Oluşturulma Tarihi: Mayıs 25, 2004 00:00
Yağları hayatınızdan çıkararak kalp hastalıklarına ve kansere karşı korunma sağlayamazsınız. Tam tersine bazı yağlar sizin için yararlıdır ve bu iyi yağları beslenme programınıza almanız çok önemlidir. Yediğiniz yağın türünde yapacağınız
seçim, hastalıkları önlemek için atacağınız en önemli adımdır. Son 40 yıl süresince yağlar ısrarla halk sağlığının bir numaralı düşmanı ilan edildi. Batı dünyası, yağlardan alınan kalorinin miktarını azaltmak için büyük çaba harcıyor. Yağ oranı azaltılmış çerez ve hazır yiyecekler için her yıl trilyonlar ödeniyor. Ayrıca sindirim sisteminden yağı emen haplar, yağsız beslenme kuralına göre hazırlanmış rejim reçeteleri de büyük ilgi görüyor. Fakat bütün bu çabalar ve harcamalar sayesinde daha sağlıklı olduğumuz söylenemez. Hatta sağlığımızı tehlikeye atıyoruz. Özellikle Amerika’da şişmanlık ve diyabet vakalarında büyük artış var. Ve de yağlara karşı açılan savaş, kalp hastalıkları ve kanser oranlarında da bir azalma sağlamadı. Oysa yağların bu iki hastalık türünün ortaya çıkmasında birinci derecede rol oynadıklarına inanılıyordu. Çabalarımızdan bir sonuç alamayışımızın bir nedeni yağların hepsinin aynı olmadığı gerçeğini görmezlikten gelmemiz. Ya da daha açık söyleyelim, yağların hepsi kötü değildir. ‘Bazı yağlar, sizin için yararlıdır ve bu iyi yağları beslenme programınıza almanız çok önemlidir!’ Aslında iyi yağları daha fazla yiyip, kötülerden uzak durmak, sağlıklı beslenme stratejisinde kiloları kontrol altında tutmaktan sonra ikinci derecede önem taşır. Doğru yağ türünü kullanmak çok kritik bir meseledir, çünkü kalp hastalığına neden olmak konusunda en fazla suçlanan beslenme yoluyla alınan yağlardır. (Burada kalp hastalığı tanımlamasını kullanırken kalbe kan taşıyan koroner damarlardaki tıkanmayı kastediyoruz) Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde bugün bir numaralı ölüm nedeninin kalp hastalığı olduğu biliniyor. Sadece Amerika’da bir yıl içinde bir milyon kişi kalp krizi geçirdi. Sigara içmemek dışında, yediğiniz yağın türünde yapacağınız seçim, kalp hastalığını önlemek için atacağınız en önemli adımdır. DİYETE RAĞMEN KİLO ALINABİLİRBelki de şöyle düşünüyorsunuz:’Bir saniye durun bakalım. Yağ yemek beni şişmanlatmaz mı? Üstelik yağ, kalbim için de zararlı.’ Sadece beslenme programınızda hiçbir kısıntıya gitmeden programa daha fazla yağ eklerseniz, kilo alırsınız. Doymuş yağ tüketimini azaltıp mono doymamış yağ ve poli doymamış yağ tüketimini artırırsanız ve de her gün aynı miktarda
kalori almayı hedef edinirseniz sorun kalmaz. O zaman kilo almazsınız. Az yağlı besinlerle
diyet uygulayan bir kiÅŸi genel olarak bir kaç hafta sonra bir iki kilo verebilir, fakat daha sonra diyet uygulamasına devam etmesine raÄŸmen tekrar kilo alır. Avrupa ülkelerinde yapılan araÅŸtırmalar, en az yaÄŸ tüketen kadınların büyük bir çoÄŸunluÄŸunun aşırı ÅŸiÅŸman olduÄŸunu ortaya çıkardı. Buna karşılık fazla miktarda yaÄŸ tüketenlerin böyle bir sorunu yok. Avrupa erkeklerinin ÅŸiÅŸman olmalarında da besinlerindeki yaÄŸ miktarının bir rolü yok. Amerika’da yaÄŸ tüketimi azaldıkça, ÅŸiÅŸmanların sayısının da o oranda arttığı saptandı. Kısaca özetleyecek olursak, besinlerinizdeki yağın sizi ÅŸiÅŸmanlatması kaçınılmaz bir sonuç deÄŸil. EÄŸer yakabileceÄŸinizden fazla kalori alırsanız kilolarınız artar, hem de aldığınız kalorilerin çoÄŸunu karbonhidrat ya da proteinlerden temin etseniz bile sonuç