2020 Olimpiyat Oyunları'nda altın madalya benim!

Sekiz yaşından beri okçuluk sporuyla ilgilense de biz onu 2016 Rio Olimpiyat Oyunları’ndaki performansıyla tanıdık. 2017 Gençler Avrupa Şampiyonası’nda altın madalya kazandı. Bu yıl Salon Dünya Okçuluk Şampiyonası’nda ikinci olarak gümüş madalyayı ülkemize getirdi. Hedefinde 2020 yılında düzenlenecek Olimpiyat’ta altın madalya kazanmak var. Özgüveni son derece yüksek ve dünya ikincisi olduğu için kendisine biraz kızgın! İşte Mete Gazoz ve ilham veren başarı hikâyesi...

Futbol, basketbol ve yüzme gibi branşlar daha ilgi çekiciyken senin okçuluk sporunu tercih etme sebebin ne oldu?
- Aslında ben tercihte bulunmadım. Annem ve babam da bu sporla ilgilendiği için, içine doğdum. İlk atışlarımı üç yaşındayken yaptım. Sekiz yaşına geldiğimde daha yoğun bir eğitim almaya başladım. 2013 yılında, 13 yaşındayken milli takıma girdim ve o günden beri de yılın 270 günü kamptayım. Diğer günlerde de Türkiye, Avrupa ve dünya şampiyonaları oluyor.

Haftada kaç gün ve kaç saat antrenman yapıyorsun?
- Haftanın altı günü antrenmanım var. Bir gün izinliyim. Antrenman saatlerim hazırlandığım yarışma programına göre değişiyor. Büyük bir yarışmaya hazırlanıyorsam günde 10 saate kadar çıkıyor, onun dışında günde altı-yedi saat çalışıyorum.

Bir günde ortalama kaç ok atıyorsundur?
- 600 tane atıyorumdur ortalamada. Bunların dışında kondisyon antrenmanlarım var, ağırlık ve kardiyo koşularım oluyor.

Yarışma öncesi heyecanın ya da korkuların oluyor mu?
- Öncesinde nasıl bir yarış geçireceğimi ve kaçıncı olacağımı tahmin edebiliyorum. Dolayısıyla korkum hiç olmuyor ama yarışma sırasında heyecanım oluyor.

Şimdiye kadar dünyanın etrafında iki buçuk tur attım

Liseden mezun oldun. Hayatına hep bu sporun içinde yer alarak mı devam edeceksin yoksa üniversiteye başlayıp başka bir meslek sahibi olmayı da düşünüyor musun?
- Sporculuk hayatı bir yaştan sonra ister istemez bitiyor. Bittiği noktada mesleğim ‘spor psikoloğu’ olacak. İnandığım bir şey var, profesyonel ve derece hedefleri olan bir sporcu ne kadar antrenman yaparsa yapsın, bir yerden sonra olay tamamen sporcunun psikolojisine kalıyor. Kendine olan güveni, yarışma öncesi zihnini hazırlaması ve yarışma esnasında zihnini kontrol edebilmesi çok önemli. Antrenmanların etkisi tabii ki sürüyor ama psikoloji onun üstüne geçiyor.

70 metre uzaklıktan, tabiri caizse bir çay tabağını vurmaya çalışıyorsun. Bu branşta başarıyı getiren nedir?
- Belirli bir mesafeden sonra görmüyorsunuz zaten, tamamen hissediyorsunuz. Bu his de tecrübeyle gelişen bir şey. Mesela benim attığım okları toplasanız milyon ediyor. Bir arkadaşımla bugüne kadar 70 metredeki hedefe yürüyüp okları alıp geri gelişimin tahmini ortalamasını aldık, dünyanın etrafında iki buçuk tura denk geliyor. Antrenmanlar sonucu siz istemeseniz de kaslarınız bazı şeyleri yapmaya başlıyor. Okçuluk sporunda kendine güvenmek, sahaya kendinden emin çıkmak ve karşı tarafın üzerinde psikolojik baskı yaratmak çok önemli. Burada antrenörünüzün büyük rolü var. Sizi motive etmesi ve güçlü hissettirmesi başarıyı getiriyor.

