2022’nin en ‘SIKI MUHABBET’leri

‘Şöhreti ciddiye almam’

DEMET AKBAĞ 

*Şöhret matah bir şey mi?

Bugün hâlâ her senaryoyu altından kalkabilecek miyim heyecanıyla okuyorum. Sanıyorum şöhreti çok ciddiye almadığım buradan anlaşılabilir.

*Sizi bu kadar sevdiren neydi?

Kalıcı olacaksam hep başarılı olmak zorundayım diye düşündüm. Oyunculuk yelpazemde mizahın geniş yer tutmasının da beni kitlelere sevdirdiğini düşünüyorum.

‘Hayatı el yordamıyla yaşıyorum’

 KAAN URGANCIOĞLU

*Hem popüler hem gizemlisin. Bunu nasıl başarıyorsun?

Kendimi anlamaya, tanımaya çalışıyorum. Daha kendimi bilmediğimi bildiğim bir noktada “Ben buyum” diye ortaya çıkmak istemiyorum çoğu zaman. Bu da belki bir gizem duygusu yaratıyor olabilir. En büyük lüksümün, aklımdan geçeni söyleyebildiğim yerler olduğuna kanaat getirdim. Bunu yapamadığım yerlerde de iyi hissetmiyorum, iyi hissetmeyince iyi hissettirmiyorum. Bir açıklama yapmak da hoşuma gitmiyor.

*Neden?

Çünkü bana sorulan soruların cevabını bilmiyorum. Hayatı el yordamıyla yaşıyorum. Sonra bakıyorum, bir şey söylüyorum, bilmişlik etmişim gibi geliyor.

 ‘Bedene ve ruha iyi bakmalı’

EROL EVGİN

*75 yaşında, hâlâ üretiyor, herkese taş çıkartıyorsunuz. Nedir bunun sırrı?

Genetiğimin çok iyi olduğunu düşünüyorum. Ama işin yarısı genetikse, diğer yarısı da bedene ve ruha iyi bakmak.

*Botoks bile yaptırmadınız mı?

Yaptırmadım, cildim iyi. Ama ileride yaptırırım herhalde çünkü ben sahne sanatçısıyım.

‘Yaşlanmak beni hüzünlendiriyor, yalan yok’

MERVE DİZDAR

*2022 senin için nasıl geçti?

Pandemide en istediğim şey festivallerde tekrar hep beraber film izlemekti. Filmekimi’ni kaçırıyorum diye üzülmüştüm. Bu yıl ‘Kar ve Ayı’ filmimizle yurtdışı ve yurtiçi bir sürü festival gezdim, filmler izledim. Ödüller aldım. Gerçekten en sevdiğim şeyin tam içindeydim.
O yüzden 2022 bu anlamda şahane bir yıldı.

*Bu sene 35 yaşı devirdin. Nasıl bir döneme girdin?

30’dan sonrası çok çabuk geçiyor derlerdi. Ne ara 36 oldum, hiç bilmiyorum. 32’mden bu yaşıma kadar en güzel ve verimli dönemlerimi geçirdim, hâlâ geçiriyorum. O yüzden üzüntüm yok. Ama yaşlanmak diye bir gerçek var. Bu beni hüzünlendiriyor, yalan yok.

‘Bizde kolpalık yok!’

NURGÜL YEŞİLÇAY/CENGİZ BOZKURT

*‘Kim Bu Aile’ filminde birlikte oynadınız. Birbirinizi nasıl anlatırsınız?

Cengiz Bozkurt: Muhteşem bir kadının yanında oynayan, şanslı bir erkeğim.

Nurgül Yeşilçay: Benim için de Cengiz’le oynamak şanstır. Cengiz’in lokomotif olduğu bir iş bu. Onun  stili hepimize sirayet etti.

Cengiz Bozkurt: Bir de bizde kolpalık yok; harbi, dürüst insanlarız. Duygularımızı belli ederiz.

*Dedikodu da vardır sizde...

