Güncelleme Tarihi:
İlk “Çakallarla Dans” filmi, beyazperdede beklenen ilgiyi görmedi ama internette en çok izlenen filmler arasına girdi. Ve şimdi de ikincisi sinemalarda. Bu yeni filmde seyirciyi neler bekliyor?
Şevket Çoruh: Birinci filmdeki gibi biraz macera, biraz eğlence ama en önemlisi bol kahkaha bekliyor. İlk filmle arasında çok büyük değişiklikler yok açıkçası. Teknik ekipten senaryo ekibine kadar ilk filmde bulunan herkes ikinci filmde de var. Bu ekibi bir arada tutmak gayet başarılı oldu.
RÖPORTAJDAN FOTOĞRAFLAR
İlk filmde kahramanlarımız hapse girmişti, şimdi tahliye oluyorlar. Film, hapisten sonraki maceralarını anlatıyor. Ama bu kez başrolde bir de ‘hap’ var sanki...
Murat Akkoyunlu: Allah’tan hap var, ya fitil olsaydı! (Gülüyorlar)
Timur Acar: Evet, maceranın başlangıcında esrarengiz bir hap ve şartlı tahliye var. Pişmanlık yasası sonucunda dışarı çıkıyoruz. Sonrasında hapishaneye düşmemize neden olan olayları yeniden gerçekleştirmememiz gerekiyor, bunun mücadelesini veriyoruz. Çatışma da oradan çıkıyor. Bu çakallar acaba normal bir işte çalışabilecekler mi, yoksa çalışamayacaklar mı... Bunun neticesinde şekillenen olaylar örgüsünü görecek seyirci. Şevket’in dediği gibi, eğlenceli bir serüven bekliyor onları.
İlk filmdeki “Hastasıyız dede” sözü, slogan haline geldi. Sizce bu filmden de bir slogan çıkar mı?
Şevket Çoruh: Bunu tabii seyirci belirliyor. Biz “Hastasıyız dede” lafının slogan haline geleceğini hiç tahmin etmemiştik. Bu filmde de hiç tahmin etmediğimiz bir laf slogan olabilir.
Murat Akkoyunlu: Birinci filmden yola çıkarsak, yine Şevket’in birkaç lafı slogan olacak gibi geliyor bana.
HER OYUNCUNUN AYRI BİR ŞİFRESİ VAR
Sizce komedinin ve güldürmenin şifresi ne?
Şevket Çoruh: Bunun cevabını bilseydik, dünyanın en zengin adamları olurduk herhalde. Çok tahmin edilecek bir şey değil bu. Ama biz matematiği yakaladık demek ki, ikinci filmi çektik.
Murat Akkoyunlu: Her oyuncunun ayrı bir şifresi var aslında. Herkesin kendine has bir oyunculuğu var. Bunların hepsi bir araya geldiğinde, ortak şifreler olduğunu fark ediyorsun. Ve o şifreler bir kasayı açıyor.
Ne var kasanın içinde?
Murat Akkoyunlu: Kasanın içinde ne olduğu da izleyicilerin sinemada göreceği bir şey.
Şevket Çoruh: Kasanın içindeki en büyük şey, senaryo.
Bu eğlenceli ekip, çekim yaparken zorlandı mı? Gülmekten çekimleri aksatmışsınızdır diye düşünüyorum...
Şevket Çoruh: Aynen öyle. Film normalde üç haftada biterdi ama gülmekten çekim yapamadık, dört hafta sürdü.
Timur Selçuk: Çekimlere başlamadan önce gülmeme terapisi yapıyoruz. (Gülüyorlar) Ama gülmemek gerçekten çok zor. Teknik ekip açısından da zor oluyor, çünkü çalışmaktan helak oluyorlar. Artık bir noktadan sonra birbirimizi durdurmamız gerekiyor.
Yönetmen Murat Şeker, “Bu benim en iyi filmim oldu” demiş. Siz de katılıyor musunuz bu görüşe?
Şevket Çoruh: Bir yönetmenin bunu söylemesi, oyuncular için gurur verici.
İLK FİLMDEN SONRA ŞİKE SKANDALI YAŞANDI
Bu arada birinci filmi izlemeyenler için filmdeki karakterleriniz hakkında biraz bilgi versek...
Şevket Çoruh: Ben kayınço Gökhan’ı canlandırıyorum. Kadın ve içki düşkünü bir karakter.
Murat Akkoyunlu: Ben de Hikmet’i oynuyorum. Arkadaşları yüzünden başına kötü şeyler gelen, saf, masum, iyi niyetli bir tip. Diğerlerinden daha az çakal diyebiliriz.
Timur Acar: Benim oynadığım Köfte, çok çakal bir tip. Bu filmde çakal olmamak adına bir mücadele veriyor. Sevimli bir karakter. Aslında hiçbiri kötü değil...
