Artık çok değil, az ürün kullanmak makbul!

Küçük küçük tüplerde, hoş kokulu onlarca krem...Yüz temizleyiciler, maskeler, peeling’ler, tonikler... Rengârenk farlar, rujlar, allıklar... Çeşit çeşit kapatıcılar, sabitleyiciler... Her biri diğerine benzeyen ama işi bilen birine sorunca mutlaka farklı bir işlevi olduğunu öğrendiğimiz farklı kalınlıkta fırçalar... Makyaj masamızı, banyo dolabımızı kalabalıklaştıran, pahalı ürünler diğer bir deyişle... Artık hayatımızda bu kadar çok ürün olması durumuyla vedalaşıyor olabiliriz. Son birkaç yılda popülerleşen minimalizm akımı pandeminin etkisiyle ‘güzellik’ alanını da kapsamaya başladı. Güzellik editörü Valeri Dayan’a bu dönüşümü sorduk.

Bakım ve makyaj konusunda minimalist olmaya mı başlıyoruz?

Minimalizm, sadelikten beslenerek özgürleşmeye inanan bir felsefe. Makyajda minimalizmse minimum ürün kullanarak gündelik rutini hafifletmek olarak yorumlanabilir. Son yıllarda doğallığın ve sağlıklı bir cilde verilen önemin artmasıyla bu trend oluştu. Öte yandan medikal estetiğin popülerleşmesi ve kolay erişimi, insanların daha az makyajla da kendilerini mutlu hissetmelerine yardımcı oluyor. Sürdürülebilirliğin ve doğayı korumanın dünya için kritik bir önem taşıması, markaların daha çok işlevi olan ürünleri piyasaya sürmesini ve bazı bilinçli tüketicilerin israfa yol açmayan rutinler belirlemesini sağlıyor. Ancak ‘Hepimiz makyajda minimalleşiyoruz’ demek doğru olmaz.

Neden?

Çünkü bir yandan da kontürü ve makyajın transformatif gücünü bir kez daha popüler yapan, ‘Kardashian kültürü’ olarak tabir edebileceğim bir güzellik anlayışı da hâlâ etkisini sürdürüyor.

Ama vücudun, yüzün her bir bölgesi için ayrı bir ürün almaktan büyük ölçüde vazgeçtik diyebilir miyiz?

Vazgeçilmedi, sadece kılıf değiştirdi. Tüketici eskiye göre çok daha bilinçli. Eskiden markalar ne söylüyorsa onu yapıyorduk. Artık ürünleri kendimize en uygun şekilde kullanabilmek için planlamayı kendimiz yapıyoruz. Örneğin, bir rujun far veya allık olarak da kullanılabildiği bilgisi artık gizli bir şey değil. Veya bir fondötenin kapatıcı olarak da kullanılabileceği ya da bir yüz serumunu elimize de uygulayabileceğimiz...

Bu değişimde pandemi etkisi var mı?

Pandeminin bazılarımızı sadeleşmeye yönlendirdiği bir gerçek. Bu ekonomik sebeplerden de olabilir, ihtiyacın azalmasından da, bu dönemde kendimizi ve cildimizi daha iyi tanıma fırsatı bulmamızdan da... Ayrıca bu dönemde güzel olmaktan öte, fiziken ve ruhen sağlıklı olmak da en değerli şeye dönüşmüş durumda.

Siz nasıl bakıyorsunuz bu akıma? Kendiniz de uyguluyor musunuz?

Pandemi öncesine göre daha sade bir rutinim var. Ama evde olmam, kendime verdiğim özenden tasarruf anlamına gelmiyor. Tam tersine, artık bana neyin iyi geldiğini çok daha iyi bir şekilde gözlemleyebiliyorum. Kullandığım ürünlerin hepsi benim testlerimden geçen ve cildime, vücuduma, ruh halime iyi gelen ürünler. Kimi zaman maksimum üç makyaj ürünü kullanıp, hızlı bir şekilde Zoom toplantıma hazırlanıp mutlu oluyorum. Kimi zaman da yüzüme dört ayrı maske yapıp, vücudumun her noktasına başka bir ürün sürüp günü kendimi şımartarak kapatıyorum.

Bu akımı takip eden biri en temel hangi ürünleri kullanmalı?

Bu sorunun cevabı herkes için farklı. Benim rutinimde cilt bakımının bir numaralı vazgeçilmezi temizleyici. İstanbul gibi kalabalık ve hava kirliliği olan bir şehirde cildimi temiz tutmak benim için çok önemli. İkincisi, iyi bir güneş koruyucu. Makyajdaysa iyi bir kaş şekillendirici; günlük olarak kullanılabilecek, dudak rengime yakın, natürel bir ruj ve yine gün içinde abartılı olmadan gözlerimi vurgulayacak pratik bir far paleti olmazsa olmazlarım.

HANGİ ÜRÜNÜ, NASIL KULLANMALI?

Henüz makyajda minimalizm akımını benimsemeyi düşünmeyen, makyajla yeni tanışan ya da pandemi dönemini makyaj becerilerini geliştirme fırsatı olarak değerlendirenler için makyaj sanatçısı Hamiyet Akpınar’dan minik bir rehber...

BB krem: Cilde bakım yapan, nemlendiren, renk eşitliği sağlayan, güneş koruması olan inceltilmiş fondöten. Yoğun kapatıcı ürün sevmeyenler için ideal.

CC krem: BB krem gibi bakım yapar, kızarıklık ve lekeleri hafifletir. Üzerine fondöten kullanılabilir. Kılcal damarları yüzeyde olan, kızaran ciltler için uygun.

Fondöten: Ciltteki kusurları örter, sivilce lekelerini kapatır ve renk eşitsizliklerini düzenler. Yüz, boyun ve dekoltenin rengine göre renk seçimi yapılmalıdır.

Kapatıcı (‘Concealer’): Gözaltı morluklarını, leke veya sivilce izlerini kapatır. Yoğun morluk varsa ten rengine yakın, içinde turunculuk olanlar tercih edilmelidir.

Aydınlatıcı: Ten makyajına daha ıslak, parlak ve aydınlık bir etki verir. Elmacıkkemiklerinin üzerinden şakaklara doğru sürüldüğünde ‘lifting’ etkisi verir.

Kontur: Bu ürünle yüze istenen form verilebilir. Elmacıkkemiklerini belirginleştirmek ve burun inceltmek mümkün. Soğuk alt tonlarda olması daha doğal görünmesini sağlar.

Sabitleyici: Makyajın ciltte daha uzun kalmasını sağlar. Makyaj öncesi baz veya makyaj sonrası sprey seçenekleri mevcut. Yağlı cildi olanlar için kurtarıcı.

Pudra: Cildi matlaştırmak ve ten makyajını sabitlemek için kullanılır. Işıltılı cilt sevenler ve gözenekleri olanlar lokal olarak kullanmalı.

Ruj: Dudağa şekil, renk ve parlaklık verir. Öncesinde kalem kullanmak daha çok dayanmasını sağlar. 

Far: Göze renk vermek için kullanıldığı gibi, gözü şekillendirmek, derinlik vermek ve büyütmek konusunda da çok işe yarar. Derinlik için kullanılıyorsa orta koyulukta mat farlar tercih edilmelidir.

Rimel: Kirpiklerin daha hacimli, uzun ve kıvrık olmasını sağlar. Gözü çekik yapmak için üst kirpiklerin dışına yoğunluk verebilir, iri göstermek içinse üst ve alt kirpiklere uygulayabilirsiniz.