OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 21, 2004 00:00
Nehir Erdoğan yüz Türk büyüğü listesine 99’uncu sıradan girmek üzere! Son aylarda ismini o kadar çok duyduk ki. Sunuculuk hayatına TRT’de Telepazar ile başladı, NTV’deki Life Style
Sinema ile devam etti.Estağfurullah Yokuşu ve Koçum Benim dizileriyle tanındı. Okul ve Hababam Sınıfı Forever filmleriyle yıldızı iyice parladı. Son olarak Popstar yarışmasının sunucusu oldu. Bütün bunları üç yıl içinde yaptı. Kimine göre güzel olduğu için bu kadar yükselmişti. Kimine göre güzel olduğu kadar akıllıydı. Kimine göre sadece şanslıydı. Özellikle medya çevrelerinde onu Hıncal Uluç’un gazladığı konuşuluyordu. İzmir’de doğan, Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu Nehir Erdoğan bu röportajda hakkında merak edilenlere cevap verdi.Artık tanımadığınız insanlar sizi sokakta gördüğünde nasıl sesleniyor? -Nehir Erdoğan diyorlar, Güldem (Okul’daki karakterin adı) diye mesaj gönderenler oluyor. Ama galiba en çok Kız İsmail (Hababam Sınıfı’ndaki karakterin adı) diye sesleniyorlar. Sokakta tanınmaktan, parmakla gösterilmekten çok utanıyorum. Max dergisine verdiğiniz bir röportajda ‘İnsanların beni sabah programı yapan biri olarak tanımasını istemiyorum. Bu yüzden gelen teklifleri geri çevirdim’ demişsiniz. Kız İsmail olarak tanınmaktan memnun musunuz? -Sözlerim yanlış aktarılmış. O röportajın yapıldığı sıralarda Estağfurullah Yokuşu adlı dizi yeni başlamıştı. ‘Artık tanınıyor musunuz. Şöhret oldunuz mu’diye sordular. Benim tek amacım sokağa çıktığım anda herkes tarafından tanınmak değil. Eğer öyle bir amacım olsaydı sabah programı sunuculuğu için teklifler geliyor, o teklifleri kabul ederim, diye cevap verdim. Sabah programı sunuculuğunu küçümsediğim falan yoktu. Hem lisedeyken tek hayalim Şebnem Dönmez gibi Sabah Şekeri olmaktı. Ayrıca sorunuzu cevaplayayım. Şu an bulunduğum noktadan memnunum. Okul filminin galasından sonra ‘Genç olduğumdan olsa gerek kocaman perdede insanların beni izlemesinden çok utandım’ dediniz. Daha düne kadar ne kadar küçük, ne kadar toy olduğunuzu anlatıyordunuz... -Bütün bunların tek bir nedeni vardı. Günümüz Türkiye’sinde sinema filmi çevirmek kolay iş değil. Bir sürü oyuncu sinema filmi çevirmeyi hayal ediyor. Birileri çıkıp da ‘Sen de kim oluyorsun’ der diye korktum. Bu yüzden daha genç olduğumu ve utandığımı söylüyordum. Ama korkularım yersizmiş. Yalnızca ben değil bir sürü başarılı genç var. Büyüdük ve daha çok çalışmak istiyoruz. Bir