Okçuluktaki antrenör ve sporcu ilişkisi, rallideki pilotla co-pilot ilişkisi gibi mi?
- Bence kesinlikle öyle. Ben milli takım başantrenörü Yusuf Göktuğ Ergin’le çalışıyorum. Bazen antrenör-sporcu, bazen baba-oğul, bazen abi-kardeş, bazen de kanka oluyoruz. Katıldığımız tüm yarışmalarda beni zihnen de hazırlıyor, ortama alışmamı sağlıyor. Başarılarımdaki emeği çok büyük.

Bir totemin ya da uğuruna inandığın bir eşyan var mı?
- Hiç öyle şeylerim yok. Mesela uğuruna inandığım bir bilekliğim olsa ve dünya şampiyonası öncesi kopsa psikolojim yerle bir olur, toparlayamam. O yüzden hiç böyle şeylere gerek duymuyorum ve yarışa konsantre oluyorum.

Aslında gümüş madalyayı sevmem, bronzu tercih ederim

2018 Salon Dünya Okçuluk Şampiyonası olimpik yay genç erkeklerde ikinci olup gümüş madalya kazandın. Bekliyor muydun?
- Hayır, beklemiyordum çünkü hedefimde birinci olmak vardı. Aslında ben gümüş madalyayı sevmem. Çünkü yarış kaybederek kazandığınız bir madalyadır. Gümüş madalyadansa bronzu tercih ederim. Üçüncülük ve dördüncülük maçına çıkıp yarışı kazanarak madalya sahibi olursunuz.

Biz ülke olarak seninle gurur duyduk ama sen üzülmüş gibisin...
- Dünya ikincisi olmak ve gümüş madalya almak kötü bir sonuç değil tabii ki ama üzülmedim de diyemem. Zaten 5-5 berabere bitti ve tie-break atışına kaldı. Onda da rakibim aldı. Bütün gün karşılıklı tie-break atışı yapsak bir kere beni yenebilirdi, o da finale denk geldi. Rakibim bütün yarış boyunca hedefin çizgilerine attı, ben hep merkeze attım. Son atışta çarpıya atacağı tuttu, 5 milimle kaybettim. Tüm Avrupa ve dünya yarışlarında tie-break atışlarında kaybetmişliğim yoktu, bu ilk oldu. World Archery istatistiklerinde bile tie-break atışım yüzde 99 görünüyor. O aynı gün salonda takımıyla birlikte yarıştığından, ortama ve ışığa hâkimdi. Benim ışıktan dolayı da yanılma payım oldu. Üzüldüm, doğru ama bu da bir tecrübe.

Kendi yaş grubunda kendine rakip olarak gördüğün ya da idolün olan bir isim var mı?
- Açıkçası yok. En büyük rakibim kendimim, sürekli kendimle yarışıyorum. Bundan sonraki hedefim 2020 Olimpiyat Oyunları’nda altın madalya. Sonra 2024... 2036 yılına kadar hayat planım belli.

Çok iddialı. Nedir planın?
- 36 yaşıma kadar dünya ve Avrupa şampiyonalarında daha iyi skorlar kazanıp altın madalyalar almak. Sonrasında da spor psikoloğu olarak hayatıma devam etmek.

