Güncelleme Tarihi:
Primadonna’nın yalnızlığı
Dünyanın en ünlü operası kabul edilen La Scala’da yıllarca başrollere çıkan büyük soprano Leyla Gencer, ölümünün 10’uncu yıldönümünde Borusan Müzik Evi’nde açılacak ‘Leyla Gencer: Primadonna ve Yalnızlık’ başlıklı sergiyle anılıyor. İKSV tarafından Borusan Sanat’ın katkılarıyla 10 Eylül’de açılacak sergi, Prof. Yekta Kara’nın Gencer’in kişisel eşyalarından hazırladığı özel bir seçkiyi, efsane sopranonun yaşamının farklı kesitlerinden kayıtlarla bir araya getirecek. Gencer’in incelikli, duygu dolu kişiliğine vurgu yapacak sergi 14 Ekim’e kadar devam edecek.
İçimizdeki canavarlar
Güncel sanatçı Necla Rüzgar, çok katmanlı bir sergiyle karşımızda. Mitolojiden beslenen ve insan-doğa ilişkisine değinen Rüzgar, Deniz Artun küratörlüğünde Galata Rum Okulu’nda açılan ‘Çok Kalpli Varlık’ başlıklı sergiyi, “Farklı tür ve özelliklere sahip canlıların, durumların ya da düşünme biçimlerinin iç içe geçmesi” olarak tanımlıyor. Rüzgar’ın yılan saçlı kadın portrelerinin merkezde olduğu sergi, bizi vicdanımızın katılığıyla, başka bir deyişle içimizdeki canavarlarla yüzleştiriyor. Sanatçının yeni dönem işleri arasında, bakışıyla karşılaşamadığımız, yüzlerini bütünüyle örten kadınların yağlıboyaları da dikkat çekiyor. 30 Eylül’e kadar...
Metal ve taşın etkileyici birlikteliği
Bozlu Art Project Nişantaşı’nda açtığı ‘Karşılaşma’ başlıklı yeni sergisinde insan ve hayvan hallerinden, onların karşılaşmalarından, iki farklı unsurun bir araya gelmesi gibi olgulardan hareket eden Kazım Karakaya, metal ve taş malzemeyi bir arada kullandığı etkileyici heykelleriyle bu düşüncesini somutluyor. Kadim kültürlerde çeşitli sembolik anlamları olan hayvan mücadele sahnelerinden de izler taşıyan heykellerinde doğal ve vahşi olanın ‘karşılaşma’sını takip eden Karakaya, taşın kütle etkisiyle metalin mekanik etkisini birbirine kırdırıyor.
13 Ekim’e kadar sürecek.