magazin programında annenize Emre AltuÄŸ ile birlikte olup olmadığınızı sordular. Anneniz ‘Benim kızım daha küçük’ dedi. Neden sizin özel hayatınızla ilgili anneniz açıklama yapıyor? -Asla. Bunların hiçbiri gözüktüğü gibi deÄŸil. Okul filminin galasına gittiÄŸimde bir sürü kamera etrafımı sardı. Ben zannediyorum ki ‘Çok mutluyuz, hep beraber filmi izleyeceÄŸiz’ diyeceÄŸim. Böyle baÅŸladım. Fakat hemen akabinde özel hayatımla ilgili sorular sormaya baÅŸladılar. Afalladım. Bir tane muhabir özel röportaj için çok ısrar etti. Beni köşeye çekti. Ve sormaya baÅŸladı. Annem de yanımda. Derken mikrofonu anneme uzattı. ‘Kızınızı çok isteyen vardır herhalde. Ne zaman evlendireceksiniz?’ diye sordu. Annem de ‘Benim kızım daha küçük’ dedi. Sonra şöyle yayınladılar. Soru: Kızınızın Emre AltuÄŸ ile olan iliÅŸkisine ne diyorsunuz? Cevap: Benim kızım daha küçük.Popstar’ın yeni sunucusu oldunuz. Bu teklifi kabul ederken nasıl bir muhasebe yaptınız? -Bu teklif ilk geldiÄŸinde artısını, eksisini, maddiyatını, maneviyatını her ÅŸeyini düşündüm. Ben oyuncu olduÄŸum kadar televizyoncuyum da. Nehir ErdoÄŸan kimliÄŸimle, NTV’de yaptığım program CV’mle Popstar’ı sunacağım. Açıkçası ilk baÅŸlarda çok fazla ekranda görünmemin oyunculuÄŸuma zarar vereceÄŸini düşündüm. Ama sonra kendime güvendim, üstesinden gelirim dedim. Umarım yanılmıyorumdur. Åžimdi herkes sizi Gamze Özçelik’le karşılaÅŸtıracak. O reklam aralarında ÅŸarkı söyleyip, göbek atıyordu. Siz de bu tip ÅŸeyler yapar mısınız? -Ä°ÅŸin formatına uygunsa tabii yaparım. Canlı yayın yapmak böyle ÅŸeyler gerektirir. Sen eÄŸlenirsen, seyirci de eÄŸlenir. Ben yılbaşında huzurevine gidip göbek attım. Çünkü oraya yalnızca sunucu olarak gitmemiÅŸtim. Ä°nsanları mutlu etmek için gitmiÅŸtim. Hızlı yükseldiniz, hızlı düşmekten korkmuyor musunuz? -Çalışmaya, kendimi ilerletmeye devam edersem yok olmam. Bir de hızlı yükseliÅŸ deyip duruyoruz. Üç senenin neresi hızlı? Bu ülkede 15 yıldır tiyatrocu olan ve hálá hiçbir sinema filminde oynamamış insanlar var. -Åžunu demeye çalışıyorum. Bu benim savunma mekanizmam. Ama sanki güzel olduÄŸum için benim bu noktaya getirildiÄŸimi düşünüyorlar. Ve bu noktada kendimi anlatmak ihtiyacı duyuyorum. Evet güzel olmak çok önemli. Kapıyı açar ama içeride kalıp kalmamak çok önemli. Ben sadece cebime bunu alıp yola çıksaydım. Nereye kadar ne yapabilirdim. Ayrıca o kadar da güzel deÄŸilim. Siz gelin beni bir de evde görün. Hayranlarınızın internet sitelerine sizin hakkınızda yazdığı bazı yazıları okuduk. Bir bölümü burnunuzu estetik yaptırınca çok üzülmüş. -Ben de seviyordum eski kemikli burnumu. Ama bunu da seviyorum. Åžimdi kendimi daha iyi hissetmeye baÅŸladım. Nehir ErdoÄŸan deyince insanların aklına gülüşünüz geliyor. Güzel güldüğünüzün farkında mısınız?-Åžu an fark ettim. Bu içten gülümsemeyle ilgili bir ÅŸey herhalde. Gözlerimle de gülüyorum galiba. Ä°nÅŸallah hep böyle olur. Ne olur içtenliÄŸimi hiç kaybetmeyeyim. Aramızda bir ÅŸey olsa Hıncal Uluç beni yazmazNez’den sonra, Hıncal Uluç’un Türk toplumuna kazandırdığı ikinci isim olarak tanınıyorsunuz. -Ee, Tele Pazar’ın başında Hıncal Uluç vardı. 