Güncelleme Tarihi:
İşadamı Fasih Saylan ve İsviçre asıllı Lili (Leyla) Reiman’ın en büyük kızı. 1935 doğumlu. Turgut, Tuğrul, Turhan ve (adını kendisinin koyduğu) Gündüz’ün ablası. İki kez evlenmiş. İlk evliliğinden Çınar ve Çağlayan adında iki oğlu var. Büyük oğlu Çınar doktor, Çağlayan ise sanatçı.
Türkan Saylan bir ‘profesör’, ‘tıp doktoru’, deri ve zührevi hastalıklar uzmanı. Türkiye’de cüzzamın kontrol altına alınmasını sağlayan kişi. Başta Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Cüzzamla Savaş Derneği olmak üzere pek çok derneğin, vakfın kurucusu ve başkanı. Sayısız onur ve başarı ödülü sahibi. 50’si yabancı dergilerde yayınlanmış 429 yayını, Cumhuriyetin Bireyi Olmak 1 ve 2, At Kız adında üç kitabı var. İşte size bir Türkan Saylan röportajı...
Özellikle son dönemlerde sponsor kuruluşlarla birlikte binlerce kız çocuğunun okumasını sağladınız. Burada geldiniz nokta nedir?
Hesap çıkardım, dokuz bine yakın kız çocuÄŸuna ulaÅŸmışız. Åžu anda çeÅŸitli projelerde bizden burs alıyorlar. ÇoÄŸu 10 kardeÅŸ olduÄŸu için yalnızca 10’la çarpsam 90-100 bin kiÅŸi eder. Projeleri ikiye ayırdık. Ä°lköğretim 6, 7, 8’inci sınıfları ‘Anadolu’da bir kızım var öğretmen olacak’, ötekileri ÇaÄŸdaÅŸ Türkiye’nin ÇaÄŸdaÅŸ Kızları’nda topladık.Â
İnsanları harekete geçirmeyi nasıl beceriyorsunuz?
Ben hayatta çok fazla engellemeyle karşılaÅŸmadım ama baÅŸkalarının önünü açma iÅŸini çok baÅŸarılı yapabiliyorum. Kimse daha ileri gidebileceÄŸini aklına getirmiyor. Öyle anlatmışlar, elindekiyle yetin demiÅŸler. Ä°nsanlara yapabilirsin demek çok önemli. Bizde hep ‘yapamazsın’ deniyor.Â
Bu kadar çok işi aynı anda yapabildiğiniz, ünlü bir insan olduğunuz için çok paranız olduğunu düşünenler var. Gerçekten paranız var mı?
Ben memur zihniyetliyim. Borçlu olmaktan her zaman hoşlandım. Hep taksit öderim, borcum vardır. Hiç aşama yapamam. Param olsa neler yaparım diyorum. Kaç tane daha okul yaparım, kaç çocuk burs alır. Benim hayallerime gidecek olan paraya da hiçbir zaman hayır demiyorum. İnsanın kendisi için isteyecekleri sınırlı.
Sürekli devletle, bürokrasiyle ve ‘zor insanlarla’ uğraşırken zorluklar karşısında yılmamayı nasıl öğrendiniz?
Bir iş doğru ve insanların menfaati içinse yılmıyorum, pes etmiyorum. Yanımdakilere de ‘bu işi önce kendiniz çözeceğinize, bürokrasiyi geçeceğinize inanmalısınız’ diyorum. Çok ısrarcıyım, kafama koyduğum şeyi yapmaya çalışırım. Lüzumsuz şeylerle hiç uğraşmam. İnsanları dinleye dinleye onlarla iletişim kuruyorsunuz, bir kapı açıyorsunuz. Çünkü bizim çıkarımız yok. ‘Beni şuraya tayin edin’ demiyorum.
Hiçbir zaman ‘ben lider olayım’ diye ortaya çıkmamışsınız ama hayat sizi liderliğe götürmüş. Sizce bunun nedeni nedir?
Bir işi kafanıza koyduğunuz zaman arkanızda kimse olmuyor. Her zaman birisinin daha bir öne çıkması gerekiyor. Bir de bakıyorsun kimse aynı riski almıyor. Belki benim özelliklerimden biri risk almaktan korkmamak. Ben hep şunu derdim: Her zaman sıfırdan başlayabilirim. Sıfırdan başlamak bana çok keyifli gelirdi.
Nasıl bir yöneticisiniz?
21 sene baÅŸhekimlik yaptım. Kimseyi kovmakla, sürmekle tehdit etmedim. Kavgacı deÄŸilim. Benim kavgam baÅŸka türlü.  İnsanların baÅŸarılı olması için onları rahat bıraktım, onların kendi baÅŸarısını yaratmasını bekledim. Hep böyle çalıştım ve hiçbir zaman sorun yaÅŸamadım. Bağırma çağırma hiçbir zaman sistemi geliÅŸtirmez.Â
Önce meme, şimde de karaciğer kanseriyle mücadele ediyorsunuz. Pek çok insan bunu bilmiyor. Neden kendinizi bu kadar geri planda tutuyorsunuz?
