Bu yaz ekranda diziler yok. Önümüzdeki sezon neler olacağı konuşuluyor. Genç bir oyuncu olarak bunlar seni korkutuyor mu?

Korkmayalım, her şey olabilir, çok krizler atlattık, çok fazla şeyi geçtik. Tabii böyle haberler okuyunca üzülüyorsun ama dibe vurduğumuz dönemlerin illaki bir aydınlığı olacaktır. Her şey sütliman olmuyor. Bence üretken olmaya devam etmeliyiz. İsteyen birçok meslekte de kendini ilerletebilir, üretici olmayı istediğimiz zaman hayat önümüze çok fazla kapı açabilir.

BAKMADAN GEÇME!