Cengiz Bozkurt: Bu film 29 günde ve çoğunlukla  geceleri çekildi. Karavanda neler neler konuştuk. Kimler gömüldü, kimler çıkarıldı ama tabii detay veremeyiz (gülüyor).

‘Aptallığa deliriyorum’

OĞUZHAN KOÇ

*Çok sakin görünüyorsun. Nelere sinirlenirsin?

Çok şeye sinirlenirim. Aslında sakin biri değilim, sakin kalmak için elinden geleni yapan biriyim. En çok da aptallığa deliriyorum. Çok basit şeylerin olmadığını, yapılamadığını görmeye tahammülüm yok.

*Karanlık tarafların var mı?

Evet var, işte oraya geçmemek için çok direniyorum. Elimde olmadan geçince de kalp kırıyorum. Sonra da pişman oluyorum.

‘Gizli komiğim ben’

SONGÜL ÖDEN

*Seni hiç tanımayan birine kendini üç kelimeyle nasıl anlatırsın?

Şeffafım. Arkadaşlarım gizli komik olduğumu söylüyor; o kadar gizliyim ki kimse bilmiyor (gülüyor). Ve çalışkanım.

*Hep çok hanımefendi duruyorsun...

Sinirim de sinirdir benim bu arada Hakan (gülüyor).

*Seni ne sinirlendirir?

Adalet duygumun zedelenmesi.
Bu kişisel ve iş ilişkilerinde de geçerli.

‘Temassız aşk mümkün’

BELÇİM BİLGİN

*Sevgilin Alfredo Di Blasio Kanada’da yaşıyor. Temassız aşk mümkün müymüş?

Mümkün, hayatı uzaktan paylaşmaya özen gösterince, emek verince...

*Mesafeler kıskançlık yaratmıyor mu?

Kıskançlık çoktan aştığımız bir şey. Aşkı hiçbir zaman mülkiyet duygusu üzerinden tanımlamadım zaten,
öyle bir dengesizlik üzerinden kurmadım ilişkimi. Aşk özgürleştirir; esaret hem aşkı hem bireyi öldürür. Ancak özgür kaldığımızda birbirimizi seçtiğimiz koşulda aşktan bahsedebiliriz ve biz hep birbirimizi seçtik!

‘İşimi ciddiye alıyorum’

ENGİN ALTAN DÜZYATAN

*Ülkenin en ünlü oyuncularındansın, ego meselesini çözdün mü?

Ego gerekli ama o öyle ince bir çizgi ki... Biraz fazlası zarar vermeye başlıyor, kendini bir şey zannediyorsun. Ben ego konusunu çok erken yaşta çözdüm. Sonuçta biz doktor değiliz, ameliyat yapmıyoruz. Bizim işimiz eğlence. Kendimi ciddiye almıyorum ama işimi çok ciddiye alıyorum.

‘Sektör zordur, acımasızdır’

HAZAL KAYA

*Neden hâlâ kadın oyuncuların öpüşme, sevişme sahnelerini konuşuyoruz?

Bu haberleri yazanlar neden hâlâ buradan çıkar sağlamaya çalıştıklarını düşünmeliler bence. Yazılı basın bunu ancak dinleyerek, dünyada bu konuda olup biteni takip ederek ve hassasiyet geliştirerek aşabilir.

*2006’dan beri ekrandasın. Nasıldır dizi sektörü?

Zordur, acımasızdır, yüksek güvenlik önlemi gerekebilir ama zamanla alışıyor insan.

 ‘Yönetmen yönetmendir’

FERZAN ÖZPETEK

*Kendinize İtalyan yönetmen mi yoksa Türk yönetmen mi diyorsunuz?

Bence önemli olan, içimizde taşıdığımız. Ben iki ülke arasında gidip geliyorum, büyük bir şans. İki kişiliğiniz oluyor ama bunların birleştiği bir nokta var. Ben de “Yönetmenim” diyorum. Yönetmen yönetmendir.

