Güncelleme Tarihi:
Müzikte 43’üncü seneniz. Yaşadıklarınızı en kısa nasıl özetlersiniz?
- Hayatım film olsa çok debdebeli olurdu. Komedisi, dramı, yarası, pansumanı...
◊ Yaralara rağmen siz hep neşe saçıyorsunuz. Bu, hüznün üstünü örtme yönteminiz mi?
- Deli değilim. Tabii ki kahkahaların arasına iki göz yaşı da serpiliyor. Ama dertlerini paylaşan biri hiç olmadım.
◊ Bu işin çok çilesini çektiniz mi?
- Çilesini de çektim; sefasını da sürdüm. Bazen paramızı alamazdık, ertesi günü matineye gelemezsem diye sandalyelerde uyuduğum bile olurdu. Her şeyin en fazlasını yaşadım, çektim, gördüm, unuttum... Hayat karamsarlıktan başka şeyleri hak ediyor. İşime gelmeyen hiçbir şeyi hatırlamam. İçimde karanlık bir şey tutmam.
◊ Ne gibi?
- Biraz tuhaf bir kızdım. Bayağı Pollyanna’yım. Bu öğretilmiş bir şey değil, içimden geliyordu. Her şeyim sezgiseldi. Ruhumda bir acayiplik vardı. ‘Şov Girl’lük, revü yıldızlığı... Ha o yaşta revü mü görmüştüm? Hayır. Ama “Ben buyum” derdim.
◊ 14 yaşından beri sahnedesiniz, ahlaksız teklifler gelir miydi?
- Hep teğet geçti. Zamanın ünlü çapkınları “Seni nasıl oldu da kaçırdım?” derlerdi. Ama sahneye o kadar takıntılıydım ki aşk hiç birinci sıramda olmadı. Hayatımda seksin büyük rolü yok. Yaptığım sahne şovları beni tatmin etti. Yaşamak istediğim hayali sahnede yaşıyordum. Sabah uyandığım andan itibaren aklımda giyinmek, süslenmek ve işlerim olur.
◊ Hep süslü müydünüz?
- Çocukluktan beri, okul formalarım bile saten düşesti.
◊ Fotoğraflarda da hep öpücük atar gibi duruyorsunuz.
- Durmadan öpücük atıyorum, gelene geçene. Böyle bu!
◊ Sizle özdeşleşen göbek danslarına gelelim...
- Ben göbek atmıyorum, o bir Kızılderili dansı.
◊ Nasıl yani?
- 17 yaşımda yürüyememe tehlikesi geçirdim, MS oldum. O yüzden yaptığım dans asla oryantal değil. Ben ritimle, tepinerek sanki Kızılderililer gibi dans ederim.
◊ Bir sürü klasikleşmiş hitiniz var. Sizin döneme baktığınızda Ajda Pekkan ve Sezen Aksu gibi isimler arasında hak ettiğiniz yerde misiniz?
- Olmak istediğim yerdeyim. Hiçbir zaman “dört yapraklı yoncanın bir yaprağıyım” demedim. Öyle münasip gördüler.
◊ Kimdi o dört yapraklı yonca?
- Ajda Pekkan, Nilüfer, Sezen ve ben. Ama kendimi hiç orada görmedim. Söylediğim şarkılar kimseninkine benzemiyordu. Hayatın aşktan ve göz yaşından ibaret olmadığı, farklı konular işleyen şarkılar söyledim.
◊ Bu isimlerden daha mı iyiydiniz yani?
- Farklıyım, yarışılmayacak kadar zor bir iş yaptım. Yoksa öbür yol kolaydı. Benimkilerin genellikle senfonik yapıları vardı. Gençler beni şimdi keşfediyor. Akıllı ve araştırmacılar. Zaten insanlar artık şarkılarda düşünecekleri bir cümle duymak istiyor. Benim de küçücük bir mesajı olmayan bir şarkım bile yok.
◊ ‘Mahmure’nin nasıl bir mesajı vardı?
- Osmanlı kadınının neler yaşayıp çektiğini ama iyimser bir gözle bakınca nasıl şıkır şıkır, fıkır fıkır gibi göründüğünü anlatıyor. Turgut Özakman’ın şiiri, ‘Resimli Osmanlı Tarihi’ oyunundan alındı. Yoksa “Hadi biraz oynayalım” diye yazılmış bir şarkı değil.
Yeni şarkım hem feminen hem feminist
◊ Yeni single’ınız ‘Mavi Düşler’le geri döndünüz. Nedir diğer şarkılarınızdan farkı?
- Zamanın etkilerinden ve aynı anda kendimden uzaklaşmadan hazırladığımız bir şarkı. Hem feminen, hem feminist. Şarkıda “Ben kimsenin olmam, kendi ayağımın üzerinde dururum” diyen bir kadın var. Bunun dışında iki şarkımız daha var. Teker teker çıkacaklar. Bir de Okan Bayülgen’le kabare hazırlığındayız.
◊ Yeni şarkıyla zayıfladınız. Ameliyat mı oldunuz?
- Yok ayol, aldığım kilo kullandığım ilaçlardandı. Diyetle spor yaptım.
◊ En klişe soruyu sorayım: Güzellik sırrınız?
- Peşin verildi canım. Kimseye borçlu değilim.
◊ Bir şarkınızda ‘Hayatın bana aşk borcu var’ diyorsunuz.
- Ödedi, sağolsun. Ben her an âşığım. Buradan eve gidene kadar âşık oluyorum ama eve gidince unutuyorum.
◊ Doğadan, hayvanlardan bahsetmiyorum...
- Evet, karşı cinsten bahsediyorum zaten. Allah’a çok şükür üç büyük aşk da yaşadım. Onlar kendilerini bilir.
◊ Şimdi biri var mı?
- Uzun süredir kendimle çıkıyorum.
◊ Aldatma ve aldatılma hakkında son dönem kadın sanatçıların itiraflarını okuyoruz. Siz yaşadınız mı?
- Aldatılmak, bunca yıl insanın mutlaka başından geçmiştir. Aldatmayı sevmem çünkü zora gelemem. Ama aldatmayı isterdim, hak eden vardı.
◊ Hakkınızda her şeyi biliyor gibiyiz. Bilmediğimiz ne söylersiniz?
- Hiç büyüyemedim. Hâlâ çizgi filmlerin içinde yaşıyorum. İçimdeki Nükhet beş yaşında. Dışarıdaki dünya o kadar vahşileşti ki. Bu mu teknoloji? Ben cebimde yaşamak istemiyorum.
◊ ‘Harp ve Sulh’ şarkınızı söylediğiniz zaman komünizm propogandasından Tantan’ın karşısına çıkmışsınız. Politik bir tarafınız da var mı?
- O dönem herkes böyle şeyler yaşıyordu. Sosyal demokrat ve hümanisttim.
◊ Şimdi görüşünüz ne?
- Kolay değişen biri değilim. Hâlâ böyleyim.