Güncelleme Tarihi:
‘İçimdeki Fırtına’, ‘Yerine Sevemem’, ‘Bir de Bana Sor’ gibi hafızalara kazınan Çiğdem Talu-Zeynep Talu şarkıları, yeni bir projeyle sahneye taşınıyor. Şarkıcı Barbaros ile Zeynep Talu, 70’lerden günümüze iz bırakan şarkıların bilinmeyen öykülerini, yeni düzenlemelerle 2 Kasım’da, İstanbul Dada Salon Kabarett’de dinleyiciye sunacak.
İkilinin ‘Sevdik Sevdalandık’ isimli single’ları da yakında çıkıyor.
‘Talu Şarkıları’ projesi nasıl doğdu?
Zeynep Talu: Bugüne kadar anneme ve bana ait şarkılar, birçok değişik projede kullanıldı. Ancak Talu şarkılarını birleştiren bir iş hiç yapılmadı. Önceleri bir albüm haline getirip sonra sahneye taşımayı düşündüm. Ancak şarkıları ve şarkıların hikâyelerini canlı bir performansla paylaşmanın daha enerjik olacağına inandım. Bu şarkıları çok iyi bir şarkıcıyla paylaşmak keyifli olacaktı ve o isim Barbaros’tu.
Yüzlerce beste ve söz arasından nasıl seçim yaptınız?
Z. T.: Önce tüm şarkılarımızın listesini ayrı ayrı inceledik ki bu binden fazla şarkı demek. Sonra duygusal açıdan ve hikâyeleri açısından en özel olanları seçmeye çalıştık. Hepsi orkestramıza göre yeniden yazıldı. Bu, 70’lerden başlayıp günümüze kadar gelen unutulmaz şarkıların ve hepimizin unutulmaz anılarının müzikal bir tarihi aslında. Herkesin ezbere bildiği şarkıların bilinmeyen hikâyeleri...
‘Talu Şarkıları’nı hiç dinlememiş olanlara nasıl anlatırsınız?
Barbaros: Az ve sade yazılıp bir o kadar da derin ve çok fazla şeyin anlatılabilmiş olması... Bugün, ‘İşte Öyle Bir Şey’ sadeliğinde ve çok şey anlatan bir söz görebileceğinizi düşünmüyorum.
Sizler için en özeli hangisi?
B.: ‘Bir de Bana Sor’... Babamın geçireceği önemli operasyondan bir gün önce sahnem vardı. Sadece o an içimden geldiği için, provasız, ağlayarak bu şarkıyla bitirmiştim performansımı.
Z. T.: ‘Hey Yıllar’... Şarkı sözü yazarlığını bir meslek olarak seçmem gerektiğine beni inandıran şarkım oldu. ‘İşte Öyle Bir Şey’ ise Çiğdem Talu & Melih Kibar ikilisini buluşturan ilk şarkı olması nedeniyle özel.
Sıcaklık gitti,
ifadeler avamlaştı
Repertuvarı hazırlarken toplum adına nasıl gözlemlerde bulundunuz? Neler değişmiş?
Z. T.: Aşka, hayata, birbirimize bakışımız... Çok şey değişmiş aslında. Daha sert, daha yorgunuz galiba. Daha sabırsız, daha acımasızız. Belki de bu yüzden eski şarkılardaki duygusal, iyimser cümleleri hatırlamaya ihtiyacımız var.
Peki, şarkıların hikâye anlatımlarında yeni neler var?
B.: Değişen hayat şekilleriyle beraber şarkıların da içeriği değişti. Sıcaklık gitti, ifadeler daha avamlaştı. Gelişen hızlı tüketimle, şarkıların da hızlı tüketime ayak uydurduğu, sloganlaştığı, basitlikten zaman zaman bayağılığa düştüğü bir gerçek.
Şarkılarınızın çoğu aşk şarkıları. Peki aşk konusunda nasıl bir dönüşüm geçirdik?
Z. T.: Her konuda olduğu gibi aşk konusunda da daha tüketici bir hale geldik. “Kendimden vazgeçerim, senden geçmem” günleri geride kaldı. “Olduğu kadar, olmadığı kader” kafasındayız.
Kasım ayında birlikte hazırladığınız bir de single’ınız çıkıyor; ‘Sevdik Sevdalandık’...
Z. T.: Hem söylemenin hem dinlemenin bana iyi geldiği şarkılardan. Ayrıca bugüne kadar hiç cover yapılmadı. Üç farklı versiyonunu hazırladık.