Hiç çekinmem, her an her yerde dans edebilirim

Güncelleme Tarihi:

Hiç çekinmem, her an her yerde dans edebilirim
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 27, 2004 22:15

Alev Akçin kendini bildi bileli dans ediyor. 22 yıldır baleden tangoya, modern danstan folklöre, caz dansından ‘tap dance’e (ayakları yere vurarak yapılan dans) her çeşit dansın dersini veriyor. Akçin, ‘Dans benim kendimi ifade edişim. Hiç çekinmem, her yerde dans edebilirim’ diyor.

Salsa, cha cha, rumba, merenge, vals, bolero, tango, tap dance... Bu dansları yapmak Alev Akçin için yürümek kadar kolay. Çünkü o yıllarını bu işe vermiş bir dans hocası. Flamenko hariç her dansı öğretebiliyor. Kendini bildi bileli dans ediyor. ‘Bir müzik çalsa hiçbir tarafım durmuyor’ diyecek kadar çok seviyor dans etmeyi... 22 yıldır baleden, tangoya, modern danstan folklöre, caz dansından ‘tap dance’e her türlü dansın hocalığını yapıyor. Danssız bir hayat düşünemeyen Akçin, ‘Ben her an her yerde dans edebilirim. Sokakta bile bazen kendimi kaybediyorum. Dans, benim kendimi ifade ediş biçimim’ diyor.

KLASİK BALE

1953’te İstanbul’da doğmuş. Çocukluğu ve gençliği Ankara’da geçmiş. Ailesi küçük Alev’in kendi kendine dans ettiğini görünce onu bale okuluna vermiş. Beş buçuk yaşında klasik bale öğrenmeye başlamış. 13 yıl boyunca klasik bale, dört yıl boyunca da modern bale eğitimi almış.

Ailesi konservatuardaki eğitimi yeterli bulmadığı için eğitim için kendisine farklı bir yol çizmiş. 1972’de İstanbul’a gelerek Edebiyat Fakültesi’nde okumuş ama dansa devam etmiş.

Yurt dışından gelen hocaların verdiği atölye çalışmalarını takip ederek kendini ilerletmiş. Halk oyunları öğrenmiş. Dostlar Tiyatrosu’nun Çağdaş Halk Sanatları Derneği isimli yan kuruluşunda uzun yıllar görev almış. 1982’de Etiler’de Sait Sökmen tarafından açılan Bale Sanat Merkezi’nde bale, caz dans ve streching hocası olarak çalışmaya başlamış.

1993-94’ün Belçika’da geçirmiş. Dans okullarında eğitmenlik yapmış. Bir yandan da yalnızca ‘tap dance’ yapılan bir okulda ‘tap dance’ bilgisini ilerletmiş. Yine Belçika’da ‘Arjantin tango’ ile tanışmış.

TÜRKİYE GÜNLERİ

Türkiye’ye geldikten sonra, önce AB Sanat Merkezi’nde, ardından da Akatlar Kültür Merkezi’nde dans eğitmenliği yapmış.

Bugün Bilgi Üniversitesi’nde tap dance, dans partneri Yuri Mezokh ile Arjantin Tango dersleri, Boğaziçi Üniversitesi’nde özel bir gruba streching (kas esnetme) dersi ve Dans@ adlı dans merkezinde farklı dansların eğitimini veriyor. Perşembe akşamları saat 22.00’den sonra Arnavutköy’deki Cabaret Cine isimli barda, yine Mezokh ile latin gecesi düzenliyor.

Dansın her türlüsünün elinden geldiğini söylüyor. Akçin’e göre dans öğrenmek asla sona ermeyen bir süreç. Bütün dansları çok sevse de çok farklı bir yolculuk dediği tangoya ‘aşkla bağlı’ olduğunu söylüyor.

Tap dance’te ayaklar konuşuyor

Müzikallerin unutulmaz dansı ‘tap dance’ (ayakları yere vurarak yapılan dans) farklı kültürlerin bir araya geldiği ABD’de ortaya çıkmış. Afrikalıların sokakta ayaklarını yere vurarak bir ritm oluşturduğu için dansa bu isim verilmiş. Dans hocası Alev Akçin, bu dansta ayakların ‘konuştuğunu’ söylüyor:

‘Burnunda ve topuğunda özel demir parçaları olan ayakkabılarla dans ediyorsunuz. Dizler kırık bir şekilde duruluyor ve bütün herşey ayaklarla anlatılıyor. Bir takım özel hareketleri birleştirip ortaya bir dans çıkarıyorsunuz. ‘Tap dance’in çok ritmik olan kendine özel bir müziği var.’


Çalışanlar için terapi

Dans eğitmeni Alev Akçin dans etmenin çalışan kişiler için çok iyi bir terapi olduğunu söylüyor: ‘Dans total konsantrasyon gerektiren bir şey. Konsantrasyonunuzun dağıldığı hemen belli olur. Ayağınız anında yanlış yapar. Eğitime gelenlere ‘işten çıkıp da kapıdan girdiğinizde her şeyi bırakın’ diyorum. Topladıkları negatiflikleri boşaltıyorlar. Dans etmek mutluluk hormonu salgılamanıza neden oluyor.’

Dansları öğrenme süresinin kişiden kişiye farklılık gösterdiğini söylüyor. ‘Haftada bir buçuk saat ders alan biri üç ayda başlangıç adımlarını öğrenebilir’ diyor. Dokuz ay içinde bütün dansları yapabilecek hale gelindiğini ama ‘doğru’ dans etmek isteyenlerin en az iki yıl dans etmesi gerektiğini söylüyor:

‘Kiminin kulağı iyi olmuyor, kiminin ritm duygusu bozuk oluyor. Bütün bunlar var olsa bile koordinasyonu sağlamak zaman alabiliyor. Bunların hepsini birden becerebilenler çok çabuk ilerliyor. Erkekler genelde çok iyi yapamayacakları bir şeyi herkesin içinde yapmaktan çekiniyorlar. Dolayısıyla kendilerini ortaya atmaları daha zor oluyor. Kadınlar o açıdan daha özgüven sahibi.’

Danslara daha çok kadınların ilgi göstermesinden dolayı Akçin ‘erkek adımlarını’ da öğreniyor. Böylece kadın öğrencilerin partneri o oluyor. Bu nedenle zaman zaman ona ‘Alev Bey’ dediklerini söylüyor.

Düğünde rumba yapılır

Akçin, yaz aylarında düğünlerde ilk danslarını yapan çiftlere dans dersi veriyor. Genç çiftlere en çok rumba öneriyor. ‘Gelinlik giyince hanımların ayakları çok fazla gözükmüyor. Vücudun üst dansında şovu olan, yumuşak bir dans öğretmeye çalışıyorum. Birlikte bir rumba seçiyoruz. Bir ay öncesinden boş vakitlerde çalışmaya başlıyoruz. Küçük bir koreografi hazırlıyoruz. Ona göre dans ediyorlar. Çok heyecanlanıyorlar. Dans biter bitmez gözleri beni arıyor.’
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!