Güncelleme Tarihi:
Onu önce sahnede gördüyseniz gerçek hayatta karşılaştığınızda ilk tepkiniz ‘Ne kadar da çıtı pıtıymış’ oluyor. Begüm Obiz sesiyle ve eğlenceli tavrıyla sahnede ‘büyüyenlerden’. Canlı müzik sahnesinin popüler ismi şu sıralar yeni şarkısı ‘Bi’ Yer Bul’un heyecanını yaşıyor. Yıllar içinde sahneden edindiği deneyimi kendi şarkılarına yansıtıp daha geniş kitlelere ulaşarak müzikte kalıcı olmak istiyor.
◊ Direkt sorayım: ‘Sahnesi çok iyi’ ne demek?
Gece hayatında insanlar sahnemize eğlenmek için gelir. Güzel bir gün geçirmiştir arkadaşlarıyla, sevgilisiyle; der ki: “Bu geceyi eğlenerek taçlandırayım.” O kişi geldiğinde kalkmasın isterim. Mutlu olsun. Bir şarkıyla ya da gözünün içine baktığımda ona bir şey anlatayım, onunla temas kurayım. Sahne benim için hiçbir zaman çıkayım, şarkı söyleyeyim, ineyim olmadı.
◊ Sahne tozu size ne zaman bulaştı?
8-9 yaşında çocuk korosundaydım. 300 kişinin önünde konser verirdik. Sahneye çıkma cesaretini, o özgüveni zaten çocuk yaşta almıştım. İnsan hep hayata geliş amacını sorgular ya; ailem ve çevrem tarafından hep başka yönlere çekilmeye çalışıldım. Ama benim amacım mutlu etmek, eğlendirmek galiba. Kitlelerle iletişim halinde olmak. Şu da değil: “Sesim çok güzel, çok iyi bir yorumcuyum.” Sesimi çok kişi eleştirebilir, ses aralığımı, ses rengimi... Ama enerji dediğin şey benim için sahne demek. Sahnedeyken insanları ne kadar etkileyebiliyorum? Tabii ki modumun düştüğü zamanlar oluyor. Kendime ‘Hemen merkezine dön’ diyorum. Her an aynı psikolojide, enerjide olmak önemli.
◊ Sahnedeyken insanları gözlemler misiniz?
Hem de çok.
◊ Bir gece sahnedeyken o karanlıkta beni en arkada otururken görüp “Meltem sen misin” diye seslenmiştiniz. Çok şaşırmıştım...
Görürüm. Önemli benim için çünkü. Sahneye ilk çıktığımda hep arkalara bakarım önce. En öne bakmam. Kimin kiminle gelmiş? Nasıl hareket ediyorlar? Modları nasıl? Hepsini gözlemlerim.
◊ Seyirci profili son dönemde değişti mi?
Son dönemde kız popülasyonu çok arttı. Kız kıza eğlenceye çıkanlar daha fazla. Bu da beni mutlu ediyor. Eskiden gece 12’den sonra kız kıza eğlenmeye çekinenler olurdu. Gençlerin sayısı da çok. İstanbul’da ilk sahneye çıktığım yıllarda 35-40 yaş üstü gece hayatında söz sahibiydi. Pandemiden sonra Z Kuşağı’nın daha fazla söz hakkı var gece hayatında.
‘SADECE ŞÖHRET İÇİN OLMAZ’
◊ En güzel kim eğleniyor?
Benim için hâlâ 30 yaş üstü. Çünkü bildiğin gibi repertuvarımda en çok 90’lar şarkıları var. 90’lar âşığıyım. Günümüz popüler şarkıları benim için sezonluk gibi oluyor. Çabuk sıkılıyorum; “Hadi repertuvardan çıkaralım” diyorum. Ama ‘Kara Sevda’yı, ‘Yabani’yi, ‘80 Günde Devr-i Alem’i söylerken hiç sıkılmıyorum.
◊ Canlı müzik sahnesinde rekabet var mı?
Çok fazla şarkı söylemeyip ‘Benim celebrity (ünlü) çevrem var’ demekle bu iş olmuyor. Ünlü arkadaşlarımız bizi istedikleri karar sosyal medyada paylaşsınlar... Mevzu o değil. Sahneye çıktığında beni sesinle, enerjinle, auranla, artık nereden olursan bir yerden alıyorsan bir gün halkı da alacaksın. Birileri etkinlik yapacağı zaman beni ilk üçte arıyorsa bunun bir nedeni var. “Begüm’le eğlenmemeniz mümkün değil” diyorlar. Benim alameti farikam bu.
◊ İyi şarkı söyleme iddianız da var bence...
Dijital dünyada tabii ki önce sesinle var olmak önemli. Sesinin karakteristiği, insanlara ne kadar geçtiği...
◊ Sahnede seyirciyle iletişim kurmayı seviyor musunuz?
Aşırı seviyorum. Sataşırım. Doğum günlerini önemserim. Biri dans etmiyorsa “Ne oldu, canın mı sıkkın” derim; “Ne yapabilirim senin için”... Hemen modu yerine gelir. Çok kalabalık, iyi seyirci anlamına gelmiyor. Bayramda mekânda 30 kişi filan vardı. O kadar güzel program yaptık ki...
◊ Canlı müzik dendiğinde akla ilk gelenlerdensiniz. İnsanlar sizden cover şarkılar dinlemeyi seviyor. Bu alanda bu kadar başarılıyken kendi şarkılarınızı yayımlamak istemenizin nedeni nedir? Orası da bir başka rekabet alanı.
