5 TL’nin altında yiyebileceğiniz en gastronomik 5 yemek

Aklında öyle seyahatname filan yazmak yoktu. Yola sırf eski yemeklere, eski tabaklara, eski adetlere ve eski dükkanlara merakından çıkmıştı. Amacı Türkiye’nin kaybolan yemekleri ve yemek kültürüyle ilgili veriler toplamaktı. Sonra bir baktı, yol uzun yani öyle bir kez giderek bitmiyor. E tabii mevzu sadece Türkiye’nin kaybolan yemekleri değil gelenekleri, zanaatkarları, esnafları da olunca şef Ömür Akkor yaklaşık 15 yıldır yollarda... Birçoğuna birden fazla olmak üzere 80 ili tek tek gezdi, 300 bin kilometre yol yaptı. Turistlerden çok, yerel ailelerin gittiği enfes lokantaları gezip yazdı. Çünkü en bilinenlerin peşinde bir liste hazırlamak istemiyordu. Seyahat notları biriktiren Akkor, Komili’nin daveti üzerine bir zeytin hasadına gittiğinde firmanın Komili Genel Müdürü Ümit Ersoy’la tanıştı ve birlikte yol hikâyesinin kitaba dönüşmesine karar verdiler. İşte ‘Komili Lezzet Seyahatnamesi’ böyle çıktı.

1) YAĞ SOMUNU / PİDECİ HASAN ŞENDAĞLI (KADINLAR PAZARI YANI/KONYA) 5 TL

Dünyada yediğim en iyi hamur işi! Yazıyı yazdığım hafta Napoli’de dünyanın en iyi pizzasını yapan dükkandaydım; hemen ardından da Konya’ya bizim fırına geldim. Sorbillo’nun ustası gelse ağlayarak Napoli’ye geri döner. Küflü Konya peyniri, Konya tereyağı büyük bir ustalıkla hazırlanmış hamurun arasında fırında, üzerine de susam, bir de haşhaş ki haşhaş inanışmaz bir tat bırakıyor damakta.

2) CİĞER KAVURMA DÜRÜM / CİĞERCİ MUSTAFA (MÜTERCİM ASIM CAD. /GAZİANTEP) 4 TL

Soğan, kırmızı biber ve kuyruk yağıyla kavrulan çiğer, pide arasında servis ediliyor. Ciğerci Mustafa’nın tezgahında bolca yeşillik, limon ve baharat bulunuyor, siz de arasından seçip afiyetle yiyorsunuz.

3) HUMUS / ÇAYIRCI BAKLA HUMUS DÜKKANI (ESKİ SANAYİ 5.CADDE/HATAY) 4 TL

İster bakladan, ister nohuttan bol tahinli humus, yanında turşu ve ekmek bedava, elbet su da.

4) NOHUT DÜRÜMÜ /ADİL USTA (ŞEHİTLER CAD. AĞA CAMİİ ARKASI / GAZİANTEP) 2.5 TL

Sabah kahvaltıda tırnak pide arasında kemil suyunca haşlanmış nohut, üzerine soğan piyazı, bir de üstüne limon sıktınız mı her şey tamam!

5) TAHİNLİ KADAYIF / AĞAÇALTI KEBAPÇISI (OTO SANAYİ SİTESİ / KAYSERİ) 4 TL

Anlatılmaz yaşanır. Dört liranın alabileceği en iyi tatlı değil sadece, yediğim en iyi tatlılar arasında. Tarsus tahininin kadayıfa etkisi hususuna da değinmeden geçemeyeceğim. Harikulade!

NEDEN EGE PİDELERİ BİRAZ DAHA LEZZETLİ?

Bir kere çok çeşitli; otlusu, zeytinyağlısı, ikipeynirlisi, manda kaymaklısı, tatlısı, tuzlusu, sadesi ve daha birçok çeşidi var. Peynirin sadece kaşar olmaması pideyi çokl lezzetli yapıyor ve neredeyse her ilçe kendine has peynirlerle pidesini harmanlıyor ki bu bence çok önemli bir husus. Otların çeşitliliği lezzete ve çeşide direkt yansıyor. Manda kaymağı kullanımı lezzeti uçuruyor. Birkaç bölgede limon yerine turunç sıkılıyor ki bence kesinlikle artı puan getiriyor. Yöredeki sebzenin lezzeti özellikle yerli domates ve biberler tadı direkt etkiliyor. Tereyağı, neredeyse hepsinde ev yapımı köy tereyağı.

�

Mikado Pide/Bozdoğan (Hükümet Cad. No:7 Bozdoğan): Türkiye’de en sevdiğim üç lokantadan biri. Yurt dışında otursam buraya yemek yemeye gelir ve geri dönerim. Meşhur Michelin listesinde üç yıldız alan lokantalar için şöyle bir ibare bulunur: “Burası için bulunduğu ülkeye seyahat edilir.” Tıpkı Mikado Pide gibi, yani Türkiye’de sadece burada yemek yemek için gelinebilir. Terayağı Bozdoğan, yoğurdu, ayranı Bozdoğan, sebzesi Bozdoğan, turuncu Bozdoğan, eti Bozdoğan, suyu Bozdoğan, gazozu Bozdoğan Belediye Gazozu. Daha ne denir... Dünyanın en iyi lokantaları listesinde bile bu kadar yerel bir dükkan çok az bulunur. Yerel üreticiye verdiği destek de takdir edilesi, Mikado Pide özellikle pidesinde kullandığı yerel malzemeler için üreticisini destekleyerek, geleneksel yöntemleri koruyup kaybolmasını önleyip aynı zamanda da lezzetini koruyor. Küçük bir kıymalı söyleyip üzerine turunç sıkıp afiyetle yiyeceğiz. Ayrıca lorlu kapalı pide benim en sevdiğim. Peynirli sebzeli camız kaymaklısı inanılmaz ve en son olarak da yine kaymaklı tahinliyle son vuruşu yapacağız.

