Heyecan Başaran diye bir yıldız vardı

Güncelleme Tarihi:

Heyecan Başaran diye bir yıldız vardı
OluÅŸturulma Tarihi: Ocak 10, 2004 00:00

Ortalığı kasıp kavuruyordunuz, inanılmaz baÅŸarılıydınız. Tiyatro bir tutkuydu sizin için. Neden bıraktınız?- Tiyatro benim deÄŸil, babamın tutkusuydu. O istediÄŸi için sahneye çıktım. Hem de 6 yaşında. Fındık faresi kadar küçüktüm, kendimi sahnede buldum. Yıllarca devam ettim. O istedi konservatuvara gittim. Hem alaylıyım, hem okullu. Ama babamın aÅŸkıydı tiyatro. Ben onun hayatını yaÅŸadım. Onun istediklerini yaptım. Sadece ‘‘Aferin kizim!’’ desin diye. Giritliydi benim babam. Atina'da filan eÄŸitim almış. O yüzden Rumlar gibi konuÅŸurdu. Allah için medeni adamdı, çok yakışıklı, kültürlüydü. Ama onun beni yapayalnız bırakması beni periÅŸan etti. Tiyatrodan nefret ettim. Devam etmek için bir sebebim kalmamıştı. Ölene de kızar insan! Niye öldün diye. O kadar sarsıldım ki, tiyatroyu bıraktım...Olay nerede geçiyor?- Önce Ankara'da. Annem, babamın ikinci evliliÄŸi. Babam diyor ki, ‘‘O kadar heyecanlıyım ki, bu doÄŸacak çocuÄŸun adı Heyecan olsun.’’ Ve ben dünyaya geliyorum...6 yaşında çıktım sahneyeAyıp olmazsa, yılı sorabilir miyim?- Ne ayıbı! 1927'de doÄŸdum. Babam, DışiÅŸleri’ne tercümeler yapıyordu ve radyoda çalışıyordu. Tiyatroya da oldum olası meraklı. Ä°lk eÅŸinden olan abimin ressam olmasını istiyordu, o gitti kaymakam oldu. Ä°lla biri sanatla uÄŸraÅŸacak ya, sanırım kendine kurban beni seçti. Ufacığım daha, Halkevi'ne götürürdü. Gelip geçen yanağımdan makas alıyor, ben de sinir oluyorum. Ä°lk kez tiyatroyu orada gördüm, a sen ne sampatik kızsın, dendi. Apar topar sahneye çıkarıldım. Aslı'yla Kerem Opereti oynanıyor...Yıl kaç?- Sen de bu yıllara taktın! Artık hesap edeceksin. 6 yaşındaydım, o zamanlar. Yani 33'ler filan. Sonra, bana rol vermeye baÅŸladılar. Babam, iflah olmaz bir aventür. Gitti, Ankaragücü Temsil Kolu'na ‘‘Anfinizi bize ödünç verebilir misiniz’’ dedi, ‘‘Biz burada piyes oynayacağız.’’ Annem ‘‘Delirdin galiba, bu çocuÄŸu niye sürekli sahneye çıkarıyorsun’’ diyor. O da, ‘‘Bu çok kıymetli bir kız, üstelik çok yetenekli’’ diyor. AteÅŸler içinde bile olsam battaniyelere sarıp beni sahneye çıkarıyor. Hamlet'i oynuyorum o küçük yaşımda. Tabii henüz oyuncu deÄŸilim, öldürme sahnesindeki küçük kızı oynuyorum. Diyorlar ki, ‘‘Aaa 70 yaşında görünüyor.’’ ‘‘Yok be’’ diyorlar ‘‘O daha küçücük bir kız.’’ KonuÅŸma yoktur o rolde, pandomimdir. Demek istiyorum ki, o zamanlar genç olduÄŸum halde yaÅŸlı görünüyordum, ÅŸimdi de yaÅŸlı olduÄŸum halde genç görünüyorum! Velhasıl, o oyun, bu oyun derken babamın amatör tiyatrosunda ben çırak olarak yetiÅŸtim.Annenizin itirazları babanızı engelleyemedi yani...