Güncelleme Tarihi:
Mesleği sürdürürken, haberlerin gazetede yer alışı, fotoğrafın değerlendirilişi, isimlerimizin haberin başına ya da fotoğraf altına yazılışı ne kadar gurur verici olsa da, çalışırken kurulan arkadaşlık ve dostluklar ne kadar samimiyete ve seviye dayansa da, emekli olduktan sonra gazetecilerin aynı dostlukları sürdürememeleri, ihmalleri ne kadar acı.
Hele emekliliklerinde kenara çekilmiş dostların hiç olmazsa eskiyi yaşamak ve yadetmek için bir araya gelememeleri öylesine hazin ki.
Geçenlerde İlhami Şükrü Polatay aramızdan ayrıldı. 1960 sonrası Ankara’da uzun süre gazetecilik yaptıktan sonra Tercüman’ın Paris temsilcisi, ardından Basın Yayın Ateşesi olarak görev yapan Polatay İstanbul’da vefat etmiş.
En az 20 yıldır izini kaybettiğimiz samimi ve hayat dolu Polatay gibi Tercüman Gazetesi Ankara Bürosu foto muhabirlerinden Mustafa Türkyılmaz da önceki gün aramızdan ayrıldı.
Mustafa Türkyılmaz ki, 1960 sonrası Tercüman’da yer alan fotoğrafları ile ünlenen fotoğraf sanatcıların başında geliyordu.
Onun, bir söğüt ağacı altında saatlerce bekleyip, bülbüllerin seviştikleri anı kare kare fotoğraflamasını unutmak mümkün mü? Toplum olaylarında çektiği fotoğraflar yanında sanatçı yanı ile adı bizler arasında “Manyak Mustafa”ya çıkan Türkyılmaz, kendisiyle alay edebilen, hayatı hoşgörü dünyası olarak algılayan, kalp kırmayı beceremeyen “iyi insan”lardan biriydi.
Aynı kentte olmamıza rağmen yıllarca görüşememiş, onun dost meclisinden ayrı kalmıştık.
Hepimiz tek tek göç edeceğiz bir gün. Geride bıraktıklarımız yeterliyse ne mutlu!
Sadece hoş bir sedâ olsa dahi.
Mekânı Cennet olsun! Umarım gittiği yerde nice bülbülleri fotoğraflayacaktır Türkyılmaz. Yüzündeki tebessümünü eksik etmeden…
Sevgiler,
Sezai