Murat TOSUN
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 28, 2009 23:47
Kısa bir ayrılık yaşamamızın ardından ülkemizin tek motorsporları gazete sayfasından yeniden merhaba. Sizden ayrı kaldığımız bu süre içinde motorsporlarında çok önemli değişimler ve çok önemli gelişmeler oldu. Sporun her türlü alanında fırtınalar koptu. Formula 1 dağılmanın eşiğinden döndü.
Dünyanın en önemli organizasyonunda kazananlar yeniden değişti. Ralli parkurlarında efsanelerin sonu geldi. Fransız pilot Sebastien Loeb artık yarış kazanamaz duruma geldi ve kendisini bu durumdan kurtarmak için mavi boncuklar aramaya başladı. Hatta ralliyi bırakıp Formula 1 yapacağını bile söyledi. Ülkemizde ise suyun akışında bir değişiklik olmadı. Herkes ununu eleyip, eleğini duvara asmış gibi yoluna devam etti. Bu durum herhalde bu sporun ülkemizde sonunu getirecek veya getirdi bile.Bu spor gerçekten de çok ilginç bir olay. Çok hızlı ve zamana çok çabuk ayak uyduruyor ve insanı gerçekten de fazlasıyla şaşırtıyor. Gazetemiz ara verdiği süre içinde de bu sporun hızına şaşırdım kaldım. Sizlerle beraber olmadığımız süre içinde çok önemli işler ve çok önemli değişiklikler oldu. Kendi adıma da çok ama çok önemli değişiklikler yaşadım. Ama bu sayfada sporun değişikliklerinden söz etmek gerektiği için kendi adıma yaşadığım değişiklikleri elbette sizlere anlatıp, sizlerin de kafasını bunlarla doldurmayacağım. Ancak iki günlük ayrılıkla bile telefonlarını kapatıp, bir
haber bile sormayanlara da selam olsun demek istiyorum. Sporda olan değişiklikler çok ama çok hızlı demiştim. Maalesef bunları ülkem için söylemediğimi hatırlatmak isterim. Ülkemizle ilgili yaşanmayan değişiklikleri yazının ilerleyen bölümlerinde anlatacağım ama böyle küçük bir başlangıç bilgisi vermek istedim.
KAHRAMAN YOK SEYİRCİ YOKÜlkemizde motorsporları bıraktığımız yerden bile geride duruyor. Gelişmiyor ve her geçen gün biraz daha geriye gidiyor. Tamam kriz var diyecekler ama geçen sene ve ondan öncesinde de kriz yoktu.Yarışların tamamı bomboş tribünleri düzenleniyor. Kahraman isimler yaratılacağına var olanlara bile ilgi gösterilmiyor. Hala yarışacak ve hatta çok iyi yarışacak isimler boşta duruyor. Örneğin bir Volkan Işık, bir Ercan Kazaz, bir Serkan Yazıcı ve ismini buraya yazamayacağım kadar kalabalık bir kadro Türkiye’de ortada yok. Bu isimleri yeniden spora kazandırmaya çalışacağımız yerde, onların tecrübelerinden faydalanmamız gereken en önemli yerde onları adeta kapının dışına koyduk.Bu adamları artık yarıştıramıyor bunun için bütçe bulamıyorsak bile bırakalım onlar yarışlar düzenlesin. Cuplar yapsın, ralliler organize etsin. Bu sporu hep söylediğimiz gibi artık doymuş şehirler yerine başka yerlere taşısınlar. Onlara bölge yönetimlerinden destek sağlayarak, tesisler yapmalarına izin verelim. Okullar açalım, yeni yarışçılar yetişmesini sağlayalım. Bu sporun zengin sporu olmadığını, yetenekli gençlerin şampiyonluklar kazanabileceğini ispat edelim.Kahramanlar yaratalım, kitlelerin onların peşinden koşmasını sağlayalım. Artık ülke içinde şampiyonlar değil, dünyaya meydan okuyan isimler olmasını planlayalım. Bir Türk dünyaya bedeldir sözünü bu sporda da gerçek kılalım. Öncelikle tesis yapalım, yeni yarışlar yapalım, yarışları başka yerlere götürelim. Mardin de yakalanan başarı bize örnek olsun. Samsun’a gidelim, Erzurum’a gidelim, Muğla’ya gidelim. Ben kendi adıma ülkemin her yerinde düzenlenen yeni yarışlara gelmezsem namert olayım. Yapılması planlanan tesislere gidip elimde kazma ile çalışmazsam bunun hesabını benden sorun.
YARIŞ YOK KONSER VARArtık şu istanbul Park Pisti için ne olur birileri bir şeyler yapmaya başlasın. Heyecanını kaybeden, seyirci olmanın bile çok pahalı olduğu Formula 1’den gerekiyorsa kurtulalım. Bu yarışı düzenlemek için harcanan paralara bile bu pistte neler yaparız, hayal bile edemiyorum. Bırakalım diğer yarışlar gelsin. Motosiklet gelsin, WTCC gelsin, LeMans gelsin, diğerleri gelsin, hepsi gelsin. istanbul Park’ın üzerinden şu ölü toprağı kalksın. En önemlisi ülkemiz artık bu pistten faydalansın. Pist ve diğer yarışlar düzenlensin. Tanıtımlar yapılsın. Planlandığı gibi düğünler, konserler yapılsın.Dünyanın her yerinde seyirci ilgisini artırmak için yarışlarla birlikte konserler düzenlenir, çeşitli gösteriler yapılır. Ama bu organizasyonların hepsi yarışın alt kadrosu olur. Bizde ise yarış olmadan pistte konserler düzenleniyor, dünyanın en önemli devleri yarışsız pistte konser veriyor, sahne alıyor. Keşke bu konserler bir yarışla birleştirilebilseydi. O zaman kimse, özellikle Briatore seyirci yok bu ne biçim yarış deme cüretini bulamazdı. Bu insanların eline bu kozları vermezdik.Yarışla birlikte eğlenceli aktiviteler yapıldığında pistin nasıl seyirci ile dolduğunu da gördük. Bunun için birkaç yıl öncesine yani Seat Cup organizasyonlarına bakmak bile yeterli. Formula 1’i düzenlemek için verdiğimiz paranın karşılığında hiç kafanızı yormayın Madonna’ya, Metalica’ya, U2’ya bile istanbul Park Pisti’nde üç gün üç gece konser verdirebiliriz. Pistimizi de artık yarışı bile izlemeye gelmeyen, pistimizin yöneticisi Ecclestone’un elinden kurtarırız. Artık yeter, birileri bizi duysun ve bu gidişe bir son versin.
F1 PATRONLARI SIKTIFormula 1 dünyasında çok büyük çalkantılar yaşandı. Bu spora yön veren patronlar önce esti gürledi sonrasında ise süt dökmüş kediler gibi önlerine bakmaya başladı. Bırakırız, gideriz, artık olmayız dediler ama yine bu sporu izleyenleri kandırmaktan başka bir şey yapmadılar. Tam yeni oluşum bu kez gerçekten başlıyor derken hevesimiz kursağımızda kaldı. FIA Başkanı Max Mosley’in artık ben olmayacağım demesinin ardından hepsi yeniden yerlerine çekildi ve o fırtınalar kopartan adamlar kayboldu. Artık bu adamların yaptıklarına, söylediklerine kim inanır bilmiyorum ama en azından ben kendi adıma hiç inanmayacağım. Bütün heyecanını kaybeden bu sporun dirilmesi için FIA başkanlığı için adı anılan Jean Todt yeter mi bilmem. Ama bunun da yetmeyeceğini düşünüyorum. Formula 1’e yön verenler bile bence artık neye inandıklarını unuttular.
LOEB BONCUK ARIYORFransız Sebastien Loeb Türkiye’de bir yarış düzenlenmesi için dualar etmeye başladı galiba. Buraya gelerek her yerini nazar boncuğu ile doldurmak istiyor. O biyonik adam gitti yerine yarış bitiremeyen ve sürekli kaza yapan birisi geldi. Sanki kurulmuş bir otomobille yarışıyor gibi tüm yarışları kazanan adam artık parkur üzerinde durmak yerine sürekli olarak yol dışına çıkıyor. Bozulmayan otomobil unvanına sahip olan aracı sorunlarla boğuşuyor. Belki de Loeb de artık tüm seyircilerin olduğu gibi kendisi de yarışları kazanmaktan sıkıldı. Ben kendisine bir tane kocaman nazar boncuğu göndermeyi planlıyorum ama bunu da çokta isteyerek yapmayacağımı da söylüyorum. Rallinin yeni altın çocuğu ise Hirvonen oldu. Yakaladığı şansı değerlendiremeyen ve Fin pilotların adına bile leke süren Hirvonen sonunda toparlandı ve arka arkaya yarışlar kazanmaya başladı. Liderliği bile ele geçiren Hirvonen umarız bu çıkışını sürdürür ve sezonu şampiyon olarak tamamlar. Loeb de söylemeye başladığı gibi bu sporu bırakarak birazda Formula 1’dekilerin canını yakar.
BİR TÜRK HAYAL EDİNSadece hayal etmenizi istiyorum. Bir Türk Formula 1’de ya da rallide ya da başka bir yarışta dünyaya meydan okuyor. Bunun en önemli ispatı Süreyya Ayhan olmalı. Tüm Türkiye olarak bu kızın yarışlarını izlemedik mi? Onun yaptığı antrenmanları bile takip etmedik mi? Yarışları reyting rekorları kırmadı mı? Gazeteler onunla röportaj yapmak için yarışmadı mı? Gerçi onunda sonunu getirdik ama herkes onun koşuları ile ilgilenmedi mi? Aynı şeyi motorsporlarında yapmak bu kadar zor mu? Bir kahraman yaratmak ve onunla ülke olarak gurur duymak bu kadar mı zor? Vettel’in, Button’ın, Loeb’ün, Hirvonen’in karşısına
aslan gibi bir Türk’ü çıkartmak bu kadar güç olabilir mi? Neden biz böyleyiz diye insan kendi kendisine soruyor. Bırakın bir kahraman yaratalım. Hatta birkaç tane yaratalım. Onun altına yarışacak iyi bir otomobil veremedikten sonra istanbul Park’a sahip olsak ne olur. Ki buraya harcanan para ile onlarca sporcu yetiştirir ve onlarla gurur duyardık o da ayrı bir konu.<ımg>ımg>