Komedi filmi ama vermek istediği mesajlar da var. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Timur Acar: Evet, birinci film de öyleydi bu da öyle. Alt metninde yatan şeyler var.
Şevket Çoruh: Birinci filmde sahada şike yapıyorduk. O filmden sonra büyük bir şike skandalı yaşandı. İkinci filmden sonra yeni skandalın ne olacağını çok merak ediyorum. Şartlı tahliyeler olabilir mi acaba? Bakalım, bekliyoruz. (Gülüyorlar)
Peki bu karakterler gerçekten çakal mı, yoksa çakal olmaya çalışan masum insanlar mı?
Şevket Çoruh: Herkesin içinde bir çakallık var. Özellikle Türkiye’de kolay yaşayabilmek için böyle olmak gerekiyor. “Çakal olmamaya çalışmak” diye bir şey yok zaten. Bu dört arkadaş, hapisten çıktıktan sonra her şeylerini kaybediyor ve yeniden bir dünya yaratmaya çalışıyorlar. O dünya da içinde bir sürü çakalın olduğu bir dünya. O yüzden işler çok zor onlar için...
ALIŞVERİŞ MERKEZİNDE SCOOTER’A BİNDİK
Alışveriş merkezi içinde top oynadığınız bir sahne var. Siz gerçekten role kendinizi kaptırıp maç yapmışsınız gibi geldi bana...
Murat Akkoyunlu: Evet, hakikaten top oynadık. Alışveriş merkezinde geçirdiğimiz en keyifli zamandı. Normalde yapamadığımız ne varsa yaptık.
Şevket Çoruh: Düşünsenize, bomboş bir alan. Çok keyifli değil mi? Çocukların kullandığı Scooter’larla bile gezdik.
Timur Acar: Hatta o Scooter’ı saati 5 liradan kiraladık bile! (Gülüyorlar) Şaka tabii...
Şuna dikkat ettim, hepiniz restoranda servis yaparken çok yetenekliydiniz. Evde de yapar mısınız yemekleri, servisi?
Şevket Çoruh: Ben hiç evde yemek yapmam. Elimi bile sürmem.
Timur Acar: Ben genelde yaparım ama kendime. Onu hak edecek biri yok çünkü. (Gülüyor)
Murat Akkoyunlu: Ben yaparım, eşim de yapar. Eve önce kim giderse yemeği o hazırlar.
Timur Acar: Murat çok güzel fırında makarna yapar.
Şevket Çoruh: Ne zaman yaptı ya, ben niye yoktum?
Murat Akkoyunlu: Atıyor, atıyor! Hiç sevmem fırında makarnayı. Hem Timur’u çağırırım da seni çağırmam mı Şevket? (Gülüyor)
Siz birbirinize düşmeden konuyu değiştirelim... Sizin için en zor sahneler hangileriydi?
Murat Akkoyunlu: Bir tek sabaha kadar çalıştığımız restoran sahnesi ağır gelmişti bana. Yorgunluktan kaynaklanan bir zorluktu.
Timur Acar: Şevket’in hapishanede gördüğü rüyayı anlattığı bir sahne vardı. Onu çekerken gülmekten kendimi durduramamış ve çok zorlanmıştım.
ÜÇÜNCÜSÜ GELECEK Mİ?
Filmi izlerken “Çakallarla Dans 3” de gelir diye düşündüm. Sizce de gelir mi?
Murat Akkoyunlu: Bunu gerçekten seyirci belirleyecek.
Timur Acar: İlk filmin o kadar ilgi görmesini beklemiyorduk. Sonrasında boynumuzun borcu gibi oldu ikincisini çekmek. Çekmesek içimizde kalacaktı. Ama üçüncüsü için hiçbir fikrimiz yok. Her şeyi seyirci belirleyecek.
Şevket Çoruh: Geçen sene “İkinci filmi çekmişsiniz, ne zaman yayınlanacak?” diye soruyorlardı. Halbuki öyle bir şey yoktu. Bakalım, üçüncüsü olacak mı...
ARKA SOKAKLAR’DAN EMEKLİ OLACAĞIM
Yer aldığınız diziler ne durumda?
Şevket Çoruh: Ben “Arka Sokaklar”dan yakında emekli olacağım, az kaldı! (Gülüyor) Yedi seneyi bitirdik, aynı tempoyla devam ediyoruz.
Timur Acar: “Akasya Durağı” bitti, yılbaşından sonra yeni işlere başlamayı planlıyorum. Sürpriz olsun.
Murat Akkoyunlu: “İşler Güçler” çok keyifli gidiyor. İçinde yer almaktan çok mutlu olduğum bir iş. Herhalde bu sezonun sonuna kadar devam eder. Ondan sonra bakacağız ne olacağına...