2000’de üniversitede okurken Tele Pazar için genç bir sunucu aradıklarını duydum. Görüşmeye gittim, kabul edildim. Tanışıklığımız o döneme dayanıyor. Ve ciddi anlamda bana çok ÅŸey katmıştır. Hıncal Uluç inanılmaz bir insan. Her ÅŸeyden önce çok iyi bir izleyici. Onun sayesinde cümleye ‘evet’ diye baÅŸlamıyorum. ‘Şimdi hep birlikte izliyoruz’ gibi kliÅŸeleri kullanmıyorum. Bir tek bunlar deÄŸil hayat anlamında da çok ÅŸey öğretti. Uluç, Okul filminden sonra ‘Bir yıldız doÄŸuyor’ diye bir yazı yazdı. -Yazmış evet. Okumadınız mı? -Okudum tabii. Hıncal Uluç filmin galasına gelmemiÅŸti. Uzun süre filmi izlemesi için bekledim. O yazıyla karşılaşınca mutlu oldum. Hıncal Uluç sonraki günlerde köşesinde sizin otomobille kaza yaptığınızı, aÄŸabeyinizin arabasının soyulduÄŸunu yazdı. Nehir ErdoÄŸan’ın başına gelenleri gün gün Hıncal Uluç’un köşesinden takip ettik. Neden Hıncal Uluç sizin evinize hırsız girdiÄŸini bile yazıyor?-Bunu ona soracaksınız. Sizin bir fikriniz yok mu?-Niye yazıyorsun diye sormuyorum. Zaten böyle bir soru soramam. O onun köşesi, ne istiyorsa onu yazar. Ben ona bir ÅŸey anlatırken ertesi gün köşesinde yazacağını düşünmüyorum. Bunun neresi kötü? O adam bir köşe yazarı. Bir sürü konuyla ilgili olduÄŸu gibi benimle ve benim başıma gelen olaylarla ilgili de yazıyor. ArkadaÅŸ mısınız Hıncal Uluç’la?-ArkadaÅŸtan daha farklı. Ä°ki günde bir konuÅŸamıyoruz mesela. O da ben de çok yoÄŸunuz. Hayatımdaki önemli kararları alırken mutlaka ona danışırım. Anlatırım, paylaşırım. Arkadaşın ötesinde aÄŸabeyim gibi. Ama bir taraftan da arkadaşım gibi. AÄŸabey mi diyorsunuz? -Evet. Hıncal AÄŸabey derim. Çok güveniyorum ona. Hıncal Uluç, Hababam Sınıfı hakkında da bir yazı yazdı. Yazıda, Mehmet Ali Erbil’e ‘Şansa Dansa’daki Åžaklaban’ dedi. Mehmet Ali Alabora’nın harcandığına kanaat getirdi. Zeki Alasya hakkında ise ‘Niye Oynamış ki? Varlığı ile yokluÄŸu belli deÄŸil? Para mı lazımdı?’ diye yazdı. Ama makalenin sonunu şöyle bitirdi: ‘Bunca kurdun arasında oynayan sinemamızın yeni yıldız adayı Nehir ErdoÄŸan Okul’u da aÅŸmış. Bu Nehir’in, üçüncü öğrenci filmi. Artık gerek sinemada gerek TV’de baÅŸka rol tekliflerini hak ediyor.’ Hıncal Uluç’un köşesi Nehir ErdoÄŸan ilan panosu mu oldu? -Asla danışıklı dövüş yok. Ona kimse böyle bir ÅŸey yaptıramaz. Bunlar onun kendi içindeki, kendi kafasındaki düşünceler. Nedenini bilemezsin ki? Ben bu yazıyı okuduktan sonra telefon açıp, ‘Niye o kadar eleÅŸtiriyorsun bizim filmimizi, o kadar da kötü deÄŸildi’ dedim. O kadar. Bu gibi durumlarda ne o bana açıklama yapmak gibi bir ÅŸey hisseder, ne de bunu sormak benim haddimedir. Hıncal Uluç’un köşesini siz nasıl okuyorsanız ben de öyle