Şermin SARIBAŞ
Oluşturulma Tarihi: Mart 06, 2005 00:38
İran’da, cinsiyet değiştirme ameliyatlarının serbestçe yapıldığını öğrenince büyük bir şaşkınlık yaşadım. Hele hele bu ameliyatlara izin veren kişinin İran İslam Devrimi’nin Lideri Ayetullah Humeyni olduğunu öğrenince şaşkınlığım iyice arttı. Humeyni 40 yıl önce sürgündeyken, ‘Cinsiyet değiştirmenin dini sakıncası olup olmadığı sorusuna’, ‘Kişi o cinsten olmadığına kesin karar vermişse cinsiyet değiştirebilir’ fetvası vermiş.
Tahran’da transseksüel ameliyatları yapan doktorun peşine düştüm. Herkes aynı ismi söylüyordu: Dr. Bahrom Mir-Celali (65). İran’da transseksüel ameliyatlarını yapan tek doktordu ve Humeyni’nin fetvası olmasına rağmen ameliyatların yapılması için hükümeti ikna etmek için uğraşan kişiydi. Dr. Bahrom Mir-Celali’nin kolay konuşmayacağını düşünüyordum. Yanıldığımı
yaptığımız ilk telefon görüşmesinde anladım: ‘Röportaj yapmaktan büyük mutluluk duyarım. Yoksa İran halkına bu ameliyatların gerekliliğini başka nasıl anlatabilirim?’ Tahran’daki Mihrad Hastanesi’ndeki mütevazı odasında buluştuğumuzda soracak çok sorumuz vardı. Nasıl oluyor da, İran gibi İslam Cumhuriyeti’nde bu tür ameliyatlar kabul görüyordu? Çocukları cinsiyet değiştiren ailelerin tepkisi neydi? Transseksüel fahişeler İran’da ne kadar yaygındı? Hepsinden önemlisi cinsiyet değiştirenlere İran halkının tepkisi neydi?
Cinsiyet değiştirme ameliyatları, İran gibi bir İslam Cumhuriyeti’nde nasıl mümkün olabiliyor? Nasıl müsaade edildi?
- Bu tür operasyonları yapmak için dinen iznimiz var.
Bu izni kim, ne zaman verdi?
- Herkes bu sorunun cevabına şaşırıyor ama Humeyni bu izni 40 yıl önce bizzat kendisi verdi. Verdiği fetva çok netti: ‘Kişi o cinsten olmadığına kesin karar vermişse cinsiyet değiştirebilir.’
40 yıl önce Humeyni sürgünde değil miydi?
-Sürgündeydi ama fetva verebiliyordu.
İLK OPERASYONU 15 YIL ÖNCE YAPTIM
İzin kırk yıl önce çıktı ama ameliyatlar ne zaman yapılmaya başlandı?
- İran’da hiçbir doktor bu tür ameliyatların nasıl yapıldığını bilmediği için ameliyatlar uzun süre yapılamadı. Parası olanlar yurtdışına gidip cinsiyet değiştirdiler ama parası olmayanlar görüntülerine hapsoldular ve hayatlarını istemedikleri bir vücutta geçirmek zorunda kaldılar? İlk operasyonu bundan 15 yıl önce ben yaptım.
Bu ameliyatların nasıl yapıldığını siz nereden biliyordunuz?
- İlkokuldan beri Paris’te yaşıyordum. Üniversiteyi orada okudum, orada bir Fransız’la evlendim. Hayatımın 31 yılı Paris’te geçti. 1966 yılında Paris’te birkaç transseksüel ameliyatı yapmıştık. İslam devriminden üç yıl önce İran’a döndüm ve Tahran Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde baş cerrah olarak işe başladım. Cerrahi araştırmalar yapmaya başladım ve İranlı transseksüel hastalarla ilk kez orada tanıştım. Kimse bu insanlarla ilgili pek bir şey bilmiyordu. Zaten kimse de hastaneye müracaat etmiyordu. Niye bu kişinin kadın görüntüsüne rağmen erkek veya erkek görüntüsüne rağmen kadın olduğunu anlamıyordu. Büyük göğüsleri vardı ama aynı zamanda erkeklik organı da vardı. Bu İranlılar için çok şaşırtıcıydı. İlk transseksüel ameliyatını Tahran Üniversitesi’nde 1990 yılında yaptım.
İlk ameliyat, erkekten kadına dönüşüm müydü?
- Evet 30 yaşlarında bir erkekti.
Bugüne kadar kaç cinsiyet ameliyatı yaptınız?
- 1990 yılından bu yana, 370 erkeği kadına, 70 kadını da erkeğe dönüştürdüm.
ULEMAYLA KONUŞTUM BANA KULAK VERDİLER
Humeyni her ne kadar bu ameliyatlar için fetva verse de, pratikte bu ameliyatları yapmak zor olmadı mı?
- Çok zordu. 1980’lerden itibaren ulemayla çeşitli defalarca konuştum. Hükümet yetkililerine bunun seksüel bir durumdan kaynaklanmadığını, sosyal bir sorun olduğunu anlatmaya çalıştım. Farklı bir cinste doğmuşsa bile vücut doğuştan itibaren gerçek cinsiyetini bilir. Ama kişinin bunu anlaması iki üç yaşını bulur. Onlarınki sonradan olan bir tercih değildir ki, zaten öyle doğmuşlardır ve kromozom bozuklukları vardır. Bu zavallılar niçin kendilerine ait olmadıkları bir bedende ömür boyu yaşasınlar? Hükümet yetkilileri anlattıklarıma kulak verdi. Transseksüelleri de dinledikten sonra bu ameliyatları yapmama izin verdiler.
