Güncelleme Tarihi:
Beni adından dolayı ilgilendiriyor.
Başındaki Homo’ya (İnsan) takılıp kalmayın.
Homo ergaster, “Çalışan insan” demek, Latince Ergastulum’dan geliyor.
Ergastulum, Eski Roma’da kürek mahkumlarının, ölene kadar çalıştırılmak üzere kapatıldıkları yeraltı dehlizlerinin adı.
Kendimi Homo Ergaster olarak görüyorum artık.
Çalışmaya mahkum insan...
Zekası bir Homo Erectus kadar bile değil...
(Homo Erectus olarak görmeyi tercih e Serdar Devrimderdim, ama porno suçuna girdiğinden bu konuyu derinleştiremiyorum.’i poşete sokmanın anlamı yok...)
Sabah 8’de evden çık, akşam 8’den önce dönme. Haftanın 7 günü, Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma, (Cumartesi evde 20 gazete okuyup, notlar al, çalış...), Pazar... Senenin 12 ayı... 365 günde, 8-10 gün izinle idare...
İnsanın aptal olması lazım. Değilse bile, aptallaşır sonunda.
Yaşamaya engel...
“Niye bu tempo?” diyeceksiniz, cevabım aynı, APTALLIK.
“Bu tempo neye yarıyor? Bu kadar uğraşıp bu uyduruk yazıları mı yumurtluyorsun?” derseniz... Siz nezaket gösterip söylemezsiniz belki ama, ben bana söylüyorum, her gün, yüzüme karşı.
Bir ara, çalışma odamın kapısına Solitary Confinement diye yazmıştım. ABD’de “diğer mahkumlarla görüşmesine bile izin verilmeyen hücre mahkumlarının kapatıldığı yer” bu.
Sonra, fark ettim ki kimsenin kabahati yok, benden gayri. Polis de benim, savcı da, yargıç da, infaz memuru da...
Faraj Bayrakdar, komünist olduğu için yıllarca hücrede yatmış bir Suriyeli şair. Esad’ın ölümünden sonra hürriyetine kavuştu, şu anda nerededir bilmem.
Onun, içerideyken yazdığı bir beyit kulağımda, ama tam çıkaramıyorum şimdi...
“İçinde olduğumuz hücre, bizim içimizdeki hücreden daha sağlam değil” gibi bir şey...
Kendi hücremizi kendimiz yaratıyoruz, içine kapanıyoruz, sonra da “Özgürlük!” diye ağlıyoruz...
İsyanlardayım...