Oluşturulma Tarihi: Kasım 08, 2004 00:00
HIRKA, Arapça’da ‘bez parçası’ anlamına gelir; derviÅŸlerin giydikleri üst libasıdır. DerviÅŸ hırkası, önü açık, yakasız, kollu, genişçe ve topuklara kadar uzundur. Çok eskiden derviÅŸler, malının helal olduÄŸuna inandıkları kiÅŸilerden bez parçaları alırlar, bunları birbirine dikip hırka yaparlardı ki buna, yamalı anlamına ‘murakka’ derlerdi. Zengin, ünlü kiÅŸiler, böyle palas parçasına tenezzül etmeyecekleri cihetle gerçek derviÅŸler, ‘Hırka altında sultan’, benliÄŸine kul olanlarsa, süslü elbiseler içinde köle durumundadırlar. Bu yüzden ‘Hırka altında sultan’, görünüşte yoksul, gerçekteyse nefsine buyruk yürüten padiÅŸah anlamınadır.Mevláná da, Mesnevi dibacesinde Çelebi Husameddin’i överken derviÅŸleri ‘Hırka altında sultan’ diye vasfeder. ‘Hırka altından álemi seyretmek’, görünüşte hiçbir ÅŸeye karışmaz görünmekle beraber her ÅŸeyin, neden ve niçin olduÄŸunu, sebeplerini, sonuçlarını, bu sonuçların da nelere ve nasıl sebepler olacağını ibretle görmek anlamınadır.‘Hırka giymek, Hırka giydirmek’, derviÅŸliÄŸe ikrar vermek, derviÅŸ yapmak anlamına geldiÄŸi gibi birine ÅŸeyhlik ve halifelik vermek anlamına da gelir. ‘Hırka-i fakr u fena’ yani ‘yoksulluk, yokluk hırkası’, derviÅŸlik hırkasıdır ve derviÅŸliktir. ‘Hırkaya bürünmek’, derviÅŸ olmak, dünyaya, dünyanın gafletine baÄŸlanmaktan kurtulmaktır; ‘Başını hırkaya çekmek’ de aynı anlamı verir.‘Resim hırkası’, Mevlevilerin önü açık, ayaklara kadar uzun, kollar giyilmezse dizlerden aÅŸağıya dek uzanan, giyilirse diz kapaklarını aÅŸan, çok geniÅŸ kollu, yakasız hırkalarıdır. Bu, Selçuklu devrinde bilginlerin de tören libasıydı. ‘Sokak hırkası’ ise gene önü açık, genişçe, kolları yenden dört parmak kadar uzun, yakasız hırkadır.Â
button