Begüm Obiz ‘Kadınlığım hiçbir zaman sahne auramın önüne geçmez’

Kendisini “Enerjik, mutlu, sevgi temelli, özgürlüğünü son derece önemseyen, otokontrol delisi, çalışkan,
tezcanlı bir insanım” diye tanımlıyor. Gerçekten de enerjisini ve özgürlüğünü onu seyrederken hissediyorsunuz. Çalışkanlığına gelince hiç durmuyor; İstanbul’un en popüler mekânlarının birinde mutlaka ona rastlıyorsunuz. Dinleyicisini coşturuyor çünkü tam bir sahne insanı Begüm Obiz. “Bedenen gerçek anlamda yorulduğum, bittiğim nice an oluyor ama şahane bir enerjiyle geçen o gecelerin sonunda iç dünyam, ruhum o kadar fazla beslenmiş oluyor ki, oranın enerjisi bedenin berelerini de kapatıyor resmen” diyor. Şimdilerde ikinci single’ı ‘Aşık Gibi’nin heyecanını yaşayan 32 yaşındaki sanatçıyla buluştuk...

Müzik hayatına nasıl girdi, sahnede olmak hep hayalin miydi?

Hem de öyle böyle değil. Türk sanat müziği tutkunu babam ve bağlama ustası dayılarımla büyüdüm. Evde her sabah TRT 4 açık olurdu. Tabiri caizse kulağım bebeklikten itibaren melodilerle dolu. 5 yaşındayken, dedemlerle bir tren yolculuğundaymışız, gece bir uyanıyorlar ben yokum, beni arıyorlar vagonlar arasında. Bir çiftin yanına gitmişim, onlara ‘Dönülmez Akşamın Ufkundayız’ söylüyorum! Büyüdüğümde bu hikâyeyi bana anlattıklarında inanmamıştım. Adana’da çok başarılı eğitimler ve konserler veren Türk sanat müziği dernekleri vardı, 8 yaşında o derneklerden birinin çocuk korosuna başladım ve üniversite sınavına kadar oradaki eğitimi hiç bırakmadım. Yılda en az iki konser verirdik ve hep solo şarkılar seslendirirdim. 9 yaşımda yüzlerce kişinin önünde eser seslendirdiğim fotoğraflarıma bakarım hâlâ. Hayalim TRT sanatçısı olmaktı. Sonra müzik zevkim, odağım popüler müziğe evrilse de müzik bilgimi ve temelimi aldığım alan sanat müziğidir ve benim kalbimde hep ilk sıradadır.

Murat Boz’un 4 yıl vokalistliğini yapmışsın…

Profesyonel isimlerle çalışmak istiyordum zaten, bu kariyerim için çok önemli bir hamleydi. Çok sevdiğimiz bir aile dostumuz vesile oldu Murat Boz’la tanışmamıza. O dönemde ekibe geri vokal arayışı varken, Murat Boz beni davet etti birkaç sahneye ve sonrasındaki 4 sene boyunca birlikte çalıştık. Murat Boz benim müzik kariyerimdeki mihenk taşlarımdan biridir kesinlikle. Kendisini, karakterini, sanatçı yönünü o kadar çok seviyorum ki… Bence ayrıcalıktı, sektörde Murat Boz’la ve o kadar başarılı isimlerle birlikte çalışmak.

‘Meditasyonum sahne’

İstanbul’un en popüler mekânlarında sahnede seni sık sık görüyoruz, nasıl bir tempon var?

2018’den beri aktif olarak İstanbul’un en popüler mekânlarında şarkı söylüyorum. Ayrıca özel ve kurumsal etkinliklerde de sahneye çıkıyorum. Tercih ediliyor olmak ve günün sonunda maksimum verimle her organizasyonu sonlandırmak benim en büyük motivasyonum. O yüzden hiç şikâyetçi değilim bu durumdan. Aksine, benim meditasyonum gerçekten sahnede ve bu yoğunlukta yoğrulmak.

Haftanın en az üç gecesi sahnede olmak yorucu değil mi?

Evet, özellikle sektördeki yoğun dönemlerde altı gün üst üste sahne yaptığım oluyor. Yorulmaz olur muyum? Bedenen gerçek anlamda yorulduğum, bittiğim nice an oluyor ama şahane bir enerjiyle geçen o gecelerin sonunda iç dünyam, ruhum o kadar fazla beslenmiş oluyor ki, oranın enerjisi bedenin berelerini de kapatıyor resmen. Ayağım topukludan yara mı olmuş, kulağım fazla sese maruz kalmaktan tıkanmış mı, saçlarım fazla işlem görmekten yıpranmış mı, onların hiçbirini umursamıyorum. Ruhum doyuyor, mutluluk hormonu salgılıyor vücudum her programın sonunda. Bu bütün yorgunluklara değer.

‘90’ların hastasıyım’

Çok güzel bir kadınsın, bu sence sahnede avantajlı bir durum mu?

Müzisyen olarak beğenilmenin yanı sıra görsel olarak da beğenilmek gibi bir durum var bizim dünyamızda. Ancak benim dünyamda, kadınlığım, dişiliğim hiçbir zaman sahnemin ve sahne auramın önüne geçen bir detay olmamıştır. Sesimi, güzelliğimi beğenen olur, beğenmeyen olur. Kendine yakın hisseden, yabancı hisseden olur; ancak herkesi ortak noktada buluşturduğum konu hep enerjim oldu bugüne kadar. Bundan sonra da böyle olacak. Kendimi 1-2 saat boyunca konumlandırdığım o duygu yüklü dünyama insanları dahil edebildiğim kadar başarılıyım, ne kadar güzel olduğumla değil.

Seni dinlemeye gelenler en çok ne dinlemek istiyor?

Beni uzun yıllardır izleyenler benden düşük tempolu şarkılar dinlemeyi sever hep. Onları birkaç dakika ve saat de olsa dalıp gidecekleri yere ulaştırmayı, en az eğlendirmek kadar seviyorum. Hep birlikte girip çıkıyoruz kendi mazimize, anılarımıza. Bu birliktelik benim vazgeçilmezim. Çoğu dinleyicim gece sonlarına doğru muhakkak isterler o şarkıları, ben de hiçbir zaman kırmam.

En çok hangi şarkıları söylemeyi seviyorsun…

90’lar pop alaturka şarkılarının hastasıyım. Aşkın Nur Yengi’nin, Sezen Aksu’nun, Bendeniz’in ve hemen her 90’lar starının şarkılarını deneyimlemeyi, söylemeyi çok seviyorum. Özellikle ‘Yabani’, ‘Benimsin’, ‘80 Günde Devr-i Alem’ benim üniformam gibi olmuş, neredeyse üstüme yapışmış şarkılardan birkaçı.

‘Şu sıralar sularım durgun’
 Yeni single’ın ‘Aşık Gibi’ çıktı…Biraz anlatır mısın yeni şarkını?
‘Aşık Gibi’ benim için yazılmış sanki. Şarkı Özlem Güneykaya’ya ait. Güçlü bir hikâyesi var. Mustafa Ceceli önerdi bu şarkıyı, “Seni duydum ben bunda” dedi. Girdi stüdyoya, o şahane müzisyenliğini konuşturdu ve bizi büyüledi. İlk dinlediğimde o kadar yükselmişim ki duygu olarak ‘Aşık Gibi’ye, demo aldığımız günkü okumam kullanıldı şarkıda.
O duygunun üstüne çıkan bir yorum yapamadım, düşünün...
 Peki özel hayatında sen de ‘âşık gibi’ misin?
‘Âşık gibi’ydim. Şu sıralar sularım durgun. Aşk o kadar kuvvetli bir mevzu ki, hayatı normal seyrinde yaşatmıyor. Yani bende durum öyle. Uçlarda yaşıyorum her duygumu. O yüzden işime bu kadar odaklıyken, hayatın akışını tersyüz edecek bir hikâyede var olmak istemiyorum sanırım ama bunun planı, hesabı kitabı da yapılmaz tabii. Kapıyı çalmaz çünkü, direkt kırar girer içeri.