Hoş geldin 2005

Güncelleme Tarihi:

Hoş geldin 2005
Oluşturulma Tarihi: Ocak 01, 2005 00:00

İnsanın hayatında dönüm noktaları vardır. Ben onlardan çok fazla yaşamadım. Ama yaşadıklarım derin izler bıraktı. Boyut atladım.Farklı yaşam tarzına geçtim.Büyüdüm.Bu yıl da onlardan biri.2004 gider ve 2005 gelirken, ben hayatımda yeni bir dönüm noktası yaşıyorum.1’ken 2 oluyorum.Kendi içimden çoğalıyorum.Aile haline geliyorum.Günler yaklaştıkça, bir yandan sabırsızlıkla önümde açılacak yeni ufku bekliyorum, bir yandan da üç buçuk atıyorum. Evet, ben korkuyorum.Hem de her şeyden.Öncelikle hayatımın bu kadar dönüşü olmayacak şekilde değişmesinden... Çünkü bu yeni dönemin cahiliyim, acemisiyim... Yaşayarak, yeniden tanımlayarak öğreneceğim bir sürü şey var.Bu yüzden 2005 benim için çok heyecan verici.Bu yıl bekleme havasındayım.Eskiden her yılbaşında asla uygulamayacağım yeni kararlar alırdım, kendime yeni kurallar koyardım.Bu yıl öyle bir şey yapmıyorum.Sadece bekliyorum.O müthiş anı bekliyorum.Ama böyle bir durumda insanın bütün sinir uçları hayatın bütün detaylarına açılmış bulunuyor.Bir küçük rüzgardan, bir küçük kıpırtıdan nem kapıyor insan...*Yılbaşı üstü kuaförlerin halini bilmeyen yoktur...Mahşeri bir kalabalığın ortasında, bir kadın omzuma dokunuyor dönüyorum.‘Bilge Kişi’nin size mesajları var. İletmemi ister misiniz?’ diyor.‘Efendim?’Daha önce hiç görmediğim bu esrarengiz kadının, ne dediğini, o gürültüde önce anlamıyorum. Dudaklarını okumaya çalışıyorum. Net olarak farkına vardığım tek şey, Japon balığı gibi ağzı açılıyor kapanıyor ama ne diyor o meçhul!Bilir Kişi mi yoksa Bilge Kişi mi?Bilge Kişi... Bilge Kişi...Bu, bana bir şeyi hatırlatıyor ama neyi?Derken jeton düşüyor. Bördübet’teyiz, kaldığımız otelin sahibesiyle konuşuyorum ve o bana anlatıyor:‘Hamile kalmaktan ümidimi kesmek üzereydim ki, biri, yaşlıca bir erkek, bir Bilge Kişi, otele geldi. Ben hiçbir şey söylemeden, ‘Merak etmeyin yakında hamile kalacaksınız’ dedi. ‘Herhangi bir fizyolojik probleminiz yok. Sadece hazır değilsiniz o kadar. Şu ulu ağaçların gövdesine sarılın, onlar size aradığınız huzuru ve kuvveti verecek.’ Gerçekten de, ben bir süre sonra hamile kaldım...’Hem heyecanlanmış hem meraklanmıştım.Oldum olası severim böyle hikayeleri.Hatta o zaman, ‘Biz de tanışsak şu Bilge Kişi’yle’ diye ağzımdan çıkıvermişti...İki sene sonra tekrar gittiğimde otelin sahibesi, ‘Bilge kişinin sana mesajları var’ dedi, herhangi bir şey sormama fırsat vermeden ekledi: ‘Şu anki sevgilinle evleniyorsun. Bir de kızın oluyor...’ *Benim sizden ne eksiğim var!Aynen sizin gibi Ayın Biri Kilisesi’nde sıra beklemeyi hiç eksik etmem.Zora geldiğimde dua etmekten, falcıya, tarotçuya akıl danışmaktan, hatta kurşun döktürmekten kaçınmam.Ama...