ABD’de yayımlanana dek Türkler bu hikâyeyi fark etmedi

Güncelleme Tarihi:

ABD’de yayımlanana dek Türkler bu hikâyeyi fark etmedi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 22, 2017 16:11

Çizer M. K. Perker’in ‘Insomnia Café’ adlı çizgi-romanını bilenler vardır: Kolinsky’nin bir kafede Angela isimli bir kadınla tanıştıktan sonra çantasında iki kesik el bulduğu, sıradışı bir hikâye... 2004’te L-Manyak’ta adıyla bölüm bölüm yayımlanan hikâye, yıllar sonra kitaplaştırılmış haliyle raflarda. Perker’le kitabını ve nasıl ortaya çıktığını konuştuk.

Haberin Devamı

ABD’de yayımlanana dek Türkler bu hikâyeyi fark etmedi

Çalışma masanızın üzerinde neler olur, çizim yaptığınız ortam nasıldır?

- Bir fincan kahve, birçok kâğıt, kalem, sevdiğim çizerlerin ve ressamların kitapları... Bir de hep CNN International açıktır. Çizerlerin şöyle bir avantajı var: İşimizi yaparken bir şeyler dinleyebiliyoruz. Ben de sürekli haber dinliyorum. Kongrede neler oldu, Trump en son tweet’inde ne yazdı... ABD’de gece yarısı yayımlanan reklamlar da çok komik olur. “Ayakkabınızı bağlamak için eğilmeyin” sloganıyla bir ayakkabı bağlama cihazının reklamını da görürsünüz mesela... Uyuşturucuyla mücadele konulu reklamlar da bu saatlerde çok yayımlanır. Uykusuzluk çekenler işte bunlara maruz kalıyor. Saat farkından dolayı, Türkiye’deyken Amerikalıların çektiği uykusuzluk saatlerini ben gündüzleri yaşamış oluyorum. Bu reklamları benim kadar izleyen, notlar alan da yoktur. Hatta ‘Insomnia Café’ kitabım da de böyle bir reklamla başlıyor.

Haberin Devamı

 Türkiye’deyken kaç suları çalışmaya başlarsınız?

- Sabah 5.30-6.00 civarı uyanırım. Zaten günde en fazla beş-altı saat uyurum.

ABD’de yayımlanana dek Türkler bu hikâyeyi fark etmedi

İKİSİNİN ORTASINDA BİR YERDE…

 ‘Insomnia Café’ nasıl düştü aklınıza?

- Hayatını gece yarısından sonra yaşayan insanlara karşı hep bir ilgim vardı. O zamanlar ben de öyleydim. Bazı film ve romanlarda bu tanıma uyan karakterler çok ilgimi çekiyordu. Mesela ‘Arka Pencere’deki Jeff Jefferies ya da ‘Fight Club’daki Taylor Durden... Aslında benim motivasyonum bir nadir kitap uzmanından çok bir insomniak karakter yaratmaktı.

 Nadir kitap uzmanı Bay Kolinsky, ne uyuyabiliyor ne de tam anlamıyla ayık. Başkahramanınızı nasıl yarattınız?

- Tam da Kolinsky’nin durumunu tanımladınız. İkisinin ortasında bir yerde... Bir yandan entellektüel bir yanı var ama mafyaya da bulaşmış. Gündüzleri kapalı, gece yarısından itibaren açık bir kafe var. Orada çalışan ve aynı zamanda romantik bir ilgi de duyduğu barista, Angela hem onun arkadaşı gibi hem de değil. Yani, uyku ve uykusuzluk hali Kolinsky’nin hayatındaki çelişkilerin de bir metaforu gibi.

Haberin Devamı

ABD’de yayımlanana dek Türkler bu hikâyeyi fark etmedi

 Kitaptaki kötü adamımız neden adını İvan Gonçarov’un ‘Oblomov’ romanından alıyor?

- Küçük göndermeleri çok seviyorum. Kitapta Grant Wood’un ‘American Gothic’ isimli resmine de bir gönderme var.  Ben bu ‘homage’ları (saygı duruşu) sadece öykü yazarken değil, çizgilerde de yaparım. Çizgi roman dünyasının en önemli ödülü sayılan Eisner Ödülü’nde En İyi Yeni Seri dalında aday gösterilen ‘Air’ isimli çizgi romanımın ve daha sonra çizdiğim ‘Todd’ın kapaklarında da birçok ‘homage’ vardır.

‘MASKÜLEN YAZAR’ MERAKIM VAR

‘Insomnia Café’yi 2004’te L-Manyak’ta ‘Uykusuz’ adıyla çizdiniz. Beş yıl sonra da kitaplaştırıldı ve İngilizce yayımlandı. Şimdi nihayet, kitabın Türkçesi raflarda. Bu çizgiroman yurtdışı kariyerinizin başlangıcı mıydı?

Haberin Devamı

- Başka yazarların yazdığı çizgiromanlar çizmiştim. Ama ‘yazar-çizer’ olarak yayımlaman ilk albümüm bu oldu. Daha önce dergi ve antolojilerde yazıp çizdiğim kısa hikâyelerim de çıkmıştı.

 Aynı hikâyeyi önce Türkler, sonra yabancılar okudu. Aldığınız yorumlar arasında fark var mı?

- Tek bir fark var, o da ABD’de yayımlanana dek Türklerin bu hikâyeyi çok da fark etmemiş olması.

 Okumayı 4 yaşında çizgi romanlarla sökmüşsünüz. Nasıl bir okuma alışkanlığınız var?

- Çizgi romandan çok kitap okuyorum. John D. MacDonald romanlarından Harold Robbins’e, Norman Mailer’dan Daniel Woodrell’e...  Woodrell, şu anda çok sevilen ‘Ozark’ isimli diziye adını veren Ozarks bölgesini ilk yazan ve dünyaya tanıtan yazardır. ‘Maskülen yazar’ merakım var. Ayrıca sesli kitap dinleyerek çalışmayı çok seviyorum. Uzun yol TIR şoförü gibi, saatlerce çizerken bir yandan kitap dinleyebiliyorum.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!