Güncelleme Tarihi:
Bekledim ama... birincisi, sıcağı sıcağına yazmadığım için ilk intibalarımın ucunu kaçırdım. Belki aşağıda, yazmaya koyulunca yakalarım tekrar.
İkincisi... lafı nasıl toparlayacağımı, aklımdakini nasıl hani ‘yazıya dökeceğimi’ bilmiyorum.
Bakalım hayırlısı!
*
Benimki eleştiri olamaz, yetkili değilim. Ama eleştirileri okudum.
Beğenen var, eh diyen var, hayal kırıklığına uğrayan var, haşin eleştiren var.
Ben sevdim!
Sonunu söyleyerek filmin tadını kaçırmayayım ama, gazeteci katil!
Şaka yapıyorum...
Beraber büyümüş iki çocukluk arkadaşı (Cem Yılmaz - Tuna Orhan) uyduruk gece kulüplerinde ‘illüzyonist’ olarak sahneye çıkıp sürünüyorlar. En büyük hayalleri üç kuruş biriktirip lazerle 9 derece gözlüklerinden kurtulmak. Çanakkale Şehitliği’nde yatmak isteyen kafayı yemiş Kıbrıs gazisi babaları (Mazhar Alanson) da peşlerinde, Anadolu turnesine çıkıyorlar. Ve burada hayatlarına genç bir gelin adayı kız (Özlem Tekin) karışıyor...
Kasıklarınızı tutarak gülmek için giderseniz, hayal kırıklığına uğrarsınız, kesin.
Ama hoş, zarif, dokunaklı, ‘insancıl’ bir film çıkacak karşınıza.
Herşey abartılı. Karakterler karikatür kahramanı tadında. Gözlükleri bile 9 numara. Babanın deliliği, eniştenin fetbazlığı, kızın deligözlüğü, olaylar, olaylara verilen tepkiler, ‘hokkabaz’ın beceriksizliği abartılı. Renkler, ışıklar ve dekor bile sanki abartılı.
Abartı değil, naif bir tablo gibi daha doğrusu, dedim ya ifadesi zor söylemek istediğimin.
Ama (İskender’in babası, oğlundan memnun değil, onun için ‘hokkabaz’ diyor ona) ‘sihirbazlık’ dediğiniz ‘illüzyon’ yani ‘aldatmaca’ değil mi zaten? İllüzyonistin sahne dekoru, kıyafetleri, hareketleri aldatmaca ve abartı değil mi? Sizin dikkatinizi başka yöne çekip, sizi ‘kandırmak’ değil mi işi?
Sizi ‘illüzyon’dan oluşan, ‘yapay’ bir hayal dünyasına götürüyor Cem Yılmaz.
Sanki seyircisine film boyunca uyarıyor, hiç unutturmuyor:
“Ey insanlar seyretmekte olduğunuz bir gösteridir, burada gördüklerinizin hepsi bir aldatmacadır, bizler gerçek hayattan portreler değil, birer hayali kuklayız bu sahnede...”
Sakın hayat dediğiniz de böyle bir ‘illüzyon’ olmasın!