Güncelleme Tarihi:
Annenizin Instagram’da, Özcan Deniz’in profilinde tesadüfen gördüğü bir ilanla keşfedilmişsiniz... Doğru mu?
- Evet. Eskişehir’de, karşılaştırmalı edebiyat okuyordum, annem tesadüfen Özcan Deniz’in Instagram hesabında ‘İkinci Şans’ isimli film için bir ilan gördü. Deneme çekimine katıldım ve seçildim. Aslında oyunculuk çocukluktan beri hayalimdi.
O dönem söylendiği gibi Özcan Deniz’le aşk yaşadınız mı?
- Hayır. O benim yapımcım, ben onun oyuncusuydum. Bundan ötesi yoktu. Yengesi, aynı zamanda menajeri olan Evren Hanım ve onun kızıyla sık sık görüşüyorum, hepsi benim ailem gibi. Bu yüzden bu haberlere çok üzülüyorum.
Bunlar yaşanırken babanız neredeydi?
- Annemle babam ben çok küçükken ayrıldılar. Sebep; ilgisizlik... Babamın karakteriyle ilgili olduğunu düşünüyorum ama iki tarafın da hataları olmuştur. Yine de her zaman çocuğunun yanında olmalıydı.
Babamın üzerimde emeği yok
Hiç karşılaşmadınız mı?
- Biz annemle Antalya’da yaşadık. Nadir görüşürdük. Mesela bir dokuz yaşımda gördüm. Üzerinden dört yıl geçti, 13 yaşımdayken İstanbul’a halamlara geldiğimde bir kere daha karşılaştık. Bir daha hiç haber alamadım. Onu, beni merak ettiğinden daha çok merak etmişimdir.
Artık şöhretlisiniz. Şimdi kapınızı çalsa görüşür müsünüz?
- Görüşmem. Üzerimde emeği yok. Bundan sonra da gerek yok. Benim bütün ailem; annem, dedem ve anneannem.
Hayatınızda baba figürünün olmaması sizi nasıl etkiledi?
- Annem bütün gün çalışırdı. Ben de kendi paramı kazanmaya, küçük yaşta çalışmaya başladım. Evi geçindirmek için çocuk mankenlik yaptım. Kendi ayaklarımın üzerinde durmayı öğrendim. Bunlar beni olgunlaştırdı. Biraz agresifim. Hiçbir zaman babam yok diye ağlamadım ama demek ki bu içimde bir yara, bana agresiflik veriyor. Annem bir daha evlenmedi. Onun hayatı benim, benim hayatım onun oldu.
Güven sorununuz var mı?
- Evet, bu bende güven sorunu yarattı. Zaten en fazla iki ilişki yaşadım.
20 yaşımdayım ve asla sevişmem
Bir yıldır ‘Fazilet Hanım ve Kızları’ dizisinde başroldesiniz. Reytinginiz yüksek, dergilere kapak oluyorsunuz... Bunlar hayatınızda neleri değiştirdi?
- Çalıştıkça maddi olarak değişim de başlıyor ama henüz ev alamadım, arabam da yok. Sadece para biriktiriyorum.
Erkekler konusunda...
- Okulda da hep beğenilen bir kızdım. Karşımdakine yüz vermeyince bana düşman oluyorlardı. Şimdi de değişen bir şey yok. Hayatımda kimse yok. Zaten hiç âşık olamadım. Aşk ne, onu bile bilmiyorum.
Nedir sizi çeken bir erkekte?
- Sapyoseksüel diye bir tanım var. İnsanların beynine âşık oluyorsun. Bende de öncelik beyin...
Canlandırdığınız Ece karakteri kendinden yaşça çok büyük bir adamla evli. Sizin yaş takıntınız var mı?
- Evet, benim yaş takıntım var. Çok enerjik ve delidolu bir kadınım. Asla kendimden yaşça büyük bir adamla yapamam.
Oynadığınız Ece karakteri size ne kattı?
- Dört aylık hamile bir kadını canlandırıyorum. Kimse onu anlamıyor. Annesi bile arkasından dolap çeviriyor. Bu karakter bana kimseye güvenmemeyi de öğretti.
‘Öpüşmem, sevişmem’ gibi kurallarınız var mı?
- Şu an var. Şimdi 20 yaşımdayım ve asla sevişmem. Bu, kırmızı çizgim. Ama beş-altı yıl sonra projeye göre bu kararım değişebilir.
Başarınızın ne kadarını güzelliğinize, ne kadarını yeteneğinize borçlusunuz?
- Şans ve yetenek... Bütün rollerimi deneme çekimlerinden sonra aldım. Ayrıca bende büyük bir özgüven var. Hepsi birleşince işte bu oluyor.
Ben Adriana falan değil, Afra’yım...
◊ ‘Afra’nın; ay ışığı, beyaz toprak, güzel kadın ve çöl çiçeği gibi anlamları var. Ben kendime ‘çöl çiçeği’ anlamını yakıştırıyorum.
◊ Sadece Türkiye’de değil, yurtdışında da işler yapmak istiyorum. Beni Adriana Lima’ya benzetiyorlar. Ama ben Adriana falan değil, Afra’yım, kendi farkımı yaratacağım.
◊ Bitmeyen bir enerjim var. Atamıyorum enerjimi içimden. Bazen de aşırı sakin ve olgun oluyorum. Aile konusunda çok hassasım. Başarısızlık korkum var. Disiplinliyim. Sevdiğim işi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum.
◊ Seksi olmak, güzellik... Birini seçmem gerekirse ben kendimi daha çok masum ve duru buluyorum.