Güncelleme Tarihi:
GÜLŞEN BU EVDE YAŞIYOR (FOTO-GALERİ)
Sabahın erken saatleri, yer Bebek Arifi Paşa Korusu... Gülşen, konser için gittiği Zürih’ten yeni dönmüş. Yine de evinin kapısında çok enerjik bir şekilde açıyor. Altında Adidas bir eşofman, üzerinde sade vintage bir tişört var.
Sabahları iyi gözükmesinin sırrını hiç aksatmadan yaptığı spora ve “Erken kalkan çok yol alır” felsefesine bağlıyor başarılı şarkıcı... Ardından bir ekleme yapıyor: “Tabii bu semtin verdiği güzel enerjiyi de hesaba katalım. Burada şehrin içinde ama aynı zamanda orman sakinliğinde, huzur veren ve insanı dinlendiren bir yerdeyim. Daha ne olsun...”
Sonra salona girip son derece rahat görünen bir kanepeye oturuyor.
KAPSÜLDEN ÇIKIP DOĞAYA SIĞINDIM
Üç yıl önce taşınmış bu apartman dairesine... “Daha önce Fulya Polat Tower’da kapsül gibi küçücük bir evde yaşıyordum. Buraya ilk taşındığımda kendimi biraz tuhaf hissettiğim. Çünkü eski evim buraya göre fazla korunaklıydı” diyor.
Oradan taşınmaya karar verdiğinde ilk düşündüğü yer, çok sevdiğini söylediği Bebek olmuş. ınternetten araştırdığında da bu ev karşısına çıkmış hemen... “Salona girer girmez ‘burası’ dedim ve diğer odalara bakmadım bile! Evi hemen tuttum” diyor.
BANYODA VAKİT GEÇİRMEYİ SEVERİM
140 m2’lik üç oda, iki banyo, mutfak ve salondan oluşan dairenin içini baştan aşağıya yeniletmiş. Salona açılan mutfak genişletilmiş, iki de giyinme odası eklenmiş daireye. Salonun bir duvarı buraya modern bir hava katan ahşap panjurla kaplanmış. Böylece güneş ışığı yitirilmeden yan taraftaki binanın görüntüsünden kurtulmak mümkün olmuş.
“Yemek yapmayı seviyorum. O yüzden mutfağa çok önem verdim” diyor sanatçı. Evin banyosuna ise egzotik bir spa görünümü verdirmiş. Yerdeki çakıl taşları, kurna ve duş bölümüyle, evin en keyifli yerlerinden biri olup çıkmış burası... “Banyoda vakit geçirmeyi severim. Öncesinde L şeklinde, küçük, kullanışsız bir mekandı” diyen Gülşen, bir duvarı boydan boya cam kaplatarak banyosunun daha da geniş görünmesini sağlamış.
KIRMIZI ÇOK ÇARPICI VE DİNAMİK BİR RENK
Evdeki çoğu eşya özel olarak tasarlanmış.
İki bölümden oluşan salonun oturma kısmının zemini tik... “Evin havasını anında değiştiren güzel bir malzeme tik ve buraya da yakıştı bence” diyor. Yemek odasının bulunduğu bölümde ise zeminde başlayan kırmızı halı tüm koridor boyunca arkadaki yatak odalarına kadar boydan boya uzanıyor. “Bunu ünlülerin kırmızı halı merakından esinlenerek yaptık” diye gülerek anlatıyor Gülşen. Bu halı aynı zamanda salonda kum beji olarak başlayan, içeri doğru ilerledikçe gri ve siyaha dönüşen duvar rengiyle de çok iyi uyum sağlıyor.
“Kırmızı çarpıcı ve çok etkili bir renk. Bu sayede salon dinamik gözüktü. Evdeyken hep buradayım zaten. Ebru sanatına merakım var. Yayıyorum boyaları yemek masasının üzerine, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorum” diyor keyifle...
LONDRA'DA KENDİMİ EVİMDE HİSSEDİYORUM
“Öyle şaşaa sevmiyorum ben. Evim her yerden koşarak geldiğim yer olmalı. Bir de ıngiltere’de kiraladığım ev var tabii. Küçük ama sempatik bir ev” diyen Gülşen, Londra’nın ruhunu besleyen ve sanatı açısından ilham veren bir şehir olduğunu belirtip etkiyor: “O yüzden buradan oraya gittiğimde kendimi hiç yabancı ve evimden uzak hissetmiyorum.”