‘Benim derdim hep güzel müzik üretmek oldu, tipim şekil olsun gibi şeylerle hiç uğraşmadım’

Koray Candemir 90’larda birçok gencin duvarlarını posterleriyle süsleyen, sokaklarda çığlıklarla kovalanan bir isim. Müzikten hiç kopmadı, hep üretti. Onunla yıllar sonra bir araya geliyoruz. Her ne kadar ‘o konulara takılmasa’ da yine çok yakışıklı. Bunun sırrıyla başlıyoruz sohbete...

Öyle mi? Genlerden, annemle babama çekmişim.

◊ Vampir falan olabilir misin?

Vampir olabilirim, çocukluğumdan beri geceleri yaşayan biriyim.

◊ Estetik var mı?

Yok hiç sevmem kozmetik işlerini, kırışacak ya da sarkacaksam da sarkayım. Ben kendime iyi bakmaya, iyi beslenmeye çalışıyorum.

◊ Eski klipleri görünce ne hissediyorsun?

Başka biri gibi geliyor. Bazen “Bu çocuk iyiymiş” diyorum. Ama yakın çevrem dalga geçiyor. Özellikle de o dönem suratımızdan eksik olmayan gülümsemeyle...

◊ 20’lerindeki Koray’ı bugün görsen ona ne derdin?

“Keyfine bak, fazla takma” derdim, zaman çabuk geçiyor, eğlenmek gerekiyor.

◊ 90’larda hepimizin tanıdığı ‘Kargo Koray’ vardı, sonra Koray Candemir olarak kariyerine devam ettin. Şimdi Kargo, saygı albümü kapsamında konserler için yeniden bir arada. Nasıl bir serüvendi?

Şahaneydi. Gerçi 90’larda ilk çıktığımız beş sene çok yıpratıcıydı ama karşılığını gördük. Albümler sevildi, insanlar ilgi gösterdi.

◊ Kargo sana ne ifade ediyor?

Kargo bana her şeyi veren grup. Dahil olduğumda 19 yaşımdaydım, ilk albümümüz 21 yaşımdayken çıktı. Yani, Kargo benim, çocukluğum, gençliğim...

◊ 1994’te girdiğin grupla altı albüm yapmışsın. 2008’de ayrılmışsın. Neden?

Biraz tortular birikti, gerçekten yorulmuştuk. Kendi yoluma gittim, solo albüm ve şarkılar oldu. Yeniden bir araya gelişimiz de Kargo’ya saygı albümüyle gerçekleşti.

◊ Küslük falan yok muydu?

Ayrılığımız kavga dövüşsüz, çok etikti. Bir sene önce ayrılacağımı söylemiştim, bütün işlerimizi bitirdik, öyle ayrıldım. Hep birbirimizi düşünen bir ekip olduk.

◊ Yeniden bir arada konser serisine başlamak sizin fikriniz miydi?

Prodüktör Hadi Elazzi “Sizin şarkı kataloğunuzu çok değerli buluyorum. Bunları toparlasak, gençler için yeniden yorumlatsak” dedi. Ve 3,5 sene uğraşıldı. 20 şarkıyı, 20 farklı artist seslendirdi.

◊ Siz bu arada ayrı ayrı takılıyordunuz, değil mi?

Evet, liste seçilirken, şarkıları seslendirecek isimler belirlenirken elimizden geldiği kadar yardım ettik. Albümle gurur duyuyoruz. Sonra Hadi bize “Bunun konserini yapalım mı” dedi. Burak (Karataş), Selim (Öztürk), Mehmet (Şenol), Serkan (Çeliköz) ilk çıktığımızda, herkesin hatırladığı kadroyla bir araya geldik. 18 Mayıs’ta Ankara CerModern, 1 Haziran’da İstanbul Maximum UNIQ Açıkhava ve 2 Haziran’da İzmir Kültürpark Açıkhava Tiyatrosu’nda olacağız.