deÄŸiÅŸmez.YaÄŸ ile kanser iliÅŸkisini ciddiye alınAz geliÅŸmiÅŸ ülkelerde, ortalama yaÄŸ tüketimi çok azdır. Bu ülkelerde, meme, kalın bağırsak ya da prostat kanserine yakalananların oranı, geliÅŸmiÅŸ ülkelerdekinden çok daha düşük. Bu bilgi, yaÄŸlarla kanser arasında doÄŸrudan bir baÄŸlantı olduÄŸu iddialarını güçlendirdi. MEME KANSERÄ° Daha sonraki dönemlerde yapılan bilimsel çalışmalar ise, besin yaÄŸlarıyla meme kanseri arasında uzaktan yakından bir iliÅŸkinin bulunmadığı tezini güçlendirdi. Ancak en az yaÄŸ tüketen kadınlarda meme kanserine yakalananların çokluÄŸu da dikkat çekti. Ä°nsanlar ve hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, kaynağı ne olursa olsun, çok fazla kalorinin meme kanserine neden olabileceÄŸini gösterdi. KALIN BAÄžIRSAK KANSERÄ° Çok fazla kırmızı et yemenin de kalın bağırsak kanseri tehlikesini artırdığı söylenir. Kalın bağırsak kanseriyle beslenme arasındaki bağın ÅŸimdilik yakılamayan fazla kaloriden ibaret olduÄŸu iddia ediliyor. Kanser ile beslinlerdeki yaÄŸ arasında hiçbir iliÅŸki olmadığını iddia etmek imkansız. Fakat bu çalışmalar daha uzun yıllar devam edecek. Derleyen: Azize BERGÄ°NBesin yaÄŸlarının türleri MONO DOYMAMIÅž YAÄžLAR: Zeytin ve zeytinyağı, fındık yağı, fıstık yağı ve diÄŸer taneli meyvelerden elde edilen yaÄŸlar.POLÄ° DOYMAMIÅž YAÄžLAR: Mısır, soya, pamuk tohumu yaÄŸları, balık DOYMUÅž YAÄžLAR: Yağı alınmamış süt, tereyağı, peynir, dondurma, kırmızı et, çikolata, hindistan cevizi yağı GEÇİCÄ° YAÄž ASÄ°TLERÄ°: Margarinlerin çoÄŸu, sebze yaÄŸları, ayaküstü yenilen yiyeceklerin çoÄŸu, hazır satılan fırında piÅŸirilmiÅŸ yiyecekler. DoymuÅŸ yaÄŸlar kalp hastalıklarını tetiklerÄ°kinci Dünya savaşından sonra Ancel Keys adında bir bilim adamı, ‘Yedi Ãœlke Çalışması’ adını verdiÄŸi bir araÅŸtırma yaptı. Bu araÅŸtırmada, doymuÅŸ yaÄŸlarla kalp hastalığı arasında güçlü bir bağın bulunduÄŸu belirtildi. Ne gariptir ki, Keys ve meslektaÅŸları besinlerden alınan yaÄŸ miktarıyla kalp hastalığı arasında bir bağın varlığını ortaya çıkaramadılar. Ãœstelik kalp hastalığı oranı en düşük olan ülke Girit’te yaÄŸlardan alınan kalorinin yüzde kırk gibi çok yüksek bir oranda olduÄŸu anlaşılmıştı. (Bu adada zeytinyağı tüketimi çok yaygındı.) Aynı dönemde ABD’de Massachusetts, Framingham’da yürütülen çalışmalar, kandaki kolesterol oranının çok yüksek olmasıyla kalp hastalığı arasında bir bağın bulunduÄŸunu ortaya çıkardı. Finlandiya en fazla kalp hastası bulunan ülkeydi. Finlandiya mutfağında doymuÅŸ yaÄŸ kullanımı çok yüksek orandaydı. GeliÅŸmiÅŸ batı ülkelerinde, doymuÅŸ yaÄŸ kullanımı, sigara alışkanlığı ve hareketsizlik, kalp hastalarının sayısını artırıyor. 1980 yılında kalp, felç ya da kanser teÅŸhisi konmamış 80 bin saÄŸlık personelini incelemeye aldık. Bu kiÅŸilerin yedikleri yaÄŸ türlerini ve miktarlarını saptadık. Ä°yi yaÄŸların saÄŸladıkları yararlar, kötü yaÄŸların zararlarını ortadan kaldırdığı için, kalp hastalığıyla, tüketilen yaÄŸlar arasında bir baÄŸlantı olmadığı sonucuna varıldı. Doymamış yaÄŸlarla beslenenler, kalp krizi konusunda doymuÅŸ yaÄŸ tüketenlere göre çok daha ÅŸanslıydılar. Bütün bu çalışmalar, yağı besin listesinden tamamen çıkarmak yerine yararlı yaÄŸları tüketmenin doÄŸru olacağı sonucuna varmamızı saÄŸladı. 