Sibel ARNA/sarna@hurriyet.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Eylül 11, 2011 00:00
15 yıllık meslek hayatına Kırmızı, Kristal Elma, Epika gibi 80 ödül sığdırmış bir reklamcıyken bir yıl önce her şeyi bırakıp Türkiye’nin ilk karakter tasarım stüdyolarından birini kurdu. Kişiler ve markalar için animasyon karakterler tasarlıyor. Yapı Kredi’nin ünlü karakteri Vadaaaa’nın da yaratıcısı Haluk Erkmen (35) ‘Türkiye’de animasyon karakterleri sadece çocuklar sever’ algısını kırmak için yola çıktı. Ona göre animasyon karakter temizlikle eş anlamlı. Hayata eğlenceli baktırıp, beyni temizliyor
“Kendimi bildim bileli” ile başlayan cümlelerin içinde her zaman masal, çizgi
film, animasyon karakter gibi kelimeler kullanan biri Haluk Erkmen. Yazıp çizdiği dört ayrı masal kitabı, üst üste Kültür Bakanlığı’ndan birincilik ödülü almış, New York’ta Unicef ödülüne layık görülmüş. Animasyon filmleri hep sevmiş. Bir çizgi filmi 15. kez izlemeyi bağımsız filmler festivalinde ağır bir filmde içinin kıyılmasına tercih etmiş. Aşçı farenin hikâyesini anlatan ‘Ratatouille’ bu filmlerden biri. “15 kere izledim hâlâ sonunda gözlerim doluyor. Çünkü arkasında o kadar müthiş bir emek var ki, bunu seyretmeye layık mıyım diye düşünüyorum. Animasyon, hayatta gördüğüm her şeyden farklı bir hayal dünyası. Büyük bir mucize. İzlerken sanki küçük küçük adamlar beynimin içine girip fırça ile beynimi temizliyor gibi hissediyorum. Ben hep o temiz dünyanın özlemini çektim” diyor Erkmen.
AİLECE SANATÇILAR
Grafik tasarımcı, reklamcı ve ressam dolu bir sülaleden geliyor. Annesi Nazan Erkmen Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin dekanı, babası Aydın Erkmen reklamcı, Anıtkabir’deki
Atatürk Müzesi’nin grafik tasarımcısı.
Aile bireylerinin resimlerini yapıp açık artırma ile sattığında ilkokula değil yuvaya gidiyordu. İlkokulda bu satışlar mahalleye yayıldı. Yani sanatı ticarete dökme konusunda da gayet başarılıydı.
Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ni bitirdi. Güzel Sanatlar Saatchi&Saatchi reklam ajansında işe başladı: “Bir kız arkadaşım vardı, arabam yoktu. Para kazanma hırsıyla işi kabul ettim. Çalışkanımdır. İşe aç oldum her zaman. Hemen saldırdım işlere. İlk ayın sonunda bir gün bana dediler ki, ‘Haluk sen Kristal Elma kazandın’. Ne olduğundan haberim bile yok... O dönem ajans 150 kişi. Şu an sektördeki bütün ajans sahipleri, büyük kreatif direktörler orada. Ajans tek bir Kristal Elma kazandı, onu da benim gibi bir çömez aldı. Kristal Elma ödül töreninde sahneye çıktığım an annem, babam ve kız arkadaşımın gözlerindeki gurur beni motive etti. O gün büyülendim. Aaa bu reklamcılık ne harika bir şeymiş oldum.”
Kristal Elma’dan sonra art direktör oldu Haluk Erkmen. Kendine bir iş planı oluşturdu. 15 yıla 80 ödül sığdırdı. Böyle de gider diye düşünüyordu. Ama gitmedi.
Çünkü beyninin bir tarafını hep karakter tasarlama işi kemiriyordu. Bu işten büyük keyif alıyordu. Zaten ajanslarda da anlatıyor ama uygulamada istediği sonucu alamadığı için oturup kendi yapıyordu. Yapı Kredi’nin Vadaaaaa’sı bunlardan biri. Sonra diğer taraftan reklamcılıkta da kendini tekrarladığını hissediyordu. Yeni bir Kristal Elma ona keyif vermemeye başladı. Hatta ödülü almak için ekibindeki yeni birini gönderdiği an işin gazının kaçtığına emin oldu.
Man Ajans’aa kreatif direktörken bu aklından geçenler yüzünden ayrıldı. Ufak bir fizibilite çalışmasından sonra Puck Design Studio’yu kurdu.
MUZİPLİK PERİSİ
‘Puck’ muziplik perisi anlamına geliyor. William Shakespeare’in hikâyelerinden birinde geçiyor.
Puck Design kurulalı bir yıl olmasına rağmen şimdiden 10 karaktere hayat verdi. Banka Kartları Merkezi (BKM) için yarattığı Keklik en ünlüsü. Osmanlıca da nakit anlamına gelen Keklik nakit kullanımının kötü, kart kullanımının iyi olduğunu anlattığı için kötü bir karakter. Kötü bakıyor, yolunmuş gibi gözüküyor. O kadar başarılı oldu ki BKM 18 yıl bu karakterle devam etme kararına vardı.
Haluk Erkmen şu sıralar günde 20 saate yakın çalışıyor. Çünkü bir dil oturtmaya çalışıyor. Yarattığı karakterlerin aynı elden çıkmış ama bir o kadar da farklı gözükmesini amaçlıyor. Karakter yaratmanın yaratıcılıkla olduğu kadar matematiksel bir iş olduğunu kabul ediyor. Herkesin beğeneceği bir karakter yaratmak için bazen bir yıl çalışmak gerektiğini anlatıyor: “Herkesin bir karakteri olmalı. Nasıl bir logonuz, bir imzanız varsa karakter de şart. Ama sorun şu ki, insanlar karakterin ne işe yarayacağını bilmiyor. Ben diyorum ki, yaratılan ve iyi yaşatılan bir karakter pozitif anlamda çok işinize yarar. Karakter kullanımı reklamcılık tarihi kadar eski. Türkiye’de de en çok hatırlananlar Aymar ve İzocam’dır mesela. Karakter kullanınca rakamlar uçuyor resmen. Biz Vadaaaa’yı yapmadan önce Yapı Kredi zor durumdaydı. Yunus suratlı bebeksi bu mor yaratık sayesinde yüzde 350 geri dönüş aldık. Sekiz yıldır yaşıyor. Geçen sene Bağdat Caddesi’ne Vadaaaaa’nın heykeli dikildi. Karakterlerin bol olduğu bir dünya ise kesinlikle daha güzel olacak. Yaratılan ve yaşatılan her yeni karakter yaydığı pozitif enerjiyle ortalığı temizleyecek.”