◊ Peki, aradaki boşlukta görüşüyor muydunuz?

Zaten bir dönem Serkan’la Amerika’ya gittik, Maskott diye grup kurduk. Amerika’da yaşadık ve hep iletişimimiz vardı. Diğer çocuklarla da konuşuyorduk ama hayatlarımız başka yerlere gittiği için nadir haberleşiyorduk.

◊ Yıllar sonra bir araya gelip aynı masaya oturduğunuzda ne hissettin?

Zaman tüneli gibi büyük nostalji. Eski lise arkadaşlarınla yıllar sonra buluşursun ve kaldığın yerden devam edersin ya, onun gibiydi. Aynı muhabbet...

◊ Ekip olarak projelere devam edecek misiniz?

Sadece konser serisi için bir araya geldik. Yeni solo albümümü hazırlıyorum. Ama bakarsınız seneye yine grup olarak bir araya gelip özel konserler yaparız.

◊ Albümde Aleyna Tilki, mor ve ötesi, Yalın gibi isimler var. Nasıl seçtiniz?

Ekip olarak bir havuz yarattık, o havuzun içinden seçildi. Çoğu zaten tanıdıklarımız ve eski arkadaşlarımız. Organik bir çalışma oldu.

HAYATIMI YAŞADIM, BAŞKASININ NE DEDİĞİ UMURUMDA DEĞİL

◊ 30 yıllık kariyerinde müzik sektöründe en çok neye maruz kaldın?

Liyakatsizlik, yarım bilgiyle “Ben biliyorum” diyenler beni çok yordu.

◊ Yeni solo albümün için çalışıyorsun. Neden bu kadar bekledin?

Birikme, toplama dönemindeymişim, bu ara sürekli kayıt yapıyorum, birçok şarkı yaptım. Sonbahara çıkarmayı düşünüyorum.

◊ Müzik dışında hayatında ne var?

Dönem dönem film, dizi manyaklığı oluyor. PlayStation oynuyorum. DasDas, Mert (Fırat) sayesinde
yedi senedir devam ediyor.

◊ Sanata ilgilisin, oyuncu olmak istemedin mi hiç?

Ferzan Özpetek’in ‘Cahil Periler’ filminden sonra çok teklif geldi. Ama ben oyuncu değilim. Zaten bir kere İtalya’da gişe rekoru kıran bir filmde oynadım. Avrupa sinemasının setini gördüm, inanılmaz bir şeydi.

◊ ‘Cahil Periler’ cesur sahneleri olan ‘queer’ bir filmdi. Hiç tereddüt ettin mi?

Yok hiç etmedim, köşelerim yoktur. Çok açık ve özgür düşünceli yetiştirildik. Her yönelimden arkadaşım vardır. Bir ara zaten gay falan diye söylentiler çıktı. İstedikleri kadar konuşsunlar. Serkan ile Amerika’ya gittiğimizde couple (çift) olduğumuz, orada yaşadığımız bile iddia edildi. Çok ünlü kişiler için söyleniyor böyle şeyler. Ben hayatımı yaşadım, bir başkasının ne dediği umurumda değil.

◊ Aşkta ne kadar rock ‘n’ roll’sun?

Şıpsevdi değilimdir, hep uzun ilişkilerim oldu. Artık yaş da aldık, ilişkilerde aradığım şeyler değişti.

◊ Ne arıyorsun?

Karşılıklı anlayış, sevgi ve uyum. Aşk geldi mi insanın kimyasını değiştiriyor ve her yaşta farklı etkiler yaratıyor. Ben kendimi daha iyi tanıdım, öyle olunca karşı tarafa da kendimi daha iyi yansıttığımı düşünüyorum. Bu daha sağlıklı ilişkiler kurmamı sağlıyor.

◊ Şimdi var mı hayatında biri?

Evet. Çok güzel bir ilişkim var, çok mutluyum.

