Güncelleme Tarihi:
Altyapıları daha Batılı. Tanıtım fotoğraflarında giydiği kostüm ve yeni imajı, kimileri tarafından beğeniliyor, kimileri tarafından eleştiriliyor. Buluştuğumuzda sanılanın aksine karşımızda sert değil, eğlenceli ve çocuksu bir Davut Güloğlu vardı. Şarkılarına, yeni imajına ve fiziğine güveniyor. Müziğe pek çok yenilik kattığına inanıyor. Harika bir albüm yaptığını söylüyor.
Yeni albümünüzde Karadeniz şivesini az kullanmanızın özel bir nedeni var mı?
- Evet. Bu sefer farklı bir albüm oldu. Hayranlarım hep böyle bir albüm hazırlamamı istiyordu. Alt yapılarımda da Batı sound’lar fazla.
Bu yeni sound, Karadenizli hayranlarınızı üzer mi?
- Hayır. Şarkılarımda kemençeyi yine en güzel şekilde kullanıyorum. Ayrıca oralarda gençlik çok modern. Benden güzel giyiniyorlar. Saçları bizden daha uçuk. Artık kızlar ve erkekler el ele dolaşabiliyor.
Bu albümünüzün tarzı için tam olarak ne diyebiliriz?
- Pop ağırlıklı, içinde Karadeniz olan bir albüm. Batı sound’u ve yöre sazlarını birleştirdim.
Bazen müziğinizin yeteri kadar algılanamadığını düşünüyor musunuz?
- Avrupa’da yaşasaydım buraya gelip konser vermem için milyon dolarlar dökerdiniz. Fiziğim ve müziğim çok dikkatinizi çekerdi. Karadeniz ezgilerini evrensel platforma taşımaya yardımcı oluyorum. Dünyanın pek çok yerinde konserler verdim. Fransa’daki dergiler benim için “İnsanın içini ısıtan çocuk” benzetmesi yaptı. Ben yabancılara kendimi daha mı iyi anlatıyorum?
Peki müzikal olarak kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz?
- Bazen popçu, bazen türkücü diyorlar. Ben, Batı etnik müziği yapan Davut Güloğlu’yum.
İlk klip şarkınız Kopalım Bari ne anlatıyor?
- Sabaha karşı 4’te yazdım. İnsanlar öyle şarkılar yapıyor ki, birbirleriyle kafa buluyor. Bazen sözlerinde küfür oluyor. Ben de bu şarkıda onlarla dalga geçtim. “Attığın zar yek mi yani, nakit değil de çek mi yani” gibi gırgır sözler yazdım.
ADIM DAVUT DEĞİL DAVİD OLSAYDI...
Şarkıda “Ne pop, ne caz, Laz bu yani” diyorsunuz, ama gayet pop altyapılar kullanıyorsunuz...
- Müzik hip hop ve R&B kokuyor. Ama karışımından ortaya ben çıkıyorum. Matrak oldu.
Yaptığınız müziğe burun kıvıranlar var...
- Onların burunları kıvrak çünkü. Arabalarına bakarsanız hepsinde CD’m, evdeki aynalarında resmim var. Beni herkes dinliyor.
Sizinki gibi müzik yapan kişiler arasından siz kalıcı oldunuz. Fiziğinizin etkisi var mı?
- Yaratanın bana vermiş olduğu fizik ve o fiziği taşıyıp sergilememi sağlayan zekâmın etkisi var.
10 yıl sonra müzikte kendinizi nerede görüyorsunuz?
- 10 yıl sonra dünya benim şarkılarımı dinleyecek. Çünkü müzikal açıdan dünya köşeye sıkışmış durumda. Bence şimdiye kadar yanlış insanlarla yurtdışına adım atıldı. Size şöyle diyeyim, adım Davut değil de David olsaydı bana burada çok daha fazla saygı duyulurdu. Çok farklı bir yerde olurdum.
İÇ DÜNYAMA BİR KEZ GİRENİN ÇIKMASI ZORDUR
Nasıl bir âşıksınız?
