Güncelleme Tarihi:
* “Galip Derviş” ekibine katılmanız nasıl oldu?
- “Galip Derviş” aslında bir Amerikan dizisinden, “Monk”tan uyarlama... Amerika’da dört-beş sezon yayınlanmış ve birçok ödül almış. Biz şimdi onun Türk versiyonunu yapıyoruz. “Çok Güzel Hareketler Bunlar” bittikten sonra bir süre ara vermiştim. Altı ay boyunca dinlendim, gelen teklifleri kabul etmedim. O dönemde “Galip Derviş”in yapımcısı yengemi (Belçim Bilgin) arıyor, “Ersin’i bu diziye alabilir miyiz, Engin Günaydın ile beraber oynamasını istiyoruz” diyor. Zaten Engin Günaydın’la 15 yıllık bir arkadaşlığım var. Projeyi ve Engin’in adını duyunca senaryoyu okumadan “evet” dedim.
* Hazırlık süreci nasıl geçti?
- Ben dizide başkomiser yardımcısını oynuyorum. Hazırlık sürecinde, yaklaşık 1,5 ay polisleri yakından gözlemledik. Başkomiserlerle tanıştık, konuştuk. Gittiğimiz karakoldaki polisler de sağ olsunlar, bize çok yardımcı oldular. Olay yeri incelemede neler yapılıyor, onları öğrettiler. Şu ana kadar 5 bölüm çektik.
* Sizce seyirci “Galip Derviş”i sevecek mi?
- Türk halkı polisiye dizileri çok seviyor bence... Beş-altı sezon devam eden diziler var. Bizi de severler diye düşünüyorum.
* Peki sizin dizinin diğer polisiyelerden farkı ne? Neden ilgi çeksin?
- Bizim dizimizde dedektiflik de var. Bu farklı... Engin Günaydın bence çok başarılı... Hiç kuşkumuz yok, bu dizi sevilecek. “Monk”un yapımcısı bizi ziyaret etti, o da çok memnun kaldı sonuçtan mesela...
* Size taktikler verdi mi?
- Taktik verdiyse de, bunları yönetmenimize iletmiştir, benim haberim yok. Bildiğim tek şey, yaptığımız işten memnun kaldığı...
KENDİMİ DRAMADA DA GÖSTERMEK İSTİYORUM
* Bu sizin ilk başrolünüz mü?
- Evet... Daha önce de dizilerde rol almıştım ama bu ilk başrolüm...
* Oyunculuğunuzu yeterli buluyor musunuz?
- Ben “Çok Güzel Hareketler Bunlar”da toplam 440 sahnede rol almışım. Ve her sahnede farklı karakterleri canlandırmışım. Pek de deneyimsiz sayılmam. Ayrıca şöyle düşünüyorum; insanoğlunun hepsi oyuncu aslında. Kamera önünde olduğu zaman ya da iş ciddiye bindiği zaman adam heyecanlanıyor, titremeye başlıyor, o başka...
* Bu işin eğitimini almadınız ama değil mi?
- Doğrudur, oyunculuk okumadım. Ama BKM döneminde Demet Akbağ, Tolga Çevik, Yılmaz Erdoğan gibi takım oyuncularından çok şey öğrendik.
* Sadece komedi işlerinde görüyoruz ama sizi...
- Açıkçası drama oynamak, o alanda da kendimi denemek istiyorum.
* Sürekli komik adam olmaktan şikayetçi misiniz yoksa?
- Yok yok, hayır. Şikayetim falan yok. Ama yarın bir gün farklı projeler gelirse, muhakkak kabul ederim, onu diyorum.
NİYE ŞEBEKLİK YAPIYORSUN OĞLUM, GEL ÇOBANLIK YAP!
* Normal hayatta da komik misinizdir, çevrenizdekileri güldürür müsünüz?
- Evet ama bu ailemden gelen bir şey. Erdoğan ailesi komiktir. Yılmaz Erdoğan’ın babası mesela... Deniz Erdoğan da gizli komiklerdendir. Yeni bizim için zor değil komedi yapmak. Ama annem şikayetçi...
* Neden?
- Bir gün annemi aradım, “Çok Güzel Hareketler Bunlar” vardı televizyonda, “İzliyor musun?” diye sordum. Annem “La oğlum sen niye şebeklik yapıyorsun? Burada insanlar sana gülüyor. Baban 50 tane koyun alsın, gel çobanlık yap” diye fırça attı.
* Sinema filmi için teklifler geliyor mu?
- Sinema projelerinde artık daha seçici olmayı düşünüyorum. Çünkü bugüne kadar bazı yanlış kararlar verdim, sonuçlarından hiç memnun kalmadım. Beğenmediğim filmlerde oynamak istemiyorum artık. Yakın zamanda iki yeni film teklifi de geldi aslında ama şu an benim önceliğim dizim. Sinema filmlerinde ancak sezon arasında oynayabilirim.
* Teklifleri değerlendirirken Yılmaz Erdoğan’a da danışıyor musunuz?
- Tabii, mutlaka Yılmaz abime danışırım.
HİÇBİR KIZ BENİ KABUL ETMEDİ!
* Biraz da özel hayat konuşmak istiyorum... Bir kız arkadaşınız var mı?
- Hiçbir kız beni kabul etmedi. Şöyle bir algı var; “oyuncudur işte” diyorlar. Bunu biraz saçma buluyorum ama haklı oldukları yönler de var. Mesela “Set saat 21.00’de biter bugün” diyorlar, ama iş sabaha kadar sürüyor. Hiçbir hatun sürekli sabahlara kadar seni beklemez ki... Gece 03.00’te eve gideceksin, “Hanım kalk” diyeceksin. Terlikle yürür üstüne!
* Ya evlilik hayalleri, planları?
- Yaşımız geldi geçti ama... Kısmet... Ben severek evlenmek istiyorum.
* Aile baskısı var mı bu yönde?
- Vardı... Özellikle annemin baskısı çok oldu. Ama onları ikna ettim sonunda. Her şeyi ayrıntılı ayrıntılı anlattım.
* Neyi anlattınız ayrıntılı ayrıntılı?
- Evli arkadaşlarımın neredeyse tamamında bir mutsuzluk var. Çok da memnun değiller hallerinden. Kimse önermiyor evliliği. Bunları anlattım.
* Duygusal bir adam mısınız?
- Evet. Beni tanıyanlar hep “Çok enerjiksin, hep gülüyorsun, ama bunun altında ne fırtınalar kopuyor” der.
* Aşk desem...
- Aşk çok güzel bir şey. Söylenmez, konuşulmaz, yaşanır. Sette sevdiğim kadından mesaj gelse; yarım saatliğine olsun onu görmek için kaçar giderim.
KARAKOLA DÜŞTÜM DİYE DEDEMDEN FIRÇA YEDİM
* Polislerle ilgili enteresan bir anınız var mı?
- Ankara’dayım, oto yıkamada çalışıyorum. Bir gün iş çıkışı üç arkadaşımla yürüyoruz, polisler geldi yanımıza... “Gençler bir kimlik alabilir miyiz?” dediler. Sonra bizi alıp karakola götürdüler. Bir de Ankara’da misafirim, dedemlerde kalıyorum. Karakola düşünce kimi arayacağım; dedemi, dayımı tabii... Ama onları arayınca da direkt fırça yedim, “Gelir gelmez vukuat mı yaptın?” diye! Sonra karakola gelince sormuşlar “Çocuğumuzu neden içeri aldınız” diye. Meğer yıllardır aradıkları bir adama çok benzetmişler. Neyse sonra özür dilediler, konu kapandı.