Hülya devri kapanmaz!

Güncelleme Tarihi:

Hülya devri kapanmaz
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 29, 2010 01:00

Hülya Avşar, hakkında “onun devri kapandı” diyenlere inat, gelecek sezonu yeni bir dizi, bir şov programı ve jüri üyeliği yapacağı yarışma ile karşılıyor. Bu yüksek tempo öncesi Elele dergisi ile buluşan sanatçı, sevgilisi Sadettin Saran’dan kızı Zehra’ya, bugüne kadar genellikle susmayı tercih ettiği pek çok konuda konuştu, özel hayatına dair çok özel itiraflarda bulundu.

Haberin Devamı

ELELE DERGİSİNE ÖZEL BU POZLARI VERDİ

Ekranda kendine çok güvenen, akıllı ve güzel olduğunu her fırsatta dile getiren, bu yüzden şımarık bulunan bir imajınız var. Bunu espriyle karışık da yapsanız, kimileri bu tavrınızdan hoşlanmıyor. Peki sizin kendinizde en sevmediğiniz özellik nedir?

- Çok fazla vericiyim. İlişkilerde bazen gereksiz yere çizgiyi aştığımı ve işin enayilik derecesine vardığını düşünüyorum.

Neden böylesiniz peki? ınsanlar beni daha çok sevsin kaygısından değildir herhalde...

- Yıllarca insanların benim “Hülya Avşar”lığımı, onlardan maddi-manevi farklarım olduğunu hissetmesinden korktum. Kızımın, belki erkek arkadaşımın bile... Hep “aman yanlış anlamasınlar”, “aman Hülya Avşar olmasaydı böyle davranmazdı demesinler” diye verici oldum. ışte bu özelliğimi sevmiyorum.

Ama dediğim dedik de bir havanız var!

- Evet, çok inatçıyım. Minnet etmeyi de sevmiyorum. “Olmazsa olmasın, rahatım” diyebiliyorum.

Yaşadıklarınızın ne derece etkisinde kalıyorsunuz? 

- Hiçbir zaman yaşadıklarının etkisi altında kalan biri olmadım.

Peki, en sevdiğiniz üç özelliğiniz desem...

- Haddini bilmek, her şeyden gülecek bir şeyler çıkarabilmek... Üçüncüsü de kendi kendimle hesaplaşabilmem...

‘GÜZEL’ SÖZÜ ARTIK BANA UCUZ GELİYOR

Güzellik kavramı neredeyse adınızla eşanlamlı kullanılıyor. Artık sıkılmadınız mı “güzel” olmaktan?


- “Güzel” kelimesi artık bana ucuz geliyor. Yani bana “Ay ne güzelsin” dediklerinde, bunun ucuz olduğunu düşünüyorum. Tamam güzelim, o ayrı konu, ama bu artık bana yetmiyor. Bana “güzel” denmesinden çok “Ne kadar akıllıca bir şey yaptın” ya da “Ne kadar olgun, ne kadar yaşının insanısın” demeleri hoşuma gidiyor. Yani güzellik anlayışım değişti.

“Güzel”den çok “seksisiniz” iltifatını mı tercih edersiniz?

- Evet, çok doğru. Çekici demeleri, cazibeli demeleri daha çok hoşuma gider.

Çirkin bir kadın ya da sıradan bir kadın olsaydınız, bugün nerede olurdunuz?

- Yine aynı yerde olabilirdim. Bende asıl olanı kimse dile getiremedi şimdiye kadar. ıçeriye girdiğinizde, arkası dönük olan bir kişinin bile sizin girdiğinizi hissediyor olabilmesi, o enerji, o auranın olması çok önemli, ki bende en çok o var! Yani 180 cm. boyunda ya da olağanüstü frapan bir kadın olarak içeri girmekten bahsetmiyorum. Ben en başından beri bilirim; bin kişinin içerisinde başıma kese kağıdı geçirsem bile, mutlaka enerjimle dikkat çekerim. Bende çözülemeyen şey bu bence. Yoksa benim burnuma, dudaklarıma ya da gözlerimin rengine sahip olan bir sürü insan var.

ZEHRA YÜZÜNDEN BİRİNİ ÖLDÜREBİLİRİM

Siz olay yaratmak için mi ortaya bir laf atıyorsunuz?


- Çoğu şeyi laf olsun diye, insanları galeyana getirip sinirlendirmek için bilerek yaptım ama bazı şeyleri de tabii son derece samimi duygularımla söyledim. Kimsenin söylemek istemediği şeyleri dile getirdiğim için de olay oldu.

Eski enerjiniz neşeniz biraz kayboldu sanki, yoksa bize mi öyle geliyor?

- Doğru. Beni artık magazin programlarında göremediğiniz için öyle aslında. Biraz geri çekildim. Çok kişiyle aynı kategoriye girmeye başlıyorsunuz bir yerden sonra. Magazin de ayrım yapmıyor. Dolayısıyla ben de nadastaydım. Ama yavaş yavaş tekrar ortaya çıkmaya başladım. Geçen seneki “Yetenek Sizsiniz” bu sene de devam edecek. Bir şov programı için görüşmelerim var. Bir de Birol Güven ile bir dizi projesi var ama ona yetişebilir miyim bilemiyorum. Televizyon programlarıyla eski neşemi ortaya koyacağım, çünkü ben de çok özledim. Ben magazini seviyorum, çünkü eğlenmeyi seviyorum.

Bomba gibi dönüyor musunuz?

- Türkiye’de hiçbir sanatçı ortadan kaybolmuyor. Hem nereye dönüyoruz ki? Bir sanatçı 10 yıl da ortadan kaybolsa, hiçbir zaman unutulmuyor, geçmiyor, gitmiyor. Yapılan her türlü hatayı da affeden bir halkımız var sonuçta.

Güzellik yarışmasında tacınızın elinizden alınmasından Kaya Bey’le ayrılığınıza; kısacası geriye dönüp baktığınızda, en çok canınız ne zaman yandı? “Bu dönem gerçekten basına kırıldım” dediğiniz bir zaman dilimi var mı?

- Çok anormal bir kırgınlığım yok ama Zehra ile ilgili yazılan her şey canımı çok sıkıyor. Bırakın kırmayı, öldürebilirim insanları, o kadar sinirleniyorum, bu kızgınlığın dışında bir şey. Geçen gün mesela, “Zehra artık flört etmeye başladı” gibi bir laf edilmiş, çok zoruma gitti.

SADETTİN CANIMI SIKACAK KADAR MÜKEMMEL BİR ADAM

Sadettin Saran ile mükemmel ikili olarak görünüyorsunuz. Yakışıklı, zengin, kültürlü, yardımsever, kısacası dört dörtlük, ideal bir beyaz atlı prensiniz var! ılişkiniz de bu kadar mükemmel mi cidden?


- Sadettin hakikaten öyle. Hatta bazen sıkacak kadar öyle. Çok düzgün olmak, çok doğru olmak, bana göre bir yerden sonra sıkıcı. Ben onun kadar düzgün değilim mesela. Evet okul yaptırıyor, iş hayatında çok dürüst, insanların hakkını yemiyor... Gerçekten çok yakışıklı ve çok iyi baba. Onun hakikaten dört dörtlük oluşu, benim kendimi kötü hissetmeme neden oluyor. Sonra da ondan çıkarıyorum hırsımı zaten. Bu kadar da dürüst olma! Ama ben bütün hırsım ve inadımla bozmaya çalışıyorum.

Şu sıralar evliliği düşünmediğinizi söylüyorsunuz. Peki evlenmeyince kafa daha mı rahat ediyor?

- Bunu bu şekilde hiç düşünmedim, ama biz sadece kendini düşünecek insanlar değiliz. Yani çocuklarımız biraz daha büyüsün, onlara olayları daha rahat anlatabilelim, açıklayabilelim istiyoruz. Evlenmenin, aşkın, sevginin ne olduğunu anlayabilecek yaşa gelsinler, sonra bakarız. Önce çocukları düşünüyoruz. Dolayısıyla, şu anda her şey rayında, yavaş yavaş ilerliyor, ne olacaksa olur diye bakıyoruz olaylara. Böylesi daha rahat diye evlenmiyor değiliz.

ARTIK BİR ÇOCUK DAHA YAPMAYI İSTİYORUM

Bir çocuk daha istiyor musunuz?

- Artık bir çocuk daha yapmayı istiyorum ama tek çocuğum olduğu için de çok mutluyum. Arkadaşlarımı görüyorum, iki tane yakın yaşlarda çocukları var. Biri yurt dışında okumak istiyor, öbürü Türkiye’de kalmak istiyor. Anne-baba ikiye bölünüyor. Hem maddi anlamda da bayağı problem yaşanıyor. O yüzden yüce Allah’ın herhalde bir bildiği var, bana tek çocuk dedi!

Zehra artık genç kız oldu. Sizin gittiğiniz yoldan gitsin istiyor musunuz?

- Ne olmak isterse onu olsun. Ama mutlaka karakteristik açıdan, özgüvenli, ne yaptığını bilen biri olsun. Benim hayalimi sorarsanız, onun iç mimar olmasını istiyorum. En büyük arzum ise, benden etkilenmesin.

Hiç etkilendiğini hissediyor musunuz?

- Hayır, şu ana kadar çok hoş gitti her şey. Ama bundan sonra ne olur bilemiyorum. ınternet insanı çok rahatsız ediyor. Örneğin, internette hâlâ benim mastürbasyon sahnem var. Bunu 14 yaşındaki çocuğa anlatamıyorsun.

Sizi hayatta şu sıralar en çok ne mutlu ediyor?

- Kızımla, ailemle, sevdiklerimle bir tatil köyünde olmak, tatile gitmek mesela. Birlikte olmak, aynı evin içinde cümbür cemaat yaşamak bana büyük zevk veriyor.

Haberin Devamı

IŞIK ANLAMINDA BENİM ARKAMDAN GELEN KİMSE YOK

Yeni kuşaktan hiç mi yok beğendiğiniz isim? Örneğin şu sıralar Beren Saat güzelliği ve tarzıyla diğerlerinden bir adım önde.


- Beğendiğim oyuncular çok fazla, Beren Saat de bunlardan biri. Ama benim yerime gelebilmek için, 60’tan fazla film çekmesi, onlarca albüm çıkarması, 20 yıldan beri bu piyasada bulunuyor olması lazım. Beren’i kesinlikle beğeniyorum ama o da değil. Arkam dönükken, içeri girdiğini hissedebileceğim biri daha olmadı! Enerji anlamında, ışık anlamında benim arkamdan gelen birini görürsem mutlaka söyleyeceğim.

Haberin Devamı

GENÇKEN YAŞANAN AŞK ÇOK CAHİLCE

Konu aşka gelmişken, 40’lı yaşlarda aşkı gençlikte olduğundan farklı yaşadığınızı söyleyebilir misiniz?


- Ben şimdi bakınca, gençken yaşanan aşkın heyecanlı ama çok cahilce olduğunu anlıyorum. Yani çok toy görüyorum o yaşta yaşanan aşkları. Gençken, futbol seyreder gibi geliyor bana aşkı yaşamak. Yaş ilerledikçe, aşka doyum olmuyor. Çok özel bir şey oluyor. Öz bir şey oluyor, kendi hayatına bilerek birilerini sokmak gibi bir şey oluyor. Birisini kabul etmek şeklinde...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!