Benim karaciğerimde yedi tane metastasım (vücuttaki bir hastalığın vücutta başka bir yere yayılması) var. Biliyorum ki bunlar bir gün patlayacak ama her dakika bunu düşünürsem yaşayamam. İlacımı alıyorum, kontrollerimi yapıyorum (bazılarını kaçırıyorum), psikolojim bozulmuyor. Tek kızdığım şey, zamanımı kısıtlıyor. ‘Benim biletimi kestiniz utanmıyor musunuz’ diyorum. Kendime, ‘Türkan daha çok çalışmalısın, zamanın kısalıyor’ diyorum.
Dokunmak ve duymak çok önemli
Gençler sordu Saylan yanıtladı
Gençler, benimsorum@yenibir.com adresini kullanarak Türkan Saylan’a sorular sordu. İşte bu soruların yanıtları:
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin etkinliklerini takip ediyorum. Türkiye’de yaşayan bir Türk genci olarak, ülkem adına yararlı bir şeyler yapmak, ülkemin gelişmesi, insanlara yardım amaçlarıyla derneğinize gönüllü olarak katılmak ve çalışmak istiyorum. Ne yapmalıyım?
Ä°pek Erden
SAYLAN: Bize bir e-mail göndererek ne yapabileceğinizi anlatırsanız sizi yönlendirebiliriz. Projelerimizden hangisinde faydalı olabileceğinizi, zamanınızın ne kadar olduğunu, daha önce bir STK’da çalışıp çalışmadığınızı, hayallerinizi bilmeliyiz. (Bilgi için www.cydd.org.tr)
Öğretim üyeliğiniz boyunca sizi ziyadesiyle mutlu eden ya da mutsuz eden kavramlar ve yaşam felsefeniz nedir?
Bekir Çoksevim
SAYLAN: İş Bankası Yayınları’ndan çıkan ‘Güneş Umuttan Şimdi Doğar’ kitabımda, başıma gelenleri olabildiğince anlatmaya çalıştım. Beni mutlu eden, her türlü iyi şey. Doğa güzellikleri, sanat, kültürel etkinlikler ve insanların kendi ufuklarını yakalayabilmeleri, önlerinin açılabilmesi, yetenekleri doğrultusunda eğitim görebilmeleri, insanların eşitliği, özgürlüğü beni mutlu eden şeyler. İnsanlar bunlara kavuşmadığı zaman ve haksızlıklar karşısında mutsuz oluyorum. Yaşam felsefem, herkesin eşit haklar ve fırsatlara, sorumluluklara sahip olması. Bunun için çalışıyorum.
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne nasıl ve nerede üye olunabiliyor? Üye olma şartları nelerdir? Aktif ve pasif üyelik var mı? Çağdaş değerlere inanmak dışında bu dernek parası olan olmayan herkese açık mı?
Baykal Ãœnal
SAYLAN: Sayıdan çok nitelik ve çalışma bizim için önemli. Bize üye olan herkes bütün projelerin bir ucundan tutmalı. Aktif ve pasif üyelik diye bir ayrım yapmadık. Ama zamanını daha çok veren insanlarımız var. Zamanını veremeyen ama gönüllü olarak kısa süreli çalışan üyelerimiz de var. Herkese yer var ama bu herkesin ne yapabileceğini kedisine sorması, ondan sonra ‘ben bu çalışmaların içinde işe yararım’ demesi gerekiyor. En azından çağdaş eğitim yoluyla çağdaş topluma ve insana ulaşma mesajını iletmek ve çevresinde okuma yazma bilmeyenlere okuma yazma öğretmek. Herkesin yapabileceği bir şey var ama bizim tek tek insanlara ‘sen ne yapabilirsin’ diye sormamız çok zor. Artık insanların ‘ben bunu yapabilirim’ diyerek gelmesi gerekiyor. (Bilgi için www.cydd.org.tr)
Türkiye’de cüzzamın yok olduğunu söyleyebilir miyiz? Cüzam sorunu bugün hangi boyutta?
Ali Gümüşdere
SAYLAN: Ülkemizde cüzzam kontrol altında. Bugün Türkiye’de iki bin 500 kayıtlı hasta var. Senede birkaç kişi o ailelerden kontrol sırasında gözden kaçmış... Belirtilerin ortaya çıkmadığı dönemde olan ve belirtileri daha sonra ortaya çıkan birkaç hastamız oluyor. Onun dışında Türkiye’de cüzzam artık herhangi bir tehlike göstermiyor. Bu hastalarımız hayatlarının sonuna kadar böbrek hastalığı, ülser, kanser gibi yaşlılık hastalıklarına yakalanıyorlar.