*İtalya’da bir lakabınız var mı?

‘Ferzan Özpetek’in dokunuşu’ diyorlar, çok hoşuma gidiyor. Almodóvar “Önemli olan filminin bir parçasını seyrettiklerinde, senin olduğunu anlamaları” demişti. Bu oluyor.

 ‘Gerçeklikten kopmamalıyız’

FAHRİYE EVCEN

*Hep ciddi ve ağır bir duruşun var. Bunun ardındaki seni biraz anlatır mısın?

Aslında çok şeye güler, çok şeye ağlarım herkes gibi. Duyguları yoğun yaşayan biriyim. Eğlenmeyi en iyi bilen insanlardan sayılabilirim ama disiplini ve saygılı olmayı da seviyorum.

*Son yıllarda nelerle dertlerin var?

Duyguları gerçek haliyle yaşamaktan ve göstermekten imtina ediyor büyük bir çoğunluk. Bu beni çok rahatsız ediyor;
bunu hissettiğim ortamda asla durmuyorum, bu şekilde davranan biriyle sohbet edemiyorum. Hayatın gerçekliğinden, gerçek duygulardan kopmamamız gerektiğine inanıyorum.

‘Tek kalma enerjisini seviyorum’

ENGİN AKYÜREK

*Çok röportaj vermiyorsun, magazinde yoksun. Yine de çok popülersin. Sırrın ne?

Bir sırrı var mı bilmiyorum. Aslında hep hayatın içindeyim. Magazinin yaptığım mesleğin bir parçası olduğunun farkındayım ve orada da gerektiği kadar olduğumu düşünüyorum. Çalıştığımız dönemlerde kalabalık bir ortamda olduğumuz için sette
olmadığımda tek kalma enerjisini seviyorum.

 ‘Pişmanlığım yok’

MURAT BOZ

*26 yaşındaki Murat’ı görsen ona ne öğütlersin?

Bir-iki konuda uyarım olabilirdi: Her insana hemen güvenme ve iç sesini dinle!
Şu an memnun değil miyim, memnunum. Çünkü hepimiz günahıyla sevabıyla bir şeyler yapıyoruz. Onlar da bizi bugünkü halimize getiriyor, dolayısıyla bir pişmanlığım yok.

‘Romantik değil, realistim’

DEMET ÖZDEMİR-ŞÜKRÜ ÖZYILDIZ

*Hem romantik hem komik tipler misiniz?

Demet Özdemir: Romantik değilim, realistim ben. Gerçi romantizmin nerede ve ne zaman olduğu da çok önemli. Bazen bir cümle bile çok romantik gelebilir. Ben daha çok eğlenceli ve gerçekçi olduğum için romantizmle aslında eğleniyorum. Ama Şükrü bence romantik ya... Kesin evde bir mum falan yakar.
Ne diyorsun?

Şükrü Özyıldız: O an içimden nasıl geliyorsa öyle davranıyorum. Ama bu size başkasının söyleyebileceği bir şey.

‘Eril enerji kontrolsüzlüğe gelemiyor!’

CANAN ERGÜDER

*Sence erkeklerin kadınlarla derdi nedir?

Erkeklerin hayatlarını ‘Kadınlarla şöyle bir derdim var’ diye düşünerek yaşadığını hiç sanmıyorum. Ama bence bilinçaltında herkes için dişi enerji doğurganlığıyla doğayı temsil ediyor, yani kontrol edilemeyeni. Savaşçı yönüyle medeniyetler kuran eril enerji de kontrolsüzlüğe gelemiyor. Bence aradaki sorun burada yatıyor.

‘Asla yetinme!’

URAZ KAYGILAROĞLU

*Oyunculuğun sendeki karşılığı ne?

Yapmaktan çok zevk aldığım mesleğim.

*Senden oyunculuğu çekip alsam ne olur?

Hayatımıza devam ederiz Kral!

*Bu meslek sana en çok ne öğretti?

Asla sadece sana sunulanla yetinme.