BUNLAR DA VAR

�

Dualı Tire Pazarı: 200 yılı aşkın zamandır her salı sabahı 08.30’da hem esnaf hem de tüm Tire ahalisi beraberce dua ederek açar bu pazarı. Bence dünyanın en güzel pazarı. Gerek ot çeşitliliği gerekse 100 çevre köyden gelenlerin getirdiği peynirin, yoğurdun, tereyağının benzerini bulmak pek mümkün değil. 

Edirne Köftesi: Trakya eti, bakımı maliyetli olan, semiz, yağ oranı yüksek ve mermerli olan bir et, aynı zamanda bu enfes köftenin de sebebi. Köftenin içindekilere gelince, tuz, karabiber, kıyma (sırt, kaburga, antrikot) kimyon beraberce iki sefer çekilip bir gün dinlendiriliyor. Ertesi gün ilave edilen soğanla mutlak elle yoğrulduktan sonra şekil verilip pişmeye yollanıyor. 

Geleneksel Tokat kahvaltısı: Bez sucuğu, Tokat yağlısı, nohotu mayalı cevizli çörek, çökelek sündürme, zile pekmezi, kızılcık ve kuşburnu reçelleri bence Tokat’ın kahvaltısını bambaşka yapıyor. Amerika’daki yazar arkadaşım Kathrine Branning, Manhattan’da çok bohem bir Fransız apartmanda yaşıyor; senede bir ay kadar da Tokak’ta Sulu Sokak’ta eski bir Tokat evinde kalıyor. Sulu Sokak, kalenin hemen altında, eski Tokat evlerinden oluşan ve bence Türkiye’nin en güzel mahallelerinden birinde. 

Sümer Restoran (Maçka Sümela Yolu 2.Km, Çoşandere Köyü, Maçka/Trabzon): Yediklerimden özellikle zumur favorim oldu. Mısır ekmeği elle parçalanarak tereyağında köy peyniriyle kavruluyor. Daha sonra üzerine sadece yumurta sarısı ve karabiber eklenip az pişiriliyor. Kesinlikle denemenizi öneririm. 

Hakkari’de Kürt köftesi: İnce bulgur, reyhan, karabiber ve kırmızı biberle hazırlanan bulgurlu köfte haşlanıyor. Diğer tarafta yeşil mercimek, salça, kuru soğan ve tereyağıyla hazırlanan sos, köftelerin üzerinde servis ediliyor. 

Van’da Kayısılı Kelem Sarması: Kuzu ve yağlı etli enfes lahana sarması lakin tencereye dizildiğinde üzeri kuru kayısıyla kapatılıyor. Özellikel kayısının verdiği koku ve tat, lahana sarmasının tadını uçurmuş. Evde yaparken de bu usülü denemenizi öneririm. 

Ballı Zeytinyağı: Bir ölçü bal ve bir ölçü zeytinyağı karıştırlıyor, et yemekleriyle yahut ekmeklerle tüketilir. Hititler bal ve zeytinyağını tanrılarının ağızlarına sürüyor ve Hititlere göre bunu yapınca tanrıları onlara iyi şeyler söylüyor. Tadım notu: Bunu yiyince balı sadece tereyağı ve kaymakla tüketerek kendimizi ne kadar sınırlandırdığımızı fark ettim.

ZEYTİNYAĞLI SOĞAN SARMASI TARİFİ

MALZEMELER

2 kilo irice kuru soğan
2 su bardağı pirinç
1 çay bardağı  komili naturel sızma  zeytinyağı
4 yemek kaşığı kuş üzümü
4 yemek kaşığı çam fıstığı
1 demet kıyılmış maydanoz
1 demet  kıyılmış taze nane
10 yemek kaşığı nar ekşisi
5 yemek kaşığı sirke
1 çay kaşığı şeker
2  çay kaşığı tarçın
1 çay kaşığı karabiber
Kuru nane, kaya tuzu, yeterince su

YAPILIŞI 

Soğanların birini incecik kıyın ve bir kenara ayırın. Kalan soğanların kenarına bir uçtan bir uca bıçak yardımıyla bir çizik atın. Bu soğanları sirke ilave ettiğiniz suda 20 dakika haşlayıp süzün. Daha sonra bıçakla çizdiğiniz yerden yaprak yaprak ayırın ve bir kenara alın. Bir tencerede soğanı, pirinci ve çam fıstığını sızma zeytinyağında kavurun. Renk değiştirdikten sonra kuş üzümü, baharatlar ve bir çay bardağı su ilave edip çekmesini bekleyin. Altını kapatıp üzerine yeşillikler ve nar ekisi ilave edip hazırladığımız harcı soğan yapraklarına sarıp bir kenara alın. Tencerenin altına maydanoz ve nane saplarını yerleştirip üzerine soğan sarmalarını düzgün bir şeklide koyun. Üzerine bir tabak kapatıp tabağın üstüne aşacak kadar su ekleyin. Suya tuz, zeytinyağı ve nar ekşisi ilave edin, kaynamaya başladıktan sonra 30 dakika pişirip üzerinden tabağı alın ve altını kapatın. Tencerede soğumasını bekleyin ve mümkünse bir gece dolapta tutun. Bol narla servis edin.