Oluşturulma Tarihi: Mayıs 04, 2005 00:37
Yeni Çağ’daki tedavi yöntemleri bütünüyle değişiyor ve ölümcül hastalıkların tedavisinde devrimler birbirini takip ediyor. Beden enerjisi üreten Mitochondria da dahil buna; beden enerjisinin, denetim, iletişim ve işleyiş haritasını çıkartan sibernet de!.
Newton çağında uygulamaya konan insan organizmasının birbirleriyle bağımsız makine parçaları gibi vazife gördüğü görüşü ise tamamiyle rafa kaldırılıyor.
Mitochondria beden enerjisi üreten bir ‘organelle’dir. Yani, hücre içinde farklı bir yapıdır. Mitochondria aynı zamanda, hücrelerin solunumunu sağlar.
Hücrelerin gizli bir elementi olan ‘organelle’, hücre protoplazması içinde, yer yer serpiştirilmiş küçük tanecikler halinde bulunur. Mitochondria, ‘hücresel enerji santralleri’ olarak da ifade edilir.(Geniş bilgi için: http://en.wikipedia.org/wiki/mitochondria)
İnsanlar genellikle bedenlerinin bir elektrik veya enerji makinesi olduğunu idrak edemiyorlar. Oysa, bio-elektrik organizmalarından oluşan vücudumuzda adeta sayısız miktarda bulunan hücrelerden her biri, mini bir elektrik jeneratörüdür.
Milyarlarca hücrenin birleşmesinden meydana gelen bu elektrik jeneratörleri, beyne, kalbe ve kaslara gerekli elektriği sağlayan mekanizmalardır.
BİOFEEDBACK TEKNOLOJİSİ
Günümüzde beyne yerleştirilen implant’larla, beynimizin elektrik tesisatı değiştirilmekte ve kafatasına yerleştirilen bio-elektrik devre elektrotları ve beyin dalgaları temposunu ayarlayan ‘pacemaker’lar ile beyin fonksiyonları kontrol altına alınabilmektedir.
1999 yılında Amerika’da Colorado eyaletindeki bir şirket, biofeedback teknolojisini kullanan bir cihaz geliştiriyor. Bu cihaz, bedene, el elektrotları ile bağlanıyor. Bedenin elektrik etkisine verdiği tepkileri izleyen cihaz, bedenin enerji ihtiyacını tespit ediyor.
Bionetics konseptinde ise insan derisinin beden enerji sistemi içinde strese karşı koyma direnci önemli rol oynuyor. İnsan cildi bedenin en büyük organı. Derinin akıllara durgunluk veren bir tedavi etme mekanizması var. Bağışıklık sistemi sayesinde deri; yaralara, kesiklere, ezilmelere, bakterilere ve virüslere karşı kendini koruyor ve hatta kendi kendini tedavi edebiliyor.
Deri öyle bir beden sistemi ki, bedenin akılsal ve ruhsal reaksiyonlarını ve tepkilerini bile yansıtabiliyor. Derinin elektro manyetik özellikleri, bu cihazların dizayn edilmesinde öne çıkıyor. Bilgisayarlı bioenerjetik test cihazları, insanın enerji sistemini, derinin akupunktur noktalarını kullanarak test ediyor. Bu yöntem sayesinde, bedenin enerji denge sorunları daha basit, ağrısız ve oldukça hassas bir şekilde tespit edilebiliyor.
Bionetics, bedenin tüm bilgi sistemlerinin her boyutuna girerek, beden enerjisinin bir internet ve sibernet (Beden enerjisinin, denetim, iletişim ve işleyiş yöntemi) haritasını çıkartıyor. Cihazın Çin tıbbından, homeapatiden, şifalı otlar ve besinlerden faydalanılarak kullandığı çeşitli tedavi modülleri var. Bionetics, Batı tıbbını aşan eski bilgelik ile yeni modern teknolojileri birleştiren bir bilim dalı.
DR.VOLL’UN BÜYÜK BULUŞU
Batı’da bionetics konusunun en önemli öncüsü Dr. Reinhold Voll’dur. 1940’lı yıllarda Almanya’da deneylere başlayan Dr. Voll, bu araştırmalarını bedenin akupunktur meridyenlerini kullanarak yapmıştır. Bu buluşun ve araştırmaların neticesinde Dr. Voll, 1980 yılı sonunda bilgisayarlı sofistike elektrotermal ölçüm sistemlerini içeren cihazını icat etmiştir. Bu cihaz o dönemde bir devrim olarak kabul görmüştür.
Bu teşhis prosedürlerini kullanan cihaz sistemleri ‘EAV’ olarak adlandırılmıştır. EAV (Acupuncture According to Voll), ‘DR. Voll’un akupunkturuna göre’ anlamına gelmektedir.
Böylece, basit bir el elektrotu ile cihazla temas ettirilen hastanın hem hastalığı teşhis edilebilmekte hem de tedavisi ile ilgili hangi iláç ve doğal besin tamamlayıcılarının kullanılabileceği konusunda tıp doktorlarına ve pratisyenlere yol gösterebilmektedir.
Newton çağında uygulamaya konan insan organizmasının birbirleriyle bağımsız makine parçaları gibi vazife gördüğü görüşü, böylece rafa kaldırılıyor. Kısaca özetlemek gerekirse; insan bedeninde elektrik akımı var.
Yeniçağ’da bilim, bu enerji akımını ölçerek, tıbbi teşhis ve tedavi yöntemleri geliştirmede yol almaya başlamış görünüyor.
Sefa Kaplan, bu dizi yazıyı Özer Çiller’in ‘Yeniçağda Düşünce Gücü ve Holistik Sağlığa Açılan Pencere’ adlı kitabından derledi.
YARIN
Tedavide enerji tüpleri dönemi