Güncelleme Tarihi:
Çok değil, 10 yıl kadar önce sneaker’lar (spor ayakkabı) bugünkü kadar popüler değildi. Şimdi en katı ‘kıyafet yönetmeliği’ne sahip şirketler bile çalışanlarının ayaklarındaki rengârenk ayakkabıları hoşgörüyle karşılıyor. Oysa biz, yani Y Kuşağı’nın ilk temsilcileri, okullara bile bu rahatlık abidelerini kabul ettirememiştik. Kösele ayakkabı zorunluydu ve o yıllarda yayımlanan ‘Kurtlar Vadisi’nin de etkisiyle hepimiz siyah takım elbiselerimizin altına dönemin simgelerinden biri olan George Hogg’un püsküllü modellerini geçiriyor, üçlü beşli gezerken 1900’lü yılların başında New York’un mafya dünyasını anlatan filmlerden fırlamış, seyrek bıyıklı İtalyan gençler gibi sokaklarda arzı endam ediyorduk.
Sonra bana otorite kavramını, pratik zekâyı ve yaratıcılığı sorgulatan bir şey fark ettim. Biz bu ayakkabılarla okula giderken arkadaşım Seyhan, yeni satın aldığı siyah Adidas Superstar’ının o ünlü beyaz şeritlerine siyah elektrik bandı çekiyor ve simsiyah bir ayakkabı giymiş gibi hızlı adımlarla yürüyerek okul kapısında saçımızı, sakalımızı, ayakkabı ve kıyafetlerimizi kontrol eden müdür yardımcılarını atlatıyordu.
Bu harika fikir çok hoşuma gitmişti tabii ki. Ancak ne ben ne de Seyhan bu küçük ‘çakallık’ta gizli olan potansiyel iş modelinin farkına varamamıştık. Yıllar sonra öğrenecektim, ünlü spor markaları başka markalarla ya da sanatçılarla işbirlikleri yapıyor ve bu ortaklık sonucunda o özel ayakkabıların değeri katlanıyordu.
Basketbolcular oyunu değiştirdi!
Benim kişisel tarihimdeki ilk sneaker işbirliği ‘Adidas X Seyhan’dı. Oysa bu işbirliklerinin tarihi basketbol ayakkabıları kadar eski.
1917’ye, kısa bir gezintiye çıkalım. ABD’de o yıllarda basketbol çok popüler ancak basketbolcular için üretilmiş bir ayakkabı yok. Converse Rubber Shoe Company ismiyle anılan, şimdi kısaca Converse olarak bildiğimiz şirket Massachusetts’te ikonik All Star modelini o tarihte piyasaya sürdü. Ancak başarılı bir ürün olmadı. Ta ki 1921’e kadar.
Basketbol oyuncusu Chuck Taylor şirkete adım attıktan hemen sonra yeni fikirlerle bu ayakkabı modelini güncelledi. Basketbolcuların bileğine destek vermek için yüksek bir boğaz ve daha fazla hareket kabiliyeti için esnek bir taban... Şirket de karşılığında bu ikonik modelin logosuna Taylor’ın imzasını ekledi.
Converse’in bu alandaki hâkimiyeti 1980’lere kadar sürdü. Öyle ki bazı kaynaklar o yıllarda ABD’de yaşayanların yüzde 60’ının Converse’in All Star modeline sahip olduğunu iddia ediyor.
İşe ayakkabıdan başladılar ve...
Sneaker tarihinde yeni sayfayı açansa tüm zamanların en büyük basketçisi Michael Jordan oldu. ‘Majesteleri’nin kariyerini anlatan ‘The Last Dance (Son Dans)’ adlı belgeseli izlediyseniz dikkatinizi çekmiştir. Jordan henüz ‘çaylak’ken Nike ile bir sponsorluk anlaşması imzalamıştı. Ama gönülsüzce. Çünkü o da dönemin yıldızları Magic Johnson ya da Larry Bird gibi Converse giymek istiyordu.
Nike görece yeni markaydı ama Jordan’la birlikte büyüdü. O 23 numaralı formasıyla yıldızlaştıkça, ‘Be like Mike (Mike gibi ol)’ sloganlı reklamlarda boy gösterdikçe herkes onun gibi olmak istedi. Ve tabii işe ayakkabıdan başladılar. Air Jordan markasının ne denli büyüdüğünü rakamlarla anlatmamıza gerek yok çünkü yazıyı okurken bile markanın logosunun zihninizde belirdiğini tahmin edebiliyorum.
Zincirin son halkası moda devleri
Michael Jordan’ın parkelere veda etmesinden yıllar yıllar sonra sneaker’lar için yeni bir dönem başladı. Hemen her marka artık kendi sneaker’larını üretiyor. Ve bununla yetinmiyorlar. İşbirlikleri artık bu sektörün olmazsa olmazı.
Örneğin temmuz ayının başında Air Jordan ve Christian Dior işbirliğinin sonucu olan ayakkabılar piyasaya sürüldü. 2.000 dolardan satışa sunulan bu ayakkabıyı almak için kaç kişi başvuru yaptı dersiniz? Cevap, 5 milyon... 5 milyonla 2.000 doları çarpma işini size bırakıyorum.
Bu piyasayı bilmiyorsanız “Başvuru ne alaka?” diyeceksiniz, eminim ama bu özel ayakkabıları almak için parayı basmak yeterli değil. Bir listeye adınızı yazdırmalı ve çekilişi kazanmalısınız. En azından bu özel ayakkabıları piyasaya çıkar çıkmaz almak istiyorsanız...
Beş milyon kişi bu ayakkabılardan birine sahip olmak için başvurdu ama çok azı şanslıydı. Şanssız ama zenginseniz üzülmeyin, ayakkabıyı almayı başaranlar sizin için bunları satışa çıkaracak. Ama 10 katı fiyata... İşinize gelirse!
İşbirliklerinin son halkasıysa geçen hafta piyasadaydı. Prada X Adidas Superstar. Üzülmeyin, Christian Dior X Air Jordan’lar kadar pahalı değil. Sadece 430 ‘dolarcık’!
Air Jordan’ın Off White ile işbirliğinin sonucu olan modeller ya da rap’çi Travis Scott’ın tasarladığı Air Jordan modelleri de çok popüler. Bunların fiyatları da 1.500 dolardan başlıyor.