Hükümeti ikna ettiniz, peki ya halk?
- Halk hálá işin en zor tarafı. İran kültürü ve toplumu bunu asla kabul etmez. Kimsenin kimseyi değiştiremeyeceği düşüncesi en popüler yaklaşım. Kamuoyunda iblis gibi görüneceğimi bilsem de ortaya çıkıp bunu niçin yaptığımı anlatmaya çalıştım. Bu kişilerin ailelerini terk etmek zorunda kaldıklarını, normal seks yapamadıklarını, kılık kıyafetlerini değiştirip caddelerde seks yaparak AIDS yayabileceklerini anlatıyorum. Hepsinden önemli bu kişiler topluma uyum sağlayamıyorsa, dinin onun cinsiyetini değiştirmeye izin verdiğini anlatmaya çalışıyorum. İlk defa geçen yıldan itibaren toplumun üst tabakası bunu yavaş yavaş anlamaya başladı. Bunun için gerçekten çok çalıştım.
Peki burada bir ikiyüzlülük yok mu? Türkiye’de de durum aynı, hem böyle bir şeyi kabul etmiyorlar, hem de bu kişilerle ilişkiye giriyorlar.
- Sorun da bu zaten. Her yerde bu kişilerin yaptıklarının dinen kabul edilebilir olmadığını, günah olduğunu söylerler ama ilişkiye de girerler.
Transseksüelle evlenen çok
İran’da çok transseksüel var mı?
- Evet var.
Sokakta rahat gezebiliyorlar mı?
- Operasyondan önce gay gibi dolaşıyorlar. İran halkı onlara çok kötü davranıyor. İncitiyorlar, kötü konuşuyorlar.
Peki ya operasyondan sonra?
- Onlardan iyisi yok! Çünkü çok hoş kızlar olarak karşılarına çıkıyorlar. Operasyondan sonra vücutları Ortadoğulu gibi olmuyor, incecik oluyor. Pek çok erkek onların operasyonlu olduğunu bildiği halde, birlikte olmakta hatta evlenmekte sakınca görmüyor. Transseksüellerle evlenen çok erkek var.
Ameliyata karar verme prosedürü nasıl işliyor?
- Operasyondan en az bir yıl önce psikiyatrik ve psikolojik servise giderler. Bu süre bazen hastanın kendinden emin olması ve doktorların da buna ikna olmasıyla 4-5 yıla kadar çıkabilir. Hastalarımla ameliyat öncesinde 1-2 saat konuştuğumda transseksüel mi, homoseksüel mi olduklarını anlarım. Eğer homoseksüelse kesinlikle ameliyat etmem, ben yalnızca transseksüelleri ameliyat ederim.
Homoseksüel ve transseksüel ayırımını nasıl yapıyorsunuz?
- Transseksüeller, tamamen erkek ya da tamamen kadındır. Bu kişilerin kafaları, cinsiyet kimliklerinin tamamen tersidir. O nedenle homoseksüaliteden ayırmak gerekir. Homoseksüelliğe İslamiyet de müsaade etmez. Lanetlenir ve öldürülürler. İran’da homoseksüellik idam edilme sebebidir. Transseksüaliteyi homoseksüaliteden ayırmak çok önemli. Homoseksüel, kendi cinsiyle ilişki kurar ama kendini tamamen o cinse ait hissetmez. Bir milyonda kırk kişi doğuştan transseksüeldir.
AMELİYAT AVRUPA’DA 20 İRAN’DA 5 BİN DOLAR
İran’da bir transseksüele iş verilir mi? Verilirse tepkiler ne olur?
- Hayır verilmez. Ama zaten İran’da genç nüfus bile iş bulamazken, onların iş sahibi olmaları mümkün değil. Genellikle evlenip evlerinin kadını oluyorlar.
Bu ameliyatları yapan tek doktor siz misiniz?
- Evet benim. Bana yardımcı olan ekibin içinde 4-5 yardımcı doktor arkadaşım daha var. Ben sadece İranlı hastaları ameliyat etmiyorum. Hollandalı, Avusturyalı, İsveçli hastalarım da var.
Neden Avrupa’da değil de İran’da yaptırıyorlar?
- Çok basit bir sebebi var: Para. Avrupa’da bu operasyonlar 20 bin dolardan başlıyor. Burada 5 bin dolara ameliyatını oluyor, üç ay otelde dinleniyor.
Avustralya’dan sonra en fazla fahişe İran’da
İran’da fahişelik de bir sosyal problem. 12-16 yaş arasında Avustralya’dan sonra en fazla fahişe İran’da var. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Transseksüel fahişe grupları da çok. Aileleri onları dışladığı için tek yapabildikleri kendilerini satmak.
Benim hastalarımın çoğu ameliyat parası biriktirebilmek için 10 yıl, 20 yıl boyunca kendini satmak zorunda kalan transseksüeller. Fakat gazetecilerin bu konuları yazmasıyla son altı yıldır ailelerin transseksüel çocuklarına bakışı biraz daha değişti.
Artık aileleriyle bana gelenler var. Bu çok büyük bir ilerleme. Onlara nasıl yardım edebileceğimi soruyorlar. Hiç olmazsa aileleri onlara para vermeye ve bu durumu kabul etmeye başladılar.