- Engelleyebilir mi? Adam tiyatroya aşık! Hiçbir mecburiyeti yok. Para da kazanmıyor. Dahası gidiyor davetiyeleri kendi dağıtıyor. Bunlar yetmezmiÅŸ gibi evdeki eÅŸyaları dekor niyetine sahneye götürüyor. Askeri erkan gelirdi piyeslere. Cumartesi, pazar babamın yanında sahneye çıkardım. Sonra halkevi macerası baÅŸladı. Derken babam tutturdu, ‘‘Yaşın geldi konservatuvara gir.’’ Annem yine kıyameti koparıyor: ‘‘Sen bu çocuÄŸa yazık ediyorsun. Elinde oyuncak oldu. Onu artiz mi yapacaksın!’’Sizin de var tiyatroya meyiliniz ama...- Meyil filan yok. Kendimi orada buldum. Babam istiyor sahneye çıkıyorum. ‘‘Bayir kizim, bayir!’’ diyor. ‘‘Bağır’’ demek istiyor. Ne akustik var o zamanlar ne bir ÅŸey. Sonra konservatuvar imtihanlarına girdim ve kazandım. Ne var ki, o öğrencilerin hiçbirine benzemiyorum...Neden?- Ä°ki yana örülmüş uzun saçlarım var. Fevkalade taÅŸralıyım. Zaten bu taÅŸralı havamdan hiç kurtulamadım! Çok zavallıydım. Ne içki içiyorum, ne gezip tozmayı seviyorum, ne fazla sosyalim. Niye anlatıyordum ben bunları? Bak, beni susturmazsan sonsuza kadar konuÅŸurum...Åžunu soruyordum: Herkes Heyecan BaÅŸaran diyordu. Artık Ä°stanbul'daydınız, zirvedeydiniz, insanlar avuçları patlayıncaya kadar sizi alkışlıyordu ve siz küt diye bir anda her ÅŸeyi bıraktınız...- Ayol orada mı kaldın sen? Ä°ÅŸte söylüyorum, babamı kaybettikten sonra artık tiyatro denilen ÅŸeyin içinde olmak istemedim. O gün prova yapıyorduk, Muhsin Bey dedi ki: ‘‘Seni aÅŸağıdan çağırıyorlar.’’ ‘‘Ha, babamdır’’ dedim. ‘‘Ev buldun mu? diye soracak.’’ Tak tak tak indim aÅŸağıya. ‘‘Babanızı kaybettiniz, cenazeye geleceksiniz.’’ Tek söylenen bu. Anlayamadım bile ne olduÄŸunu... YaÅŸ kaçtı?- 20 civarı. Kamuran Yüce vardı, ben onunla çok iyi anlaşıyordum, kız arkadaşım gibiydi. Onun omzunda sürekli aÄŸlıyorum. Muhsin Bey dedi ki: ‘‘Bu ev meselesini halletmemiz gerekiyor.’’ Ä°dealtepe'deki kendi evinde oturmamı önerdi. Tabii Ä°dealtepe, ÅŸimdiki gibi deÄŸil. Çok uzak kalıyor. Pek çok vasıta deÄŸiÅŸtirmen gerekiyor. Ben tramvaylarda uyuyorum. Ve sonuçta, o tiyatro hayatına zar zor üç sene dayanabildim. Yarış ve Kanlı Düğün'e çıktım, sonra Dünkü Çocuk...Ä°yi de bu kadar kısa sürede nasıl bu kadar meÅŸhur oldunuz?- 6 yaşından beri sahneye çıkıyordum. E sahneye de sempatim var...Yine de içinden gelmiyorsa bir insanı ittirseniz bile bu kadar baÅŸarılı olamaz!- Geliyordu demek ki. Ama babam getiriyordu. O olmayınca bir manası kalmadı. 50 yıl önce tiyatro oyuncusu kadın çok muydu?- E yine de vardı. Yıldız filan...Siz ondan bile daha iyiymiÅŸsiniz!- O doÄŸrudan konservatuvara girdi. Ben hem alaydan geldim hem konservatuvarı bitirdim. Hem de seksapelim vardı.Büyüleyici güzelliÄŸinizden de söz ediliyor...- O zamanlar için öyleydi. Mesela izleyiciler arasında genç bir karı- koca mı var, ya da iki sevgili flört mü ediyor, e ben burada oyun oynuyorum onlar fısır fısır bir ÅŸey konuÅŸuyor. Öyle bir es yapardım ki, ÅŸaşırır birbiriyle ilgilenmekten vazgeçer hemen susarlardı. O kadar hakimdim.Her ÅŸeye hakimdiniz, hem yetenekli hem seksiydiniz, hem alaylı hem okullu. Hálá anlayamıyorum. Ä°nsan nasıl bırakır?