Oradaki rekabeti az çok sen de biliyorsun. Müzik endüstrisindeki dinamikleri görünce zaten “Ben burada ne yapıyorum” diyorsun. Ben zaten karakter olarak da hırçın, köşeli, ayaklarını yere vurup bir şeyler isteyen bir tip değilim. Mevcut durumla yetinip orayı güzelleştirmek, orayı iyileştirmek ya da kendi versiyonunun en üst ihtimallerini deneyimlemek isteyen biriyim. Yıllarca böyle çok akışta kalmıştım. Vokalistlik yaptım, kurumsal gecelere ve barlara çıktım. Sonunda insanlar dedi ki: “Senden niye bir şeyler dinlemiyoruz”. Tabii benim içimde de var. Bir de geçmişine, edindiğin bilgilere, deneyimlerine de güveniyorsun.
◊ Zaten sahne insanı çok eğiten bir şey değil mi?
Dijital platformlarda çok büyük kitlelere ulaşmış isimlerin çoğunun neredeyse konseri yok. O yüzden dijital dünyayla bizim sahne dünyamız çok keskin bir çizgiyle ayrılmış durumda. Ama kendimi düşününce tabii ki niye yapmayayım dedim. Yeteneğim var işte. Olmaması için hiçbir şey yok. Ama girince de çok başka şeyler görüyorsun. Pes etmiyorum, yapmaya devam edeceğim çünkü günün sonunda bu benim vitrinim, kendi kütüphanem. Biz bu işi sadece şöhret kazanmak için yapıyor olmamalıyız. Yani ben
o yayımladığım şarkıdan 100 tane dinleyici kazansam bile, ne kadar küçük bir rakam baktığında, benim için muhteşem bir şey. Belki şarkılarım kitlesel bir başarıya ulaşmadı. Ama benim için başarı.
◊ Kitlesel başarı çok göreceli bir kavram...
Göreceli. O yüzden şarkını gerçekten keşfedip onu dinleyen bence daha kıymetli bir seyirci. Geçen gün bir otelde konser verdim. Konser sonrası bir çift geldi. Sahneye çıkmadan önce fonda intro (giriş) gibi klibim dönüyor. Klipteki şarkıyı biliyorlarmış, açıp telefondan şarkı listesini gösterdiler. “Biz bu şarkıyı çok seviyoruz. Ama sizin söylediğinizi bilmiyorduk” dediler. Çok güzel bir şey bu. Sonra da işte neden olmasın diyorsun. Gerçekten özeleştirimi de yapıyorum. İlk iki şarkım kendimi keşfetmeye yönelikti. Artık güzel şarkılar seçtiğimi düşünüyorum.
◊ Son tekliniz ‘Bi’ Yer Bul’ 90’lar, 2000’ler tadında, çok
güzel bir şarkı...
Tam bir pop şarkısı. Mustafa Ceceli de düzenlerken “Ben buna trap, reggaeton gibi şeyler
yapamam” dedi. Heyecanlandı. “Oh be, üzerinde oynayacağım bir şarkı çıktı” dedi. Yaylılar canlı
çalındı vs... Eskiye dönüyoruz. Niye hâlâ ‘Jest Oldu’yu son ses dinliyoruz? Niye sıkılmıyoruz? Kenan Doğulu’nun şarkıları niye hâlâ var? Tarkan’ı da sonsuz kere dinlerim. Mabel Matiz’i çok beğeniyorum.
◊ Mabel çok özel bir müzisyen...
Bu dönemin Sezen Aksu’su gibi. Sektöre çok katkı sağlıyor.
‘HEP O EĞLENCELİ KADIN OLMAK İSTİYORUM’
◊ İleride nasıl hatırlanmak istersiniz?
Yani buğulu sesli, kalbimize dokunan o güzel sesli, iyi bir yorumcu olarak tabii ki. Çünkü biri bir şarkı yapıyor, duygusunu ortaya döküyor. Meltem ya da Ahmet bir şey yaşamış ve onu bir hikâyeye dönüştürmüş. Ben ona ne kadar hayat verebiliyorum? Aslında önemli olan bu. Bir de tabii ki sahne hayatında dediğim gibi hep böyle o eğlenceli kadın olmak istiyorum.
◊ Sahne ne kadar devam eder?
Bunun bir tek matematiği yok. Ajda da şu an sahnede. Böyle lokal yerlerde 60-70 yaşında abiler gitarıyla, şapkasıyla sahne yapıyor. Müdavimleri var. Allahım ses verdiği sürece ben de söyleyeceğim.
‘BİR SAAT SONRA SAHNEDEYİZ DE, HAZIRLANIRIM’
◊ Haftanın en az üç-dört günü sahnedesiniz. Her sahneye yeni kıyafet bulmak zor olmuyor mu?
Barlarda yeni yeni çıktığımız dönemde kendimiz alışveriş yapıyorduk. Ama performans alanlarının hacmi büyüdükçe, çeşitliliği arttıkça destek alma ihtiyacı doğuyor. Stilistlerle çalışıyoruz orada da. Beğendiğimiz tasarımcılarla... Markalar da seni görüp giydirmek istiyor. Bu noktada işimiz kolaylaşıyor.
◊ Sahneye ne kadar sürede hazırlanıyorsunuz?
Bana şu an “Bir saat sonra sahnedeyiz” de, hazırlanırım. Mesela Kuşadası’na gidiyoruz, berduş haldeyim. Saçım, başım... Yoldan gelmişiz. Bir saat sonra odadan bir çıkıyorum, ablam (menajeri Melike Obiz) “Ne yaptın sen” diyor. Artık elin alışıyor. Bir de şanslıyım; saçımı, makyajımı kendim yapıyorum.