Okçuluk sporunun malzemeleri çok pahalı. Destek alıyor musun?
- Evet, gerçekten öyle. Benim tüm malzemem 15 bin lira ve üç ayda bir yenilemem gerekiyor. Altı tane okun fiyatı 2 bin 500 lira. Türkiye Okçuluk Federasyonu’na bana sağladığı desteklerden dolayı çok teşekkür ediyorum. Her şeyimle yakından ilgileniyor. Ayrıca Uludağ Gazoz benim sponsorum. Çok iyi bir ikili değil miyiz? Mete Gazoz-Uludağ Gazoz. Avrupa’da herkesin kendi ücretini ödeyip katıldığı çok prestijli yarışmalar var, Uludağ da bu anlamda bana destek olarak deneyim kazanmamı sağlıyor. Bir sporcunun yoluna sponsorsuz ve desteksiz, kazandığı başarılarla devam edebilmesi neredeyse imkânsız.

Kız kardeşim de milli takımda

Tek çocuk musun?
- Bir kız kardeşim var. O da okçuluk sporcusu. Milli takım minikler takımında oynuyor.

Dünya ikincisi bir abisi var. Kıskançlık yaşanıyor mu?
- Yok, yaşanmıyor çünkü o da yaşına göre çok başarılı. Türkiye şampiyonasında dereceleri var. Daha da iyi olacak. Kıskançlık yerine yarışlar için hangi ülkeye gidersem oradan bana siparişler veriyor. “Abi şunu getirir misin, bunu getirir misin?” diyor sürekli.

Arkadaşların arasında popüler oldun mu? İlgi nasıl?
- Oldum aslında. Geçen gün yolda yürürken afişlerimi gördük. “İşte Mete Gazoz” diye beni göstererek bağıranlar oldu. 2016 Rio Olimpiyat Oyunları’ndan sonra da Twitter’da gündem olmuştum, adım sabaha kadar en çok konuşulanlar listesinde kalmıştı. Ertesi gün arkadaşlarımla tramvaya bindik, onlar insanlara “Biliyor musunuz, yanımızdaki Mete Gazoz” dediler ama tramvayda Twitter’daki kadar tanınmıyordum.

Türkiye’de okçuluk sporuna ilgi nasıl?
- Son iki-üç yılda dizilerde ve reklamlarda bu spora dikkat çekilmesi, ilginin bir hayli artmasına sebep oldu. Bizim kulübe birçok yeni kayıt yapıldı. Çocuklar ve gençlerin yanı sıra iş çıkışında stres atmak isteyen kadın-erkek avukatlar, bankacılar; bir de hafta sonu hobi amaçlı baba-oğul, karı-koca gelenler var.

Nereden başlanır?
-- Başlamak için en uygun yaş 8-9 olarak kabul ediliyor.
-- Her spor gibi okçuluğa da çocuk yaşta başlamanın avantajı büyük ancak 40 yaşından sonra başlayıp iki yıl içinde dünya şampiyonalarına katılan sporcu örnekleri de var.
-- Hobi olarak yapmak isteyenler için haftada 2-4 saatlik çalışma yeterli oluyor.
-- İlk etapta okçuluk malzemeleri edinmenize gerek yok. Tişörtünüzü giyerek spor okuluna gitmeniz yeterli oluyor, kulüp size kullanmanız gereken malzemeleri tedarik ediyor.

Neden okçuluk?
-- Kişinin özgüvenini ve konsantrasyonunu artırıyor.
-- Dünyada özellikle dikkat bozukluğu yaşayan öğrenciler, doktorlar tarafından okçuluk sporuna yönlendiriliyor.
-- Hobi olarak uğraşan kişiler bu spor sayesinde tüm stresini atabiliyor.
-- Fizik olarak kişiye sağlıklı bir duruş şekli kazandırıyor ve skolyoz bozukluğu olan kişilerin omurga yapısını düzeltiyor.

Eğitim veren kulüpler
-- İstanbul: İstanbul Okçuluk, Okçular Vakfı, Demka Okçuluk, Marmara Okçuluk
-- İzmir: Ege Okçuluk, İzmir Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü, Kemalpaşa Belediyesi Okçuluk Kulübü
-- Ankara: Ankara Okçuluk, Çankaya Okçuluk, Şenok Okçuluk, Yıldırım Okçuluk, Korok Okçuluk