◊ Evlenmemeyi tercih etmenin özel bir sebebi var mı?

Hiçbir ilişkim oraya gelmedi.

◊ Çocuk sahibi olmak istemedin mi hiç peki?

İstemedim, sebebini bilmiyorum, öyle bir hevesim olmadı hiç.

KAFAMA DAHA AZ TAKIYORUM, DENGELİYİM

◊ “Çocukken donumla bile kavga ederdim” demişsin…

Evet, dedim.

◊ İnsan donuyla neden kavga eder?

Huysuzdum Hakan, öyle huysuzluklarım da oluyordu (gülüyor). “Bu don olmadı, sıktı” falan bile derdim. Zaman içinde tıraşlanan şeylerimden biri de o halim oldu.

◊ Şarkılarındaki karanlık ne kadar sensin?

Karanlık tarafı ve onunla uğraşmayı seviyorum. Orada gerçekleşen çözümlerin insanın hayatını kolaylaştırdığını düşünüyorum.

◊ Sen kendi karanlık taraflarınla yüzleştin mi?

Tabii, zaten şarkıları da o yüzden yapıyorum. Artık her şeyi kafama daha az takıyorum, daha dengeliyim, balanslıyım…

◊ Göründüğün kadar cool bir tip misin?

Abi bunu bana söyletme… Çok cool’um falan nasıl diyeyim?

◊ Ama insanda o cool duruşu bozma isteği uyandırıyorsun biraz…

Bozacak bir şey yok. Biz zaten 10 sene Kargo’da birbirimizle uğraştık. Yontmataş devri gibiydi, hep yonttuk birbirimizi. Uğraşa uğraşa uğraşmadık yerimiz kalmadı, onun için rahatladık. Onun artılarını da hayatımda hissettim.

◊ Rockstar olarak biliniyorsun. Hayatı öyle yaşamak nasıldı? Çılgınlıklar, delilikler…

Çok tozuttuğumuz oldu ama 20’li yaşlarda sürekli hareket halindesin, yoldasın, başka bir hayat o.

◊ Şimdi öyle mi yaşıyorsun?

Yok, öyle yaşasam çok yorar beni, o zamanlar çok hareket vardı.

◊ 90’ların en yakışıklı adamlarından biriydin…

Ben pek öyle görmüyorum ama…

◊ Nasıl yani? Birçok genç kızın odasında posterin vardı. Hayatı öyle yaşamak keyifli miydi?

Öyle diyorlar ama ben hâlâ almaza yatıyorum. İnan öyle yaşamıyordum. Kemik arkadaş kadromla kapalı devre bir hayatım vardı. Bir de benim derdim hep güzel müzik üretmek oldu, tipim şekil olsun gibi şeylerle hiç uğraşmadım, uğraşmıyorum.

◊ Günümüzde sosyal medyadan ahlaksız teklifler geliyor. Eskiden nasıl geliyordu o teklifler?

Adresimi bulup eve geliyorlar, kapılarda yatıyorlar, binanın duvarlarına boyayla bir şeyler yazıyorlardı. Arabanın üstünü anahtarla kazıyarak ‘Seni seviyorum’ yazanlar bile vardı. Ya da sokakta yürürken çığlık atarak üstüme depar atanlar oluyordu, kaçayım mı durayım mı bilemiyordum.

◊ O dönemlerde şarkıcılara sahnede iç çamaşırı falan da atıldığı söylenir…

Bostancı Gösteri Merkezi’nde bizim sahneye çamaşır atanlar oluyordu. Ama gerçekten çok hareketliydik
sahnede, ben seyircilerin içine dalardım.

◊ O yıllarda seni izlerken kafama plastik su şişesi atmışlığın vardı...

Ben yapmam öyle şey normalde. Sana çok geç bir özür o zaman.

◊ Ben memnundum halimden, sorun yoktu hiç…

Hep beraber deneyimledik o zamanları, o konserler çok özeldi.