Çok da kendimi kaptırmam.Fala inanmam, falsız kalmam hesabından...Dolayısıyla, bir süre sonra bir kız çocuğuna hamile olduğumu öğrenince, ne yalan söyleyeyim aklıma ‘Bilge Kişi bunu bana zaten söylemişti’ gibi şeyler gelmedi.Ben onu hayatın içinde çoktan unutmuş gitmiştim...*Ama ne de olsa Bilge Kişi... Kendini hatırlatmayı iyi biliyor!Hamileliğimin 8. ayında, karşıma ‘Bilge Kişi’nin size mesajları var. İletmemi ister misiniz?’ diyen hiç tanımadığım bir kadını çıkartıyor:Biraz duraksamış olmalıyım ki, mesajcı, ‘Bakın Ayşe Hanım’ diyor. ‘Benim Ebil Kuaför’e, hem de böyle bir günde, gelmeye hiç niyetim yoktu. Bilge Kişi, ısrarla buraya gelmemi istedi. Demek ki, sizi göreceğimi biliyordu. Mesajları duymak istiyor musunuz, istemiyor musunuz?’Bir tahmin yapın bakalım, sizce ben ne yapmış olabilirim?Mesela, ‘Doğuma 1 ay kala böyle şeyler duymak istemiyorum’ demiş ve hayata devam etmiş olabilir miyim?Keşke.Tabii ki yapamadım.Bilge Kişi’nin mesajlarıyla ilgilenmeden duramadım.*‘Dinliyorum sizi’ dedim.Ve mesajlar, ardı ardına gelmeye başladı.Mesaj 1: ‘Bebeğini koru!’In ın ınnnn!O anda orada hüngür şakır ağlamaya başlayabilirdim. Neden başlamadım, neden kendimi tutmaya çalıştım bilmiyorum. Ne demek bu ya! Bebeğine dikkat et? Ne olacak yani bebeğime, bir şey mi olacak? Niye bana biri doğuma 1 ay kala böyle bir şey söylüyor? Bir şey mi ima ediyor? Ben bilmiyorum da, başıma kötü bir şey mi gelecek? Bu kısa Türkiye seyahatini bunları duymak için mi yaptım? Allah korusun... Allah korusun...Birden durum fena geldi bana.Hemen oradan uzaklaşmak, hatta İstanbul’dan, hatta Türkiye’den başka bir yerlere gitmek geldi içimden....Bebeğimi korumak istedim...‘Devam edeyim mi?’ dedi kadın, diğer mesajları da iletmek için sabırsız...Mazoşist miyim neyim?‘Yeter bu kadar!’ deyip kaçsana...Kendini emniyetli bir yere atsana...Ne mümkün...Ağzım açık bakakaldım kadına.Mesaj 2: ‘Başınıza kötü bir şey gelecek. Ama Tanrı’nın izniyle o kötü şeyin içinden çıkacaksınız!’Bir olumsuzluk daha. Artık bu kadarı fazla! Mesaj 3 de, en az 1 ve 2 kadar fena. İnanılmaz ölçüde nazar, kem göz, kıskançlık, negatif enerji hepsi üzerimdeymiş. Ne kadar mutlu olduğumu yazmayacakmışım, söylemeyecekmişim...Kadına teşekkür ediyorum.Bilge Kişi’ye de selamlarımı iletiyorum.Kendimi kuaförden dışarı atınca da hüngür hüngür ağlamaya başlıyorum.Hormonlar da çıldırmış vaziyette zaten!*İlk yaptığım şey sevgilimi aramak...Ağlaya ağlaya, ‘Hemen Dubai’ye dönmek istiyorum’ diyorum, ‘Benim bebeğimi korumam lazım!’O da ürküyor.Herkesle vedalaşıyorum.Artık ben Dubai’ye kuluçkaya yatmaya, her şey yolunda giderse, bir ay sonra doğurmaya gidiyorum.Ama ne halde?Sağ memede muska, sol memede okunmuş pirinçlerle!Yeni yılınızı kutluyorum...Benim dualarım sizinle...Sizinki de benimle olsun diyorum...
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!