- İlişkilerimi gizli yaşamayı seviyorum. Ten uyumuna özen gösteriyorum. Kadının nefes kokusunu seviyorum. Uyurken nefesi benim yüzüme gelsin isterim. Aşk için ağlayan, aşkı seven ve dolu dolu yaşayan bir insanım.
Maço musunuz?
- Hayır. Modern bir ailede büyüdüm. Ama mini eteğe karşıyımdır. Sevgilim oturmasını bilse de karşısındakiler boş anını kollar. Fakat benimleyken evde minili, minisiz gezebilir.
Çapkın mısınız?
- Çok sık âşık olmam. Olduğum zaman fena olurum. Yaşayanı çok mutlu ederim. İç dünyama girdiğiniz zaman çıkması zordur. Benden ayrıldıktan sonra kadınlar çok mutsuz olur.
Kadınları bu kadar bağlayan ne var sizde?
- Hem çocuksu ruhu olan, hem de adam gibi adam bir erkekleri oluyor.
Evleneceğim kadın Türk olmalı diyormuşsunuz?
- Evet. Dünyayı gezdim. Ne varsa yine bizimkilerde var.
Seks bağımlısı olduğunuz konuşuldu. Aslı nedir?
- Bunu söyleyenleri Allah’a havale ediyorum. İlk okuduğumda soğuk terler döktüm. Orada benden sapık gibi bahsetmişler. Asla öyle bir bağımlılık durumum falan yok.
Peki sekse düşkün müsünüz?
- Her insan kadar. Sağlıklı bir adamım.
Davut Güloğlu, korsanla mücadele etmek için, piyasadaki beş albüme “24 saat” yazan bir not koydu. Bu yazıyı bulanlar, özel limuzinle evlerinden alınacak, şehir dışında veya yurtdışında olanların ulaşım bedelleri karşılanacak ve Güloğlu ile 24 saat geçirecek.
FRANSIZ KADINLARI SEKSİ BULDUĞUM İÇİN OĞLUM ST. JOSEPH’TE OKUYOR
19 yaşında evlendim. 20 yaşında baba oldum. 13 yaşında annem ve babam vefat edene kadar çocukluğumu çok iyi yaşadım. Sonrasında hem okudum hem çalıştım. Fakat bizim yaşadıklarımızı şimdiki çocuklar yaşayamıyor. Hepsi apartman çocuğu. Oğlumla ilişkilerim çok iyi. Beni çok yargılar, sorgular. Fakat arkadaş gibiyiz. Şimdi Saint Joseph’te okuyor. Okula
benim Fransızcaya olan ilgimden dolayı başladı. Çünkü
Fransız kadınlarını çok romantik ve seksi buluyorum.
BU KIYAFETLERİ ADAM GİBİ ADAM TAŞIYABİLİR
Kıyafetleriniz için kiminle çalıştınız?
- Tanju Babacan’la altı ay sabahlara kadar çalıştık.
İmaja nasıl karar verdiniz?
- Bir gece yarısı kuaförümü çağırdım, saçlarımı kestirdim. Tenim bembeyazdı. Hemen havuz başında güneşlenip bronzlaştım. Elbiseler de güzel olmalıydı. Karadeniz’i modern bir havaya sokmak istedim.
Ama bu tarzınızı feminen bulanlar var...
- Seçtiğimiz kıyafetlerin hepsi adam kıyafetleri. Bu kıyafetleri de ancak, adam gibi bir adam taşıyabilir. Bence bu lafları söyleyenler, bu kıyafetleri bulsa hemen giyer. Ben sanatçıyım yeni şeyler yapmam lazım.
Göğsünüzü öne çıkaran kostümler giymişsiniz, en çok oranızı mı beğeniyorsunuz?
- Beğeniyorum tabii. Vücudumu seviyorum. Ayrıca sadece bağrım açık. Ortada açık saçık bir şey yok. Önemli olan bu giysileri doğru taşımak. Kadınlar da beğeniyor. Billboard resimlerimden sonra telefonlarım susmadı.
Şimdi herkes takım elbise tercih ediyor ama...
- Katalogları açtık. Dünya modasına baktık. Kendi tarzımızı yaratmaya ve bunu istemediğimize karar verdik. Diğerleri takım giyerken ben tam zıddını yaptım.