1990 yılının sonlarında Amerikan Yiyecek ve Ä°laç Yönetimi(FDA) yiyecek paketlerine ne kadar doymuÅŸ yaÄŸ içerdiklerini belirten bir açıklamanın yazılmasına karar verdi. Böylece doymuÅŸ yaÄŸların saÄŸlık için zararlı oldukları, buna karşılık doymamış yaÄŸların suçlama dışında kaldıkları da kabul edildi.GÃœNÃœN UZMANI: Prof. Dr. Aksel SIVAMS kontrol altındaGenellikle genç eriÅŸkinleri etkileyen sinir sistemi hastalıklarından MS’in (multilp skleroz) kesin nedeni bilinmiyor. Ancak uzmanlar geliÅŸtirilen ilaçlar nedeniyle artık ‘kontrol edilebilir’ hastalıklar içinde sayıyorlar. Türkiye Multipl Skleroz DerneÄŸi’nin düzenlediÄŸi 15’inci MS Günü Toplantısı’nda MS hastalığı ve tedavisine yönelik son geliÅŸmelerle gündeme geldi: l MS sinir sistemini nasıl tutuyor? Hastalık özellikle sinir sisteminin beyin, omurilik gibi merkezi sinir sistemi denilen bölümlerini tutuyor. MS’den sinir lifleriyle onların etrafındaki kılıfların etkilendiÄŸi hastalık. Bu etkilenme beyinin ve omuriliÄŸin deÄŸiÅŸik yerlerinde, deÄŸiÅŸik zamanlarda oluyor. MS için bugün ‘kontrol altına alınabilir’ bir hastalık diyebiliriz. l MS bulaşıcı mı? Kimlerde daha çok görülüyor?MS öldürücü, bulaşıcı ve akıl hastalığı deÄŸil... Sokakta hiçbir ÅŸeyi olmadan dolaÅŸan birçok da MS’li var. En çok 20-40 yaÅŸ grubunda ve sıklıkla kadınlarda görülüyor. l Stresle iliÅŸkisi var mı?Stresle iliÅŸkisi kesin deÄŸil. Sadece MS atağını tetikleyebileceÄŸini söyleyebiliriz. Kültürel ve ekonomik düzeyi daha iyi olan kiÅŸilerde, kentlerde yaÅŸayanlarda daha çok görülüyor. Modern yaÅŸamın getirdiÄŸi bazı problemler, daha çok yapay yiyeceklerle beslenmek etkili. l Bağışıklık sistemi hastalığı olduÄŸunu biliyoruz. Ancak bağışık sisteminin yetmezliÄŸi deÄŸil, ÅŸaÅŸkınlığı sözkonusu. Aslında MS tek bir hastalık deÄŸil, bir hastalıklar grubu. Dolayısıyla ‘MS yoktur, MS’li vardır’ demek daha doÄŸru.l Erken tanı için hangi belirtileri dikkate almak gerek?Görme bulanıklığı, çift görme, yürümede dengesizlik, kol ya da bacakta karıncalanma, güçsüzlük, uyuÅŸukluk, koordinasyon zayıflığı, yorgunluk, halsizlik, kas sertleÅŸmesi, titremeler, konuÅŸma bozukluÄŸu, bağırsak veya mesane sorunları MS’in bazı belirtileri. l Tedavide son geliÅŸmeler nelerdir? Son 10 yılda, ilk kez belirli bir dereceye kadar etkinlikleri kanıtlanmış ilaçlar MS’in gündeminde. Önümüzdeki 10 yıl içinde, gen teknolojisinin de katkılarıyla tedavi programlayacağız. Bugün, interferonlar dediÄŸimiz, interferon Beta 1B ve 1A grubu ilaçlar, glatiramer asetat denilen bir baÅŸka ilaç ve de yakın zamanda MS’in biraz daha ağır seyreden halinde kullanılan mitoksantron dediÄŸimiz ilaçlar kullanılıyor. Ä°laçlar, daha az atak geçirilmesini saÄŸlıyor. l MS’le nasıl yaÅŸanır?MS tanısı alan bir kiÅŸi hastalığın neden ortaya çıktığının bilinmemesinden psikolojik tepki içine giriyor. MS korkulacak bir hastalık deÄŸil. Ben hastalarıma,‘YaÅŸantınızı deÄŸiÅŸtirmeyin’ diyorum. Evlenebilirler, çocuk sahibi olabilirler. MS’liler, kronik hastalığı olanlara göre çok daha verimli olabilirler. l MS’in Türkiye’de görülme sıklığı nedir? Türkiye’de, son olarak Edirne’de yapılan bir araÅŸtırma var. Çalışmada yüzbinde 34 sıklıkta görüldüğü bulundu. Bunlar tanısı konmuÅŸ MS’lilerin oranı.. Zaten Türkiye’de yüzbinde 30-40 oranı tahmin ediliyordu. l Hastalığın daha sık görüldüğü coÄŸrafyalardan sözetmek mümkün mü?MS’in görülme sıklığı enlemlere göre deÄŸiÅŸiyor. Sıcak kutupta hemen hemen hiç gözükmezken, daha soÄŸuk iklim kuÅŸağında olan ülkelerde sıklık artıyor. Türkiye’de, Yunanistan’da yüzbinde 30-40 derken, Ä°talya’da, Ä°spanya’da bu oran yüz binde 50-60’lara çıkıyor. YARIN: KARBONHÄ°DRATLARÂ
button