Ayça BARUT
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 05, 2004 00:43
Yaz tatilini değerlendirmek için açtığı dükkanın başarısından sonra, eğitmenlik görevini bırakan Gülden Yılmaz, ‘Sezgilerim çok güçlü’ diyor. Koton’un imparatoriçesi Yılmaz, şirketi, uyum içinde olduğunu söylediği eşiyle yürütüyor.
Psikolojik danışmanlık mezunusunuz. Mesleğinizi yaptınız mı?
Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık Bölümü’nü bitirdim. Bildiğiniz gibi öğretmenlerin uzun bir yaz tatili var. Ben de yaz tatilinde boş oturmamak için üniversiteden bir arkadaşımla bir dükkan açtım. İhraç fazlası ürünleri satıyorduk. Kuzguncuk’ta küçük bir dükkandı ve aslında deneme amaçlıydı. Üç ayın sonunda arkadaşım mesleğine geri döndü, bense devam ettim.
Satışlar iyi gitti demek ki?
Üç ayın sonunda koyduğumuz sermaye iki katına katlandı, ama biz asıl performansı iki sene sonra aldık. Eşim Yılmaz deniz üsteğmeniydi o zaman. O da işini bıraktı ve satın almaya geçti.
Başarı yolunu siz açtınız, eşiniz de sizi takip etti...
Öyle algılanıyor, ama öyle değil aslında. Yılmaz’la 16 senedir evliyiz ve aramızda iyi bir uyum var. Hayatımızın büyük bir kısmı işle dönüyor. Yılmaz son derece analitik ve akılcı düşünür, benim de sezgilerim çok güçlüdür. Ayrıca ikimizin de müthiş bir moda gözü var.
Koton nasıl doğdu?
İkinci mağazayı açtıktan sonra Yılmaz satışa, ben de mağazalara bakıyordum. Daha sonra Kanarya’da küçük bir atölye kurduk ve kendi imalatımızı yapmaya başladık. Konuyla ilgili insanlar değildik, ama yine de bir yatkınlık varmış demek ki.
Mağaza sayınız kaç?
70’i aştı. Yurtdışı mağaza sayımız ise 10. 4 tane Moskova’da, 1 tane Kuveyt’te, 1 tane Ürdün’de, 1 tane Suudi Arabistan’da, 1 tane Yunanistan’da, 1 tane İsviçre’de ve 1 tane İran’da mağazamız var.
Tasarım kısmıyla ilginiz var mı?
İlk imalatlar başladığında ben de bir iki tasarım yaptım. Sonra Koton’un hayatına tasarımcılar girdi. Ben erkek koleksiyonunu yönetiyorum, Yılmaz da kadın koleksiyonunu yönetiyor. 9 tasarımcımız var, onlarla birlikte o sezon neler yapacağımızı belirliyoruz.
Koleksiyon yönetimi ayrımını yapmanızın özel bir sebebi var mı?
Bu çok doğaçlama gelişti. Aslında ben koleksiyon yapan insan değildim, ben senelerce mağaza yönettim. Çocuklarımı doğurduktan sonra işe bir süre ara verdim. Döndüğüm zaman ben de koleksiyon yapan tarafta olayım dedim. O zaman erkek daha durgun gidiyordu, ben erkeği yapayım dedim. Sonuçta biz bütün seyahatlerimizi birlikte yapıyoruz, kumaş seçimlerimizi de beraber yapıyoruz. Birçok şeyi paylaşıyoruz.
Tasarım alanında daha fazla söz sahibi olmak için bir çabanız oldu mu?
İtalya’da çok iyi moda okulları var. Genç olsaydım gitmeyi çok isterdim, ama yaptığımız iş artık o noktada değil. Mağazacılık alanında ve görsel birçok eğitime katıldım. Yaşayarak birçok şeyi öğrendim. Dünyada gezmediğimiz mağaza kalmadı.
Hobiye ayıracak zamanı yok
Eşlerin ortak çalışması zor değil mi?
Bizim bütün kavgalarımız iş yüzünden çıkıyor. İşi eve taşımamak gibi bir şansımız yok, damarımızdaki kan gibi. Bazen ben bile neden bu kadar içimize işledi diye şikayet ediyorum. Tatili bile denk getirebilmek için uğraşıyoruz.
İşin dışında neler yapıyorsunuz?
Son dönemde yapabildiğim TİKAD üyeliğim var. Kalan zamanım da çocuklara kalıyor. Biri 6, diğeri 3 yaşında. Küçük oldukları için ihtiyaçları çok fazla. Mutlaka haftada 1-2 kere sabah onları ben yollamak istiyorum. Hobiye çok da vakit yok. Sporu ancak sabahları evde yapabiliyorum.