Aynı fabrikadan çıkan şarkıların dönemi bitti

Feride Hilal Akın’ın Alman rap’çi BEKO (Berke Çetinkaya) ile seslendirdiği ‘Bal’, YouTube’da bir haftada 550 bin kez dinlendi. Sosyal medyada paylaştığı şarkılarla tanınan, oyunculukta da şansını deneyen Akın’la sanat tutkusunu konuştuk...

Müzik maceranız nasıl başladı?

İlkokulda müzik korosuyla... Lisede devam etti. Yarışmalara katılıp dereceler aldım, ardından sahneye çıkmaya başladım. Sonra 15 saniyelik bir videoyla viral oldum. Ardından yapım şirketlerinden ve çeşitli sanatçılardan teklifler gelmeye başladı. YouTube’da kanalım da büyüyünce kendimi milyonlarca dinleyicinin önünde buldum.

Dizi oyunculuğuyla da şansınızı denediniz. Müziğin peşindeyken oyuncu olmak nereden çıktı?

Hayallerim ve gelecek planlarım hep müzik üzerineydi. Canım hocam Ersoy Güler’in dizi teklifiyle oyunculuk da ilgimi çekmeye başladı. Set maceram okul gibiydi. En başta şarkı söylemek gelse de başarılı bir sanatçı olmak için sanatın her dalına dokunmak istiyorum. Oyunculuk artık benim bir parçam.

‘Bal’ kısa sürede 550 bin kez dinlendi. Ne gibi tepkiler alıyorsunuz?

Yapımcılar ve sanatçılardan çok güzel yorumlar aldım. Yorumlardan ve dinleyici kitlemden çok memnunum. İşbirliği mesajları da alıyorum.

Pandemi bitince albüm gelecek

Müzik kariyeri yapmaya çalışan birçok dizi oyuncusu var. Başarılı buluyor musunuz?

Sesleri ve tarzları iyiyse kesinlikle destekliyorum. Kişiden kişiye ya da şarkının tarzına göre değişiyor ama başarılı bulduklarım var.

Sosyal medyada “Aleyna Tilki mi Feride Hilal Akın mı” gibi anketler yapılıyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Aleyna Tilki ile tarzınız benziyor mu sizce de?

Kıyasa gerek olmadığını düşünüyorum. Aleyna da kendi kariyer yolculuğunda çok başarılı ve benim tek amacım eşsiz sound’lar ortaya çıkarmakken tarzımızın benzediğini söylemem doğru olmaz. Kişileri değil daha çok yapacağım işi düşünürüm.

Sizi genelde ‘featuring’ parçalarda ya da single şarkılarda duyuyoruz. Kendi albümünüzü yapmak gibi bir planınız var mı?

Aslında ‘Zehir Delisi’, ‘Bal’ ve ‘Yağmurlar’, albümüm için hazırladığım parçalardı. Sonra single olarak yayımlamaya karar verdik. Pandemi rahatladığında ya da bittiğinde yurtdışında birkaç stüdyo ziyaretim olacak. Albüm de o haftalar içinde bitmiş olacaktır.

Hayatın güzelliklerini öpüp geçiyorum

Son birkaç yıldır sizin gibi sosyal medyadan parçalarını yayımlayıp popüler olan birçok isim var. Eski pop starların dönemi bitti mi?

Aynı fabrikadan çıkan şarkıların dönemi bitti. Kalıplar içindeki pop dönemi bitti. Eski ve yeni gibi bir ayrım yapmaktansa her dönemin getirdiği kaliteye odaklanmak önemli.

Renkli saçlarınızın yanı sıra videolarınızda giydiğiniz kıyafetlerle de konuşuluyorsunuz. Modayla aranız nasıl?

Bayılırım... Yıllardır ilgim var ve bu konuda çalışmalara başladık. Yakın bir zamanda kendi markam için hazırladığım koleksiyonu paylaşacağım. Bunlar işlerimde bana eşlik edecek. Hayranlarımın çok seveceğini düşünüyorum. Uzun zamandır bu konu üzerinde çalışıyorum. En sevdiğim kalıpları oluşturup içinde iyi hissedeceğim mükemmel ayrıntılar tasarlayacağım.

Twitter’da “Güzellik insanı öper, belirli bir zaman sonra gider. Ama onun bir bedeli var. Ödenir bu hayatta” sözlerini paylaştınız. Siz bu bedeli ödüyor musunuz?

Aşkım Kapışmak’ın bu sözünü bir muhabbet esnasında duydum. Çok hoşuma gitti ve ben de paylaştım. Yüzeysel bakmamaya çalışıyorum hayata. Gelip geçici olmayan gerçeklere odaklanıyorum. Güzelliği içimde beslemeye özen gösteriyorum. Etiketlere takılıp kalmadan hayatın güzelliklerini öpüp geçiyorum. 

Resim, müzik ve dans üçgeni!

Karantinada vaktinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bizim isteğimiz dışında gelişen bu dünya düzeninden biraz da olsa uzaklaşmak için resim, dans ve müzik üçgeninde ilerliyorum. Dans gibi beni özgür kılan alanlara odaklanıyorum. Dışarıdaki bu sıkışıklık hissini dans ederek pozitif bir duyguya dönüştürüyorum. Bu süreçte üretime odaklanıyorum. Krizi fırsata çevirmek için çalışıyorum ve işe yarıyor. Bir şey yapma çabası insanı diri tutuyor.