Güncelleme Tarihi:
Birinci Dünya Savaşı’nın Doğu Cephesi Savaşları’nı bitiren Lozan Antlaşması, 24 Temmuz 1923’te imzalandı. Bu antlaşmayla hem yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘tapusu’ alınmış oldu hem de Yunanistan’la devam eden savaş sonlandı. Antlaşmanın koşullarından biri, iki devlette de Zorunlu Nüfus Mübadelesi’ne dahil edilmeyen belli sayıda azınlık nüfusun bırakılmasıydı.
Batı Trakya’da faaliyet gösteren Müslüman/Türk okulları da Yunanistan kontrolünde kalarak ‘azınlık okulları’ statüsünde ulusal eğitim sistemine dahil edildi. Devralınan azınlık okullarının işleyişi 1921’de kurulan ‘Müslüman Okulları Müfettişliği’ne verildi. Bu değişiklik eğitim kalitesinde uzun süre büyük bir fark yaratmadı. Okulların fiziki koşulları, eğitim materyali ve yetişmiş öğretmen eksiklikleri yıllarca devam etti. Peki Batı Trakya’daki Türk azınlık okullarıyla ilgili başka ne biliyoruz?
Bizden, bizi anlatabilen yoktu
Tarih Vakfı, 2014-2018 yıllarında yürüttüğü ‘Lozan’dan Günümüze Batı Trakya Azınlık Okulları Projesi’yle Batı Trakya’daki Türk azınlık liseleri ve ortaokullarıyla son yıllarda kapatılma tartışmalarıyla gündeme gelen azınlık ilkokullarında verilen eğitimin dününü ve bugününü araştırdı. Ortaya çıkan sonuçları da aynı isimle kitaplaştırdı.
Yazar Dr. Sebahattin Abdurrahman’ın kendi de bir Batı Trakya Türkü. 1973’te Gümülcine’de doğadu, ilkokulu burada okudu. Lisans eğitimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’nde tamamladı. Halen İngiltere’deki Middlesex Üniversitesi’nde akademisyen olarak görev yapıyor.
Batı Trakya Türk’ü mü Müslümanı mı?
Abdurrahman, “Son zamanlara kadar Batı Trakya Türk azınlığının okuma-yazma oranı çok düşüktü. Bizi hep başkaları anlatıyordu çünkü entelektüel insanımız azdı. Bu şimdi biraz arttı ama devlet kadrolarında hâlâ yer bulamıyoruz. Ayrımcılık fazla. Bu dışlanmışlığı sokaklarda da görürsünüz. Şehir meydanında Türk dükkânı yoktur, Türk mahalleleri bakımsızdır” diye başlıyor anlatmaya.
Batı Trakya Türklerinin kesin sayısı bilinmiyor. Abdurrahman, “Resmi rakamlara göre bölgede 110 bin Müslüman yaşıyor. Yunan devleti, bölgedeki azınlığın ‘Türk’ olarak adlandırılmasını istemediğinden kimlik tartışmaları da devam ediyor” diye anlatıyor.
Okulların durumunu ise şöyle aktarıyor: “1930’da bölgede 305 okul vardı. Ama bu okulların çoğu cami yanında tek göz oda veya eski bir ahırdı. Çocuklar biraz Kuran eğitimi, biraz matematik görür, sonra hasat zamanı tarlaya götürülürdü. İç savaş esnasında okul sayısı düştü. 1950’lerde yeniden yükseldi. Fakat 2010’dan sonra ilkokul kapatmaları başladı.”
5 bin öğrenci var
Peki şimdi durum ne? Abdurrahman, “Şu anda faaliyette 129 ilkokul ve biri İskeçe, diğeri Gümülcine’de olmak üzere iki ortaokul-lise var” diyor: “Batı Trakya azınlık okullarına sadece oradaki belediyelere kayıtlı azınlık çocukları kaydolabiliyor. Türkçe ve Yunanca olarak iki dilli eğitim yapılıyor. Her ilkokulda en az biri Türk, diğeri Yunan iki öğretmen var. Birçok köy ilkokulunda bazen iki, hatta üç sınıf aynı odada ders yapıyor. Bir öğretmen aynı odada 2. sınıflara ders anlatırken, 3. sınıfları ödevle oyalıyor. Öğrenci sayıları yıllar içinde düştü. Şu an 5 bin civarında.”
Kitapta, ismini gizli tutmak isteyen beş öğretmenin izlenimleri de yer alıyor.