Güncelleme Tarihi:
Dünyanın en pahalı restoranı nerede açılmış olabilir? Bu tip soruların bir numaralı cevabında, yani şıklığa ve gösterişe her daim düşkün Londra’da mı? ‘En en en’ diye sıralanan sıfatları kendisinde toplamaya meraklı New York’ta mı? Yerkürenin son yıllardaki gastronomi merkezi, İspanya’nın orta ölçekli şehri San Sebastian’da mı? Ya da parayı yeni bulmuş Çinli zenginlerin alemlere aktığı Hong Kong ve Şanghay’da mı? Hiçbiri... Dünyanın en pahalı restoranı, olabilecek en âlelade yerde, İspanya’nın yazlık turist yatağı, orta sınıflar için çılgın parti cenneti İbiza Adası’nda açıldı. Hem de şıklığıyla değil popüler kültürdeki referanslarıyla tanınan Hard Rock Cafe markasının yeni otelinin içinde.
Restoranın adı Sublimotion. Şefi, bir zamanların bir numarası El Bulli’den yetişme, girişimciliği, inovatif fikirleri ve diğer şefler tarafından ‘düşük’ bulunan yerlerde (mesela ‘casino’larda) mutfak kurmaktan çekinmemesiyle tanınan Paco Roncero. Dünyanın en pahalısı demiştik, değil mi? O halde rakam verelim: Sublimotion’da masadan kişi başı yaklaşık 4500 TL’ye kalkıyorsunuz.
12 tabaklık tadım mönüsünün bedeli bu. Bembeyaz bir odada tek bir masanın etrafına sıralanıyorsunuz. Servis edilen her yemeğin tadına beraberce bakıp, cüzdanlarınız son derece hafiflemiş bir şekilde masadan beraber kalkıyorsunuz.
Peki bu masada bu kadar kıymetli neler yenilip içiliyor? Mönüden birkaç örnek: Kaz ciğeri çöreği, toprak içinde servis edilen mini sebzeler, kendi kendini karıştıran bloody mary... Konsepti anlamışsınızdır; Paco Rancero deneysel yemekler yapmaya bayılıyor. Bu yemekleri fahiş fiyatlara satmaya da... Cukkası sağlam müşteriler de ödemeye bayılıyor; yani alan razı satan razı, sorun yok.
YEMEKTE ÜZERİNİZDEN DENİZANASI GEÇİYOR
1 Haziran’da açılan ve her gün ful çeken Sublimotion’a şu ana dek gösterişe düşkün, İspanyol ‘ikoncan’lar rağbet etti. Mekânın uluslararası basında patlamasıyla küresel jet-set’in de yavaş yavaş damlaması bekleniyor. Gitmesine gidecekler de, restorana (ya da onu barındıran Hard Rock Hotel’e) varana dek, alışık oldukları ortamı bulamayacaklar. Otel ve restoran, İbiza’nın en sıradan bölgelerinden birinde, havalimanının hemen dibindeki, nispeten ucuzcu turistlere hizmet veren Playa d’en Bossa’da.
Jet-set veya değil, müşteriler otele vardığında olaylar şu şekilde gelişiyor: Cüzdanlarını hafifletmek için otelin lobisinde sabırsızlıkla bekleşen müşteriler akşam saat tam 21.00’de birer Range Rover tarafından alınıyor; otelin bahçesindeki bir kavşak dönüldükten sonra, göz açıp kapayıncaya kadar restoranın kapısına bırakılıyor. Yani hemen hemen başlama noktasına. Zira restoranın girişi otelin arka tarafında.
Sonrası yemekten çok bir gösteri... Bembeyaz bir odadan söz etmiştik; hatırlayın. İşte bu oda servisin başlamasıyla birdenbire 360 derecelik bir sinemaya dönüveriyor. Masanın üzeri, duvarlar, her yer, son derece canlı görüntülerin yansıdığı birer pano haline geliyor. Deniz ürünleri servis edildiğinde örneğin; müşteriler kendini aniden denizin altında buluveriyor. Onlar istiridyesini yerken, bir denizanası kafalarının üzerinden, salına salına masanın öteki tarafına geçiyor. Toprağın içinde servis edilen mini sebzeleri tadarken ortam bir çiftliğe dönüyor. Et servisinde ise oda birden alev alıyor. Etin yakıştığı yerin ‘cehennem’ olduğu düşünülmüş.
Şef Roncero’ya göre bu gastro-duyusal bir macera. Bir taraftan yemeklerin tadına bakarken bir yandan da bugüne kadar görülmemiş bir deneyin parçası oluyor müşteriler. Bugün tüm dünyanın yavaş yavaş haberdar olduğu bu son illüzyona, son dönemlerin gözdesi mutfak işlerinin bu lüks zirvesine katılmak bir ayrıcalık haline geliyor. Girişimci şef Roncero’nun başarısı burada. Dünyanın en pahalı restoranını açıyor. Sonra dünyanın parasını harcamak isteyenlerin kapıdan girmesini bekliyor.
O kadar parası olmayanlar için bir not: Roncero’nun otelin içinde bir ufak tapas dükkânı da var. Orada fiyatlar makul. Üstelik her iki tarafta yemek yiyenler, birinin diğerinden lezzet olarak çok üstün olmadığını da söylüyor. Yani dileyen, Roncero’nun ‘deneysiz’ yemeklerini gösterişsiz dükkânda tadıp, bir akşam yemeğine vermediği parayla Hard Rock Hotel’de bir hafta tatil yapabilir.
Dileyen de Roncero’ya atıp tutabilir. Ona göre hava hoş; muradına erdi sonuçta.