Güncelleme Tarihi:
Türk tiyatrosunun usta ismi Levent Kırca, hayatta istediği herşeye kavuştuğunu söylüyor. Önce 14. kez Altın Kelebek ödülünü kazandı, ardından da boşandığı eşi Oya Başar'la yollarını yeniden birleştirdi.
Bir program düşünün; 12 yıldır zirvede. Üstelik bu programı zirveye taşıyan ve yıllardır orada tutan halkın güçlü sevgisi. Bahsettiğimiz program elbetteki ‘‘Olacak O Kadar.’’ Geçtiğimiz günlerde düzenlenen Altın Kelebek yarışmasında bu takdir ve güçlü sevgi bir kere daha kanıtlandı ve Levent Kırca kürsüden hem ‘‘En Başarılı Komedi Programı’’, hem de ‘‘En Başarılı Erkek Komedi Oyuncusu’’ ödülleriyle ayrıldı. Bu iki ödül, 30 seneyi aşkın süredir Türk Tiyatrosu'na hizmet veren usta isim Levent Kırca'nın başarı hanesine gururla eklendi.
14 yıldır aralıksız Altın Kelebek ödülünü alıyorsunuz. Bu sene kazanamasaydınız sizin için sürpriz olur muydu?
Bu sene ödül alamasaydım üzülürdüm herhalde. Şunu da belirtmek istiyorum; 14 yıldır bu ödülü almama rağmen ‘‘Olacak O Kadar’’ 12 yıldır yani yayın hayatına başladığı günden bu yana bir kere hariç kendi dalında ödülleri topladı. Ama Altın Kelebek ben de alışkanlık yaptı diyemem. Çünkü her yıl yeni bir yarış yılı. ‘‘Bir evvelki sene nasıl olsa aldım. Bu sene almasam da olur’’ diye düşünmem mümkün değil. Bu yarışın karşılığını önce seyircinin seni beğenmesi, takdir etmesiyle, ardından da reyting olarak alıyorsun. Bunlarla bağlantılı olarak da kanal seninle sözleşmesini yeniliyor.
Başarınızın sırrı nedir?
Öncelikle yaptığı işe gönülden bağlı bir ekiple çalışıyoruz biz. Çok iyi bir yazar kadromuz var. Biliyoruz ki; bir yerlere gelmek çok zor, ama geldiğin yeri korumak daha da zor. Bunu hiçbir zaman unutmuyoruz. Dolayısıyla özveriyle çalışıyoruz.
Siz çok çalışabilirsiniz ancak bu halka ulaşabilmek için yeterli olmasa gerek. İnsanların gönlüne girebilmenin başka bir yolu olmalı.
Bir kere Türk seyircisi çok zeki ve akıllı. Dünyaca ünlü sihirbaz David Copperfield’in ülkemize geldiği günleri hatırlayın. Adam rezil olup gitti buradan. İşte bu zeki seyirci bizi yıllardır baştacı ediyor. Öncelikle gündemi, mizahi bir şekilde sunduğumuz için halka kolaylıkla ulaşabiliyoruz. Biliyorsunuz şeker tadı olan ilaçlar daha kolay yutulur!
Bir Ramazan programından ‘‘Olacak O Kadar’’a kadar geldiniz. ‘‘Artık dur’’ deyip yeni bir programa başlamayı düşünüyor musunuz?
Gerçekten de TRT'nin ikinci kanalı yeni açıldığında Namık Kasapbaşoğlu bizden haftada bir yayınlanmak üzere Ramazan programı yapmamızı istemişti. Daha ilk programda çok beğenilince arkası geldi. Bu arada TRT'deki tüm aksaklıkları, Türkiye'nin sorunlarını hicvederek neredeyse bir eleştiri mekanizması oluşturduk. E tabii ardından hemen sansür geldi! Program yasaklandı. İşte bu noktada özel televizyonun yararını gördük ve kaldığımız yerden devam ettik. Bunu neden anlatıyorum? ‘‘Olacak O Kadar’’ bir yerlere emek harcayarak gelmedi. Hiçbir şey kolay değil hayatta. Zaten bu program sürekli kendini yeniliyor. Ödül almak da bununla bağlantılı birşey. Ödül senin her sene ayakta durduğunu, her sene çağdaş olduğunu, çağa ayak uydurduğunu ve üretiminin başarılı olduğunu kanıtlıyor. Dolayısıyla ‘‘Olacak O Kadar’’ gittiği yere kadar gidecek.
Programın başladığı günden bu yana düşünürsek; ne kazandınız, ne kaybettiniz?
‘‘Olacak O Kadar’’a başladığımda 34 yaşındaydım. Şimdi 50’ye geldim. Oradan anlayın işte! Sansürlü ve yasaklı olduğumuz dönemlerde umutsuzluğa düştüm. ‘‘Benim için herşey bitti’’ dedim. Ama özel kanallar açıldı, yine sevenlerimizle buluştuk. Şimdi geriye dönüp baktığımda ‘‘İyi ki inandığım şeylerden taviz vermemişim’’ diye düşünüyorum.
Son dönemde hayatınızda herşey iyi gidiyor. Ödül kazanmanın dışında Oya Başar'la yeniden birleştiniz değil mi?
Evet, öyle oldu.
Yokluğunda çok zorlandınız mı? Çünkü bir ekiptiniz siz.
Oya ile 1978’den bu yana hem evlilik, hem de iş yaşantısında beraberdik. Onunla beraber dişimizle, tırnağımızla bir yerlere geldik. Oya beni her zaman denetlerdi. Bir sigortaydı yani. İşin özüne bakacak olursanız; beynimiz Oya'dır. Neyse ki yeniden bir araya geldik. Artık bundan sonrasına bakmak lazım. Herşey güzel olacak!