Mesude ERŞAN
Oluşturulma Tarihi: Eylül 29, 2007 00:00
Her yıl 220 milyon kadın hamile kalıyor. Bunların yüzde 38’i (80 milyon) "kaza kurşunu" kurbanı, yani aslında hamileliği arzulamıyor ve planlamıyor. İstemeden hamile kalan kadınların ve genç kızların önünde sadece iki seçenek bulunuyor.
Ya kürtajla gebeliği sonlandırmak ya da bebeği dünyaya getirmek. Hamilelerin yüzde 22’si (46 milyon) kürtajı tercih ediyor. Geride kalan çoğunluk ise istese de istemese de dünyaya bebek getiriyor. İstenmeyen gebeliklerden korunmanın ve planlı doğum yapabilmenin tek yolu, modern doğum kontrol yöntemlerini kullanmak. Giderek büyüyen bu soruna dikkat çekmek isteyen Dünya Sağlık Örgütü ilk kez bu yıl 26 Eylül’ü Dünya Korunma Günü ilan etti. Berlin’de de "Live Your Life Before You Start Another" (Başka bir hayatı başlatmadan önce kendi hayatınızı yaşayın) kampanyası başlatıldı. Kampanyanın "ünlüler elçisi" ise genç Hollywood yıldızlarından Mischa Barton. Barton, gençlere ve kadınlara "Annelik konusunda iyi düşünün, sonra karar verin" mesajı veriyor.
Berlin Admiralspalast’ta yapılan uluslararası basın toplantısında, Avrupa’nın farklı ülkelerinden 132 gazeteciye, kampanyanın tanıtımı yapıldı. Kadın sağlığı, aile planlaması konularında gönüllü hizmet veren Marie Stoper International Başkanı Dana Hoving, istenmeyen gebeliklerin sadece gelişmemiş veya gelişmekte olan ülkelerin sorunu olmadığına dikkat çekti. Gelişmiş ülkelerde bile her yıl 28 milyon kadın hamile kalıyor. Bunların yüzde 49’u istenmeyen gebelik, yüzde 36’sı kürtajla sonuçlanıyor. Her yıl 13 milyon genç kız hamile kalıyor. "Kliniklerde 15-16 yaşlarında genç kızları görüyoruz. Büyük korkularla yüzleşiyorlar. Çok önemli kararlar vermeleri gerekiyor. Kürtaj mı olsalar? Bakamayacakları bir bebek mi dünyaya getirseler? Aslında kürtaj rakamlarını aşağı çekmeyi başarmak, kadınların hayatında büyük değişiklik yapmak anlamına geliyor."
CİNSELLİK YAŞAMAK İSTİYORLAR AMA KORUNMADAN
Avrupa Kontrasepsiyon Derneği Genel Sekreteri Olga Loeber, Avrupa’da gençlerin ilk cinsel deneyimlerini 16.6 yaşında yaşadığını söylüyor. Bu yaş giderek aşağıya iniyor. İlk cinsel deneyimlerinden önce gençlerin yüzde 80’i, doktorlarla doğum kontrol yöntemleri, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunma konularında görüşmüyor. Bu kadar çok sayıda modern korunma yöntemi varken kullanmamalarının nedenini anlamak zor. Her 4 gençten 1’i hiçbir kontrol sistemi kullanmıyor. 7’de 1’i geri çekme yöntemiyle gebeliği önlemeye çalışıyor. "Kızlar erkek arkadaşlarından çok etkileniyorlar. Arkadaşları yöntem kullanmak istemiyorsa korunmuyorlar bile."
Mischa Barton, 12-13 yaşlarında cinsellikle ilgili ilk bilgilerini ailesiyle konuşarak ve okulda verilen eğitimden aldığını anlatıyor. 21 yaşındaki Barton, genç hemcinslerine "Hayat çok zor. Annelik çok özveri ve sorumluluk istiyor. İyi düşünün, korunun" mesajını yolluyor.
4 yılda doğum kontrol yöntemi kullanım oranı yüzde 5 düştü
Aynı araştırma 2003 yılında da yapılmıştı. 2003’teki araştırmada dini inançlarından dolayı korunma yöntemi kullanmadığını söyleyen kadın yoktu. Söz konusu 2007 araştırmasında her 100 kadından 7’si "dini inançlarımdan dolayı herhangi bir doğum kontrol yöntemi kullanmıyorum" dedi. 4 yıl sonra doğum kontrol cephesinde değişenler şöyle:
Doğum kontrol kullanım oranı7462
Evli-aktif cinsel yaşamı olan kadınların yöntem kullanım oranı8479
Rahim içi araç kullanım oranı 2219
Doğum kontrol hapı kullanımı89
Cerrahi steralizasyon oranı34
Prezervatif kullanım oran1616
Yüzde 38’i korunmuyor
26 ilde, 18-45 yaşlarındaki 2020 kadınla yapılan Doğum Kontrol Yöntemleri Kullanım Araştırması’na göre, kadınların yüzde 38’si halihazırda herhangi bir doğum kontrol yöntemi kullanmıyor. Geri çekilme gibi geleneksel yöntemleri tercih edenlerin oranı yüzde 12. Kullanılan yöntemler arasında en yüksek oranda tercih edilen yöntem yüzde 19 ile spiral. İkinci sırada yüzde 16 ile prezervatif, üçüncü sıradaysa yüzde 12’yle geri çekilme tercih ediyor.
Bayer Schering Pharma’nın yaptırdığı araştırma Türkiye’de de kadınların aslında istemedikleri gebelikten korunmada bir zaafı olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, kadınların yüzde 18’i şimdiye kadar en az bir kez kürtaj yaptırmış. Kürtaj gibi kötü bir deneyim bile modern doğum kontrol yöntemlerini kullanmaya motive edemiyor. Araştırma kadınların bu konuda doktorlar tarafından dahi yönlendirilmediğini ortaya koyuyor. Kürtaj yaptıran kadınların yüzde 43’ü operasyon sonrasında doktorunun herhangi bir doğum kontrol yöntemi önermediğini söylüyor. En yaygın önerilen yöntem ise spiral (yüzde 31).
YÜZDE 7 DİNİ İNANÇLARDAN DOLAYI KORUNMUYOR
Doğum kontrol yöntemlerini kullanmama nedenlerine gelince... Yüzde 61 ile cinsel ilişkiye girmemek başta geliyor. Aktif ve cinsel yaşamı bulunan kadınların yüzde 18’i sağlık sorunlarından dolayı, yüzde 16’sı sağlığa zarar verdiği düşüncesi, yüzde 12’si hamile kalacağına inanmadığı, yüzde 8’i çocuğu olmadığı, yüzde 7’si dini inançları, yüzde 4’ü eşi istemediği, yüzde 2’si de pahalı olduğu için hiçbir modern yöntemi kullanmıyor.
İran ve Mısır’dan gerideyiz
Modern doğum kontrol yöntemi kullanımında Türkiye’nin karnesi kötü. Modern yöntem kullanma sıklığı İran’da yüzde 56, Mısır’da yüzde 54, Cezayir’de yüzde 50. Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye’deki sıklık yüzde 51.
Türkiye’de yılda 280 bin kürtaj yapılıyor
Türkiye’de her yıl 1.9 milyon gebelik oluyor. Bunların 550 bini aslında istenmiyor. 280 bininin kürtajla sonlandırıldığı tahmin ediliyor. Doğum kontrol yöntemleri gebeliğin oluşmasını önlüyor. Kürtaj bir doğum kontrol yöntemi değil. Mevcut gebeliğe son veriyor. Üstelik, rahim delinmesi, kanama ve enfeksiyon gibi riskleri bulunuyor. Ayrıca kaygı, suçluluk duygusu, depresyon benzeri psikolojik sorunlara da zemin hazırlıyor. Toplumun değer yargıları vb. nedenlerle çoğu kez kadının tek başına göğüslediği, gizli tuttuğu acı veren bir deneyim.
İdeal doğum kontrol yöntemi
Güvenilirlik oranı yöntemden yönteme değişiyor. Araştırmalara göre, tüplerin bağlanması, rahim içi araç ve implant yüzde 100, doğum kontrol hapı ve iğne yüzde 99.9, spiral yüzde 99, kondom yüzde 93, takvim yüzde 91 ve geri çekilme yüzde 81 oranında güvenilir. WHO’ya (Dünya Sağlık Örgütü) göre ideal doğum kontrol yöntemi, yüzde 100 güvenli, geri dönüşümlü, ilişkiden bağımsız, yan etkisi olmayan, korunma dışı yararları bulunan yöntem.
Aile planlaması Anayasa güvencesinden çıkarılıyor
Mevcut Anayasa’nın 41’inci maddesi aile planlamasını güvence altına alıyor. Gerekli tedbirlerin alınması ve teşkilatın kurulmasını öngörüyor. Ancak yeni anayasa taslağında mevcut anayasadaki "Devlet, aile planlamasının öğretimiyle uygulamasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır" hükmüne yer verilmedi. Bu madde, "Aile toplumun temelidir, eşler arasında eşitliğe dayanır ve her türlü hukuki, ekonomik ve sosyal korunmadan yararlanır" şeklinde düzenlendi.
Türkiye Aile Planlaması Derneği Başkanı Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu, "Aile planlaması anne ve bebek sağlığı için çok gerekli ve anayasal dayanakla korunmak zorunda. Aile planlaması, nüfus planlaması anlamına gelmiyor. Çiftlerin istediği zaman istediği zaman istediği kadar bebek sahibi olmasını teşvik ediyor" diyor.
Şatıroğlu, "İstenmeyen gebelikler en çok korunduğunu sanan grupta oluyor. Korunmama nedeniyle her 5 ilişkiden birinde gebe kalma ihtimali var. Bu Rus ruletinden beter!" diyor.