- Ben hiçbir zaman tiyatro yaÅŸantısına da girmedim. O baÅŸka bir ÅŸeydir. Söylüyorum taÅŸralıydım. Adım almış başını gidiyor, ben onu yakalayamıyorum. Yakalamak da istemiyorum. Ekrem ReÅŸit Rey, bir gün beni kulise aldı. ‘‘Bak evladım’’ dedi, ‘‘Sen Türk kadınını temsil ediyorsun. Ä°ki ayağının üzerinde duruyorsun ama niye sahneden indin mi yok oluyorsun. Ä°nsanlar seni tanımak istiyor, sana tapıyorlar.’’ Beni ilgilendirmiyordu bunlar. Annem derdi ki babama:‘‘Bu kız evlenecek çeyizi yok!’’ Babam da ‘‘Ne çeyizi? Bu kızı sokakta mı buldum ben? Ä°ki çeyiz yapacağım, birine mi vereceÄŸim’’ derdi. Gerçi babam gittikten sonra da annemi memnun etmeye çalıştım...Hayatınız hep birilerini menmun etmeye çalışmakla mı geçti?- Evet. Ama ÅŸurası da gerçek, meÅŸhur olmak deÄŸil çocuk yapmak beni ilgilendiriyordu. Hastalık derecesinde çocuk seviyordum. 6 tane doÄŸurmak istiyordum. Ancak iki tane doÄŸurabildim. Ama ÅŸimdi dünya güzeli 6 torunum var...Yıldız ve gülrizO dönemlerde kimlerle rekabet ediyordunuz?- Kimseye rekabet ettiÄŸim yoktu. Oyunumu oynayıp çıkıyordum. Yıldız, Gülriz filan vardı. Ben rollerime o kadar konsantre olurdum ki, kafam hep onlarla muÅŸgul olurdu. Belki de o yüzden iyiydim. Ä°zole ederdim kendimi. Ama hayatla baÄŸlantım da kesilirdi. Yani tiyatrodan ayrılmamdaki birinci faktör babamı kaybetmem, ikincisi de hayatla baÄŸlantımı yeniden kurmak istemem...Bir de tabii kocanız var deÄŸil mi?- O bana ‘‘Çıkma’’ demedi ki! Bilakis yıllarca ‘‘Çık sahneye’’ diye yırtındı durdu...O sizi hep aynı yerden gelir izlermiÅŸ, doÄŸru mu?- Evet, evet. BaÅŸlarda benim haberim yok tabii. Sonra evlendik. MüthiÅŸ saftır. Ä°yidir. Bankördür. Sizinki büyük aÅŸk mıydı?- O beni çok sevdi. Benim onu sevdiÄŸimden daha fazla. Ama ben de sevdim. Baksana 50 yıldır birlikteyiz!Siz zengin bir aileye mi gelin gittiniz?- Valla benim ayağım uÄŸurlu geldi. O zamanlar da vardı Konyalı Restoranları ama daha küçüktü. Derken Topkapı Sarayı'nın içinde açıldı. 22 sene orada çalıştım...O dönem demiÅŸler ya: ‘‘Mümkün deÄŸil bu evlilik sürmez...’’- Muhsin Bey zarf yazmış, kapatmış, ‘‘Hadi bakalım, ben geleceÄŸi, tarihi yazdım’’ demiÅŸ. Valla 56 sene filan oldu. Dönmedim. Oysa çok iddialılardı: Sahne tozu yutan güya ayvayı yermiÅŸ!DoÄŸru deÄŸil mi bu?- Valla, çok fazla toz yutarsan ölürsün. Benimki öyle oldu.Hiç mi piÅŸmanlık duymadınız?- Samimi söylüyorum, bir daha o hayata dönmeyi hiç arzu etmedim.Ä°nsan nasıl elinin tersiyle iter!- Ben seni ikna edemiyorum galiba! Sen mesela gazeteci olmasan delirir misin?Hayır.- E öyle bir ÅŸey! AÅŸk için olur, meÅŸk için olur. Ama vazgeçebilirsin. Hayatta her ÅŸeyden vazgeçebilirsin. Ve güzeldir bir ÅŸeylerden vazgeçebilmek...HEYECAN BAÅžARAN’I CANLI Ä°ZLEMEK Ä°STÄ°YORSANIZ BU AKÅžAM EKRAN BAÅžINA: CNN TÃœRK HAKKI DEVRÄ°M’İN PROGRAMI 20.05Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!