okuyorum. Ä°ki günün birinde böyle yazılar okuyunca fesat aklımıza ÅŸu soru geliyor: Hıncal Uluç’la Nehir ErdoÄŸan arasında bir ÅŸey mi var? -Neeee! So what (Ne olmuÅŸ yani). Ä°steyen istediÄŸi gibi düşünebilir. Bence aramızda bir ÅŸey olsa Hıncal Uluç beni köşesinde yazmaz. Nasıl beni bu saatten sonra kimse durduramazsa kimse de elimden tutup bir yerlere koyamaz. Bir kere kimlik olarak bunu kendim kabul edemem. 60’lı yıllarda deÄŸiliz ki artık. Torpil bir kere yapılıyor. Gerisini kiÅŸi kendisi getiriyor. Bu söylediklerinizi kesinlikle kabul etmem. Hem ne mutlu bana Hıncal Uluç beni beÄŸeniyor. Kocaman Hıncal Uluç’a bu kadar yakın duruyorum. Hıncal AÄŸabey diyorum. Ben bunun keyfini sürüyorum, sizin ne düşündüğünüz hiç umurumda deÄŸil.Sizce aranızda bir ÅŸey olduÄŸunu düşünen insanlar art niyetli mi?-Bu ülkede bir sürü fiziÄŸi düzgün kız var. Bu kızlar bir sürü genç, yaÅŸlı, orta yaÅŸlı erkek tarafından beÄŸeniliyor. Bu kötü bir ÅŸey deÄŸildir. Önemli olan bu durumu lehine çevirmektir. Benim beynimde hiçbir zaman böyle art niyetler olmadı. Hıncal Uluç’un diÄŸer kadınlarla olan iliÅŸkilerini bilemem, o benim aÄŸabey dediÄŸim bir insan. Ä°nsanların ÅŸunu anlaması lazım. Hayattaki en büyük hatalardan biri genellemedir. Ãœzgünüm ama benim hakkımda yanılacaklar, ÅŸaşıracaklar. Tahmin ettikleri gibi bir iliÅŸki yaÅŸamıyorum. Yaklaşık bir ay önce Hıncal Uluç ve sizi bir restoranda görmüştüm. Yanınızda Hıncal Uluç’un iki arkadaşı vardı. Yani üç tane yaşı sizden hayli büyük adamla oturuyordunuz. Ve ben o gün o masada neler konuÅŸulduÄŸunu çok merak etmiÅŸtim. -O günü hatırlıyorum ben. G-mall’daydık. Biz NTV’nin çekimlerini yapmak için gitmiÅŸtik orada karşılaÅŸtık. Benim kendi yaşıtım olan kız arkadaÅŸlarım ve erkek arkadaÅŸlarım var. Ben yaşıtlarımla olmaktan çok büyük bir keyif alıyorum. Ama Hıncal AÄŸabey ve arkadaÅŸlarının yanında hayatın baÅŸka bir bölümüyle karşılaşıyorum. O masanın öğrenen kızı oluyorum. Çok ilginç ÅŸeyler anlatıyorlar ve ben sadece dinliyorum. Ama sekiz saat o masada otursam sıkılırım. Bu benim yapımla alakalı bir ÅŸey. Üç saat o masadan beslendiysem, üç saat sonra baÅŸka bir ÅŸeyler bulmam lazım. BÃœYÃœKLERÄ°N DÃœNYASINA HOÅž GELDÄ°N23 yaşındasınız. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz? -Uzun zamandır ben de kendime bunu soruyordum. Geçen gün cevabını buldum. Kendi kendime ‘Büyüklerin dünyasına hoÅŸ geldin’ dedim. Bugüne kadar ben hep evin küçük kızıydım. Geçen sabah trafikte gidiyorum. Hatalı bir ÅŸey yaptım. TrafiÄŸin kilitlenmesine neden oldum. Bir adam bana bağırmaya baÅŸladı. Özür diledim, hálá bağırıyor. Ben de bağırmaya baÅŸladım. Sonra bir düşündüm bu kavgaları benim babamın etmesi lazım. Ben genelde arka koltukta otururum. O an büyüdüğümü anladım.Â
button