Dilek DALLIAĞ
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 11, 2006 00:00
Alkollü halde otomobil kullanırken yakalanması üzerine çıkardığı olay, Deniz Akkaya’yı magazin gündeminin zirvesine taşıdı. Bu olay sonrası uzun süre sessiz kalan Akkaya, sonunda suskunluğunu Kelebek için bozdu.
- Nasıl bir çocukluk geçirdiniz? Doğayla iç içe mi yoksa kent çocuğu mu?
Her ikisi de. Babam uzak yol kaptanıydı. Genelde çocukluğum deniz kenarındaki şehirlerde geçti. Hamburg, Mersin, İzmir, bir sürü şehir gezdik.
- Peki kendinizi nereye ait hissediyorsunuz?
İstanbul’a... Çünkü her ne kadar şehir hayatından kopmak istesek de, ben İstanbul’u çok özlüyorum. Şimdi İstinye’de oturuyorum. Amacım şu anki yaşantıma ve tempoma uygun bir yere taşınmak. Ama Nişantaşı değil! Çünkü orası insanın özelinin kalmadığı bir alan. Ulus tarafına gitmek niyetindeyim. Ama hırslarım, amaçlarım biraz daha törpülenince, Anadoluhisarı veya Rumelihisarı gibi şehrin gürültüsünden kopuk bir yere geçeceğim. Sonrası için hayalim de Bodrum’da ev almak.
- Hülya Avşar’ın sizi varisi olarak göstermesi, ancak sizin farklı bir çizgide ilerlediğinizi söylemesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bence güzellik yetenekli sanatçıların başına beladır! Bir süre sonra güzellikten kalmıyor. Senin de o güzelliği çok fazla önemsemediğini insanlara dikte etmen gerekiyor. 40 yaşına gelip de hálá 18’lik kızlarla yarış edersen olmaz, kaybedersin! Benim hayalim Hülya Avşar’ın tahtına varis olmak değil, bunu istemiyorum. Hayalim 80 yaşımda Katherine Hepburn gibi bir kadın olmak... O kadın 80 yaşındayken, 40 yaşındaki Hülya Avşar’dan daha iyi bir fiziğe ve yüze sahipmiş. 29 Haziran 2003’te 96 yaşında yaşama veda etmiş.
- Sadece fiziki özelliklerden dolayı mı Katherine Hepburn gibi olmak istiyorsunuz?
Hayır... Kadının hayata bakış açısı, yarıştığı ve yargıladığı insanlar yüzünden istiyorum. Evli aktör Spencer Tracy’yle 27 yıl büyük aşk yaşamış Katherine Hepburn. 35 yıl erkek gibi bir özel hayat yaşayıp, 35 yıl daldan dala konmuş. Bunlar arasında The Aviator filminde konu edilen Howard Hughes’ın da en büyük aşkıydı. Daldan dala atlayıp, sonunda kayıtsız bir adama kendini adamış. Adımın, işte onun gibi bir kadınla veliahtı mı değil mi tartışmasında geçmesini isterdim.
- Sizin ciddi bir popülariteniz var...
Bazı sanatçılar bundan beslense de, ben çok popüler olmanın dizi oyunculuğuna zarar verdiğini görüyorum. Geri planda kalmış, özel hayatı geride olan insanlar daha sağlam projelerde, çok enteresan rollerde oynuyorlar. Ama bizim Deniz Akkaya’lığımız, Hülya Avşar’lığımız ön planda olduğundan, inandırıcılığımız sekteye uğruyor. O anlamda da Hülya Avşar’ın beni tahtına aday göstermesinden rahatsızım. Ben ne özel hayatımda bir insanı onun gibi deşifre ettim, ne özel hayatımda bir kişiyle ilgili bu kadar açıklamada bulundum. Aşkımla birbirimize şöyle hediyeler alıyoruz, sabah kalktığımızda birbirimizin ayağına şöyle güzel kremler sürüyoruz, benim sevgilim geceleri horluyor gibi tuhaf tuhaf açıklamalar yapmıyorum. Bu benim ahlaki değerlerime ters geliyor.
- Alkollü halde otomobil kullanırken yakalandınız, olay çıktı. Sonrasında sessiz kaldınız. Neden?
Ehliyetim alındı, ne diyebilirim ki? Tek diyebileceğim, her gün benim haberlerimi yapmasınlar. Meraklı olsaydım çıkıp bir gazeteye, televizyona yorum yapardım. Sustum, çünkü mevzu uzasın istemedim. Bu medyayı yadsımak değil. Belli bir nedenin varsa medyada yer almalısın diye düşünüyorum.
Çok fazla dostum yok
- Sizi en çok ne eğlendirir?
Dostlarımla geçirdiğim vakitler... Sayıları bir elin beş parmağını geçmez. Onlarla geçirdiğim her bir dakika eğlencelidir.
- En çok neyi umursarsınız?
Meslek hayatımı... Meslek hayatım iyi gitmediğinde güneş tutulması oluyor hayatımda! İçim kararıyor.
- Evlenmeyi düşünüyor musunuz?
Evet evleneceğim. Çünkü çocuk yapmak istiyorum. Ama flört edilecek değil çocuk yapacak biriyle evleneceğim.