Güncelleme Tarihi:
- 15 yaşında müzik dersi vermişsiniz. Hikayenizi öğrenebilir miyim?
- 5 yaşında piyano derslerine başladım. 8-9 yaşında annemin konservatuvara yollama isteği nedeniyle Balıkesir’den İstanbul’a taşındık, yarı zamanlı olarak Alman Lisesi’yle bitirdim konservatuvarı. Aynı dönem hem özel piyano hem de anaokulunda çocuklara ders veriyordum. Sonra AFS’yle Amerika’da okudum bir yıl, Yıldız İktisat Bölümü’ne girdim.
Borsayla ilgileniyordum dolayısıyla okulumu seviyordum. Fakat bir yandan da amatör gruplarda çaldım. 20-21 yaşlarında albüm planı doğdu. 2001’de demo hazırladık ve heyecan olsun diye Roxy Müzik Günleri’nde üç şarkı çalıp, finale kaldık. Hatta şarkılardan biri bu albümde de yer alan ‘Kadife’ydi. Ömer Ahunbay’la tanıştım ve peşinden koşmaya başladım.
- Reklam müziği yapmaya da Ahunbay’la mı başladınız?
- Çocukken yemek yedirirken annem, hep “Sen reklam müziği yapacaksın” derdi. Hatta 6-7 yaşımda bir tatlıcının kutusundaki adreslerini ezberlemek için melodi yazmıştım. Jüride Ahunbay’ı görünce aklım reklamlara kaydı. Bana çok vaktini ayırdı ve işin ayrıntılarını anlattı. Bir bilgisayar edinip iki ay eve kapandım ve müzik programlarını öğrendim. Dört parça yapıp Ahunbay’ın Jinglehouse firmasına götürdüm, deneme sürecim başladı.
- Albümün bir tarzı var ama reklam müziklerinin her biri bambaşka. Nasıl dengelediniz bunu?
- Güne hip-hop yaparak başlayıp Arabeskle bitirebiliyorsun. Hem farklı şeyleri denemeyi seviyorum hem de işimi... İki ayrı şalteri açıp kapatmakla alakalı. İşe gittiğimde bambaşka, evdeki koltuğa oturunca bambaşka adamım. Evde yaptığım şarkı jingle’a benzerse, reklamlarda kullanmak için kenara ayırıyorum. Ama ikisini birbirine karıştırmamak için jingle’da biraz tecrübelenmek de şart. Albüme aldığım şarkılar manevi değeri yüksek olanlar. Çok önceden yazdığım şeyler de var. Ömer Abi(Ahunbay) bu iş temposunda bitiremeyeceğimi söyledi ve prodüktörle çalışmamı önerdi. Sürekli çalıştığımız Sarp Özdemiroğlu’yla konuştum, çok da iyi anlaştık. Prodüksiyon üç ay sürdü.
- Bu Yeşilçam hayranlığınız nereden geliyor?
- Hayatım Türk filmi izleyerek geçti, içime işlemiş. Fabrikatör kızıyla şoförün aşkını da Hulusi Kentmen’li mutlu aile tablolarını da çok severim. Ne yaptığımı sorgularken “Ben sana Hulusi Kentmen desem, bilmem kendimi ifade edebilir miyim” dizesi çıktı. Beş dakika içinde şarkıyı yazdım. Kentmen’le aklınıza ne geliyorsa ifade ettim. Hani hem söven hem de döven adamdır ama hep bunları sevgisinden yapar ya, bunları ifade ettim. Bana yol gösterdi, bu yüzden tamamen ona ithaf ettim.
- Kentmen ailesinden nasıl bir destek aldınız da albümün kitapçığında teşekkür ettiniz?
- Fikrin altını doldurmak için Kentmen ailesiyle tanışmam gerekiyordu. Facebook’ta sonuç alamadım, annemin tavsiyesiyle rehbere baktım. Melek Kentmen ismini gördüm; kızı ya da torununun adı olsa olsa Melek olur diye düşünüp aradım. Derdimi anlatıp demoyu yolladım. Çok beğenip evlerinde de konuk ettiler.
- Klibin fikri nasıl doğdu?
- Hulusi Kentmen’in oğlunu oynadığım klipte modern bir Yeşilçam uyarlaması yapmak istedik. Evde parti veriyorum ve Kentmen evi basıyor. Anadoluhisarı’nda bir köşk bulduk, bir günde çektik ve çok eğlendik.
BOĞAZIMA DÜŞKÜNÜM
- Şarkılarda hep bir oburluk ve yeme hali var. Kilolu da değilsiniz. Nasıl yazdınız bu şarkıları?
- Yemeği severim ama ana yemek hep eşin dostun katıldığı güzel bir muhabbettir. ‘Çikolatanın Faydaları’ şarkımı da markette yazdım mesela.
- Albümde neden balık figürü var?
- Burçlara pek inanmasam da tipik bir Balık burcuyum. Biraz aklı havada, hayalperest, maymun iştahlı. Deniz aşığıyımdır bir de. Bunda Egeli olmamın da payı var.