Güncelleme Tarihi:
Fıtratına uygun olarak kenar mahallenin mafyası, Fitilli Meyhane’nin güvenlik müdürüydü Kazım. Sevdiğiyse ‘fettan’ Neriman’dı. Kazım’ın kardeşinin adı Zakir’di. Neriman’ı ‘hafif’ buluyordu, bunu abisine söylediğinde cevabını aldı, yerden zor kalktı.
Zakir bir gün meyhanede Nesrin’i vurdu. Niye olduğu polis ifadelerinde gizliydi. Nesrin, Neriman’ın tek yumurta ikiziydi.
Kaderleri aynı, karakterleri farklıydı.
Babaları Bekir, ekmek almaya çıktığı eve iki yıl sonra dönebilmiş, çocuklarının doğduğunu görememişti. Dört sene yanlarında kaldı.
‘Kız gibi’ dediği şahinini satıp Hamdi’yle Fitilli Meyhane’yi açtılar. Sadece iki hafta sonra aralarında kavga çıktı. Hamdi, Bekir’i öldürdü.
Hamdi cezaevindeyken meyhanenin başına oturttuğu Zakir’e, “Bak oğlum, her ay sonu geliri gideri hesaplayacaksın, kaç lira kâr kalıyorsa, yüzde 20’sini bir zarfa koyup kapalı usulde götürüp Kadriye Yenge’ye teslim edeceksin” dedi.
Kadriye, kötü kaderlerini babalarından alan Nesrin ve Neriman’ın vefakâr annesiydi.
Yanlış aşklar, yanlış insanlar, yanlış hayatlarla karşılaşırsın ya; Neriman da Nesrin de hayallerindeki erkeği bulamadılar bir türlü... Tuhaf Tonguç’tan sonra aşka küsmüştü ki bu kez Yatay Mahmut’a kaptırdı gönlünü Nesrin.
Tuhaflığı yarıştırsak hangisinin kazandığı bilinmez ama Nesrin’in her seferinde aşktan vazgeçtiği kolaylıkla söylenebilir.
Her vazgeçtiğinde kalbinin çarpmasına sebep olacak biri çıktı karşısına...
Kendi hayatının yabancısı, başka hayatların seyircisi
Hele bir Çağatay vardı ki, önce ateist, sonra dinlere sığamayan bir adam oluverdi. Nesrin o kadar sevdi ki, yolunu izledi Çağatay’ın. Ta, bir sonraki ‘Artık sevmeyeceğim’ isyanına kadar!
Neriman öyle değildi. O hiç vazgeçmedi, yine de yüzü gülmedi. Belki de her aşk imkânsız aşktı...
Cemal Süreya ve Yaşar Nabi Nayır Şiir ödüllerinin sahibi Altay Öktem, yeni romanı ‘Yalan Yanlış Hayatlar’da herkesin kendi hayatının yabancısı, başka hayatların seyircisi olduğu bir dünyanın kapısını aralıyor. Yaşanan bu yalan yanlış hayatların sırtından vurduğu kahramanlara odaklanıyor.
Ölmenin, öldürülmenin pamuk ipliğine bağlı olduğu bir dünyada güç de olsa ‘anlamaya’ çağırıyor; fonda Zeki Müren’in, Kibariye’nin şarkılar söylediği bir meyhanenin içinde anlık öfkelerin derinine iniyor.
‘Genel Kültürden Kenar Kültüre 101 Fanzin’ kitabı vesilesiyle tanıştığım Altay Öktem’in bu